Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TARKAN’IN İstanbul’da yeri yerinden oynatan Açıkhava konserleri başladı. Yıllardır hem Tarkan hem de izleyicisi bu konserlere çok özenir. Tarkan bu konserlerde yapacağı sahne şovundan giyeceği kıyafete kadar her şeyi ince eler sık dokur ama o da ne... Geçen yıl da parmağındaydı ama bu yıl kostümleriyle neredeyse tam bir tezat içindeki sarı alyansı sahne ışıkları altında büyüdükçe büyüdü. Hepimizin gözü alyansa kilitlendi ve herkes aynı şeyi söyledi: “Vay be baksanıza kıyafetimle uyumsuz diye dert etmemiş, alyansını parmağından çıkarmamış. Helal olsun Tarkan’a.” Megastar sahnede bile alyansını çıkarmıyorsa bundan böyle hiçbir evli erkeğin “Parmağımı sıkıyor”, “Alerji yapıyor”, “Rengi kıyafetime uymuyor”, “Alyansın modası geçti” gibi bahaneleri kalmadı, bu böyle bilinsin.

        Alkollü yolcuyu uçaktan indirdiler

        GEÇEN akşam THY’nin Antalya-İstanbul uçuşundayım. Kalkmamıza dakikalar kala business class’a alkollü bir yolcu geldi. Yolcunun ayakta duracak hali olmamasıyla birlikte kimseye bir rahatsızlık verdiği de yok. Sol tarafımda bir pilot oturuyor, onun yanına da alkollü yolcu oturdu. Bir anda içeride bir hareketlilik başladı. Yer hizmetlerinden birileri son derece nazik bir dille alkollü yolcudan uçaktan inmesini rica ettiler. Yolcu başta itiraz etti ancak ekip onu uçaktan inmeye ikna edince kapılar kapandı.

        ÖZGÜRLÜĞE MÜDAHALE Mİ?

        Bu durumu özgürlüğe müdahale gibi algıladım ve yanımdaki pilota alkollü uçağa binmenin yasak olup olmadığını, kimseye zararı olmayan bir yolcuyu neden uçaktan inmek zorunda bıraktıklarını sordum. Pilot anlattı: “Pek tabii yasak değil ama siz de gördünüz, alkol oranı normalin çok üzerinde. Ayakta duramıyor. Herhangi bir acil durum olduğunda kendisini koruması ve önlem alabilmesi mümkün değil. Oksijen maskesi takmak zorunda kalsa, onu bile yapamayacak. Hem kendisinin hem de diğer yolcuların güvenliğini riske atabilir. Ekip arkadaşlarım burada öncelikle yolcunun güvenliğini düşünerek hareket ediyor. Şimdi onu misafir edecekler ve kendisini toparladığında bir başka uçağa bindirecekler.” Uçağımız İstanbul’a inmek için alçaldığında son anda kuleden inişe izin çıkmadı. Pisti hayli sert bir manevrayla pas geçip yeniden havalandık. Allah korusun ama o sırada her şey olabilirdi... Böylece daha yolculuğum bile bitmeden THY’nin bu konudaki hassasiyetinin gerekliliğini tecrübe ile de sabitlemiş oldum.

        Zengin cimriliği diye bir şey var

        TANIDIĞIM tüm zenginler tutumluluk değil, basbayağı cimrilikten gelme. Bu mevzuyu dost ortamlarında sık sık konuşuruz. Biz orta halli normal yaşayan insanların asla değer vermedikleri paraların zenginler için nasıl kıymetli olduğunu görmek bizi hayrete düşürür. Dünyanın en zenginleri listesinde olan işadamı Hüsnü Özyeğin’in hayatını anlattığı ve Rıdvan Akar’ın kaleme aldığı ‘Bir Dünya Kurmak: Hüsnü Özyeğin’in Yaşam Öyküsü’ adlı kitap geçen hafta çıktı. Özyeğin, çalışarak ve üreterek geldiği bugünleri anlatırken geçmişinde tuttuğu bilanço defterini de paylaşıyor okurlarıyla. Buradan öğreniyoruz ki öğrencilik yıllarında başlıyor gelir gider hesabı tutmaya. Mesela Wendy adlı bir kız arkadaşı var ve onu yemeğe götürüyor. Maliyet 3 dolar. Sonra bir başka hanımla yemeğe çıkıyor o da 5 dolar tutuyor. Biz bu paraları bahşiş diye bile vermezken, Özyeğin o paraların hesabını yaparak bir imparatorluk inşa ediyor. Demek ki bu işler böyle oluyor. Bundan sonra oturup zenginlerin cimrilikleri hakkında dedikodu yapacağıma olayın felsefesini içselleştireceğim. ‘Aman benim de bir keyfim bu’ diyerek hiçbir mala ederinden fazla para vermeyeceğim. “Parada cimri olanın duygusu da cimri olur” demişler. Doğru söylemişler; zengin olmayı kafaya koydum, bundan böyle kimseye de ederinden fazla kıymet vermek yok.

        Diğer Yazılar