Bu haytalık değil rezillik
ÜLKEDE her şeyin dozunun kaçtığı ve geri dönülemez bir dönem yaşıyoruz. Her şey ama her şey ayarsız. ‘Hababam Sınıfı’ndan Hayta İsmail diye tanıyıp sevdiğimiz, 62 yaşındaki oyuncu Ahmet Arıman geçenlerde 23 yaşında bir hanımla evlendi. Vardır ikisi için de bunun mutlaka psikolojik bir nedeni diye düşünürken olay psikolojik boyuttan çıkıp tamamen fiziksel boyuta atladı.
İYİ GÜN ANLAYIŞI: MEMELER DİKKEN
Tamam Hayta, henüz eşinin memeleri sarkmamış ve anladık ki senin evlilik dediğin şey sadece fiziksel bir temasın acıklı dışa vurumu.
Yazık... Bizim anamızdan babamızdan gördüğümüz evlilik sebebi iyi günde kötü günde birlikte yaşlanmak idi. Nereden nereye...
Hiçbir erkek sevdiği kadınla ‘memeleri henüz sarkmadı’ diye evlenmeyi aklının ucundan bile geçirmezdi. Üstelik fiziksel arzular da kişinin mahremiydi.
Böylece haytalıktan rezilliğe nasıl geçildiğini görmüş olduk.
Ülkece geçmiş olsun.
*************
OYUN İÇİNDE OYUN
YILIN ilk ve tek aşk filmi olarak lanse edilen ‘Acı Tatlı Ekşi’ cuma günü vizyona girdi. Henüz izlemeyenler için filmin konusundan bahsetmeyeceğim ama kartpostal tadındaki görüntülerden çok etkilendim. Yönetmen Andaç Haznedaroğlu’nun gözüne sağlık.
Bir de Gözde Türkpençe’nin oyunculuğundan çok etkilendim... Küçük bir tüyo vereyim, oyun içinde oyun olan filmde Eliz’i canlandıran Türkpençe hakikaten çok iyi oyuncuymuş. (Filmi izleyenler, anladınız siz.)
*************
‘AİLE ARASINDA’NIN SETİNE GİRDİM
GÜLSE Birsel’in yazdığı, Ozan Açıktan’ın yönettiği ‘Aile Arasında’ gişede aldı başını gidiyor. En son bıraktığımda 3 milyon izleyiciyi geçmişti. Eski meslektaşım Özgün Akbayır 1 yıl önce, Silivri’deki aile evini butik otele çevirdi. Hafta sonu davet etti, gittim.
Özgün’lerin eski evi, yeni adıyla Grandma’s Wonderland, 46 dönüm bahçe içinde, 7 odalı şirin mi şirin bir butik otel olmuş.
İlk kez gittim ama bahçe de ortak salon da gözüme pek bir tanıdık geldi. Déjà vü mu yaşıyorum derken Özgün durumu açıklığa kavuşturdu. Meğer ‘Aile Arasında’nın Adana ev ve düğün sahnesi burada çekilmiş.
ŞEKER HAMURUNDAN AVİZE
Özgün, kamera arkasının da en az film kadar eğlenceli olduğunu anlattı. Benim filmdeki favori sahnem, ‘The War Of The Roses’a (Güllerin Savaşı) gönderme yapan avize esprisiydi. “O tonlarca ağırlığı nasıl kaldırıp indirdiler?” dedim.
Meğer şeker hamurundan yapılmış o avize ve esas bomba, çiftlikteki kediler avizenin tadına bayılmış. Bunu da çekimin yapılacağı gün, avizenin bir kısmının artık yerinde olmadığını fark ettiklerinde anlamışlar.
