Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MERYEM Uzerli’nin “Dubaili bir şeyhle akşam yemeğine gittim” açıklaması geçen haftanın gündemiydi. Uzerli bu yemek karşılığı para aldığını ve bunu bir hayır kurumuna bağışladığını söyledi. Ne kadar aldı, nereye bağışladı ondan haberimiz yok. Uzerli’nin bu açıklaması aklıma 2015 yapımı bir diziyi getirdi. Netflix’te yayınlanan dizinin adı ‘Menajerimi Arayın’ (Dix Pour Cent).

        2O BİN DOLARLIK BULUŞMA

        Fransa’da büyük bir oyunculuk ajansında çalışan menajerlerin ve oyuncuların yaşadıkları eğlenceli bir dille anlatılıyor. Rekabet, ego, savaş, dostluk, oyun içinde oyun, arkadan vurma, parıltılı dünyanın acı gerçekleri, çıkar çatışması, o dünyaya ait ne ararsanız var dizide.

        ‘Menajerimi Arayın’ın bir bölümünde, evlenip iki çocuk yaptığı ve çocuklarına kendi bakmak istediği için iş bulamayan ama vergi borcunu ödeyebilmek için de paraya çok ihtiyacı olan bir oyucunun başına gelenler anlatılıyor. Ünlü oyuncu, iş fırsatlarını kaçırınca tıpkı Uzerli gibi, bir şeyhin yemeğe çıkma davetini kabul ediyor karşılığında da 20 bin dolarlık çek alıyor.

        ‘Menajerimi Arayın’

        ŞEYTANDAN MELEĞE

        Ertesi sabah menajerlik ofisi de bu skandalı gazete manşetlerinden öğreniyor. Oyuncunun itibarı bir yana kendi şirket itibarlarını da korumak zorunda olduklarından hemen bir basın toplantısı düzenleyerek durumu açıklığa kavuşturuyorlar. Basının karşısına çıkan kadın oyuncu “Evet, o fotoğraflardaki kişi benim. Şeyhle akşam yemeğine çıktım çünkü bu parayı alıp ihtiyacı olanlara bağışlamak istiyordum” diyor ve elindeki çeki içi kan ağlayarak yardım kuruluşuna teslim ediyor. Bir anda alkış kıyamet... Şeytandan meleğe ışık hızıyla geçiş... Ne kadar tanıdık geldi değil mi?

        **************

        BİR AKŞAM ÇOCUK OLMAK...

        ŞİMDİ size büyük bir itirafta bulunacağım: Ben 14 yaşıma kadar evcilik oynadım. Yaşıtlarım bambaşka işler peşindeyken benim hayal dünyamda kurduğum dünya çok daha eğlenceliydi. Ailem ve arkadaşlarım bana zekâ problemim varmış gibi bakmaya başlayınca fiziksel olarak evcilik oynamaktan vazgeçtim ancak içimde hep oynadım, hâlâ da oynuyorum. Yetişkinlerin kirli oyunlarından çok daha iyi geliyor bana.

        İTFAİYECİ OLDUK

        Kidzania’nın kapısını senede üç gün yetişkinler için açtığını duyunca aldım arkadaşımı gittim. Hep çocuk kahkahasının çınladığı oyun alanında bu kez çocuk saflığıyla kahkaha atan bin civarı yetişkin vardı. Ben ve arkadaşım itfaiye arabasının arkasında yangın söndürmeye giderken çocuklar gibi şendik. Karşınıza çıkan bu minik ‘çocuk olma’ fırsatlarını kaçırmayın. ‘İçimizdeki çocuk’ diyorlar ya, arada bir oyun onamak istiyor o. Masum, eğlenceli, kimseye zararı olmayan oyunlar..

        Diğer Yazılar