Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ne çektik şu 2016’dan... Her yerde kaos, karmaşa, istikrarsızlık...

        Fark ettiniz mi bilmiyorum ama böyle bir dönemde dünyanın en güçlü ülkeleri kadın liderlere dönmekte, mesela bakınız: İngiltere’de Theresa May ve eğer seçilirse ABD’de Hillary Clinton. Christine Lagarde da 2011 yılında IMF’nin ilk kadın başkanı seçildiğinde yerine geldiği eski başkan Dominique Strauss-Kahn New York’ta bir hizmetçiye tecavüz suçlamasından gözaltına alınmış ve hem kendi itibarı hem de kurumun itibarını yerle bir etmişti.

        Neden böyle bir dönemde dünyanın en güçlü ekonomileri ve kurumları kendilerini kadınlara teslim ediyorlar diye merak etmiş olabilirsiniz. 2004 yılında Exeter Üniversitesi’nden iki araştırmacı kadın yönetici seçen şirketleri araştırarak son 5 yılı kötü geçmiş şirketlerin kadın yönetici seçme ihtimallerinin artığını tespit etmiş.

        Bu olaya da “cam uçurum” diyerek kadınların aslında başarısız olunacak bir dönemde lider seçilme ihtimallerinin yükseldiğini kanıtlamışlar. Yani kadınlar erkeklerin başarısız görünmek istemedikleri dönemlerde göreve getiriliyorlar...

        FAVORİM CLİNTON

        Gelelim ABD’de son 3 ayına girmiş başkanlık seçimine... Bir feminist olarak benim adayım belli, sonuna kadar Hillary Clinton. Sırf kadın olduğu için mi destekliyorsun demeyin, Hillary Clinton’ın CV’sine bir göz atarsanız, onun sadece bir kadın olmadığını açık bir şekilde görürsünüz. Beni asıl ilgilendiren, eğer seçilirse, dünyadaki yönetimde kadınların temsilinin ciddi bir şekilde güç kazanacağı ve uluslararası liderlik düzeyinde bir cam tavanın bir kez daha delinecek olması...

        Bir düşünün Almanya Angela Merkel’den, İngiltere Theresa May’den, IMF de Christine Lagarde’dan sorulurken, bir de ABD Hillary Clinton’a emanet edilirse, dünyada neler değişebilir?

        İLAN EDİYORUM

        Feminist harekette sistemin tüm kadınları bir şekilde dezavantajlı hale getirdiğini savunduğumuz için birbirimize kız kardeşimiz diye hitap ederiz. Bu durumda Hillary ve diğer kadın liderlerimizi de bacılarımız ilan ediyorum. Böyle bir dönemde, hele bir de “cam uçurum” kanıtlanmışken, bu bacılarımız neyi değiştirir ki demeyin...

        Hillary bacımızın dışişleri bakanı ilan edildikten sonra 25 ülke ABD’deki temsilciliklerinin en üst görevine bir kadın getirerek daha iyi ilişki kurmaya çalışmışlar. ABD’nin destek olduğu gelişmekte olan ülkelerde kadınları ilgilendiren konulara da daha fazla fon ayrılmış. İşte bu sebeplerden dolayı “Hillary Etkisi” diye bir terim üretilmiş. Yani, kadının varlığı bile pek çok ülkenin kadın temsilci sayısını artırmış.

        DEĞİŞİM KAÇINILMAZ

        Üstelik taa 1977’de Rosabeth Moss Kanter tarafından yapılan başka bir araştırma, kadınların herhangi bir kurumda değişim sağlamaları için üst yönetimde %20-%30 arasında bir kritik kitleye ulaşmaları gerektiğini kanıtlamış. Yani, sadece Angela bacımız varken bu iş zor, ama (Mambo No. 5 şarkısını farklı isimlerle tekrarlamak gibi olsa da) Angela, Hillary, Theresa ve Christine güçlerini birleştirirse işte o zaman gerçek değişim kaçınılmaz...

        Mesela kadına yönelik şiddetin uluslararası düzeyde daha önemli hale gelmesi ve bir insan hakları ihlali olarak cezalarının artırılması, anne sağlığına daha fazla fon ayrılması, kadın temsilci sayılarının artırılması, kalkınma planlarında daha fazla kadını ilgilendiren konulara yer verilmesi, ekonominin daha kapsayıcı bir hale gelmesi, çevre ve kırsal kalkınma gibi konulara uluslararası anlaşmalarda daha fazla önem verilmesi gibi...

        Ya da diyelim bunların hiçbirini yapamadılar, sırf varlıklarıyla bile erkek egemen yönetimlerden gelen eril temsilciler bu kadınlarla konuşurken ve siyaset yaparken oturmalarına kalkmalarına dikkat etmek zorunda kalacaklar, üstelik kadın liderlerle de masaya oturmaya alışacaklar... Bu bile biz kadınlar için bir başarı...

        Kadın lider

        2016 cam tavanlarla cam uçurumlar arasında kadınların var olmaya çalıştığı ve uluslararası siyasette seslerini duyurmaya başladığı bir yıl olacağa benziyor. Tek başına belki bir kadın lider bir değişim yapamayabilir ama birleştiklerinde 2017 tüm dünya vatandaşları için daha kapsayıcı politikaların geliştirildiği, dünya siyasetinin daha farklı bir yaklaşımla yapıldığı bir dönem olabilir.

        Cam uçurumlarda duran, cam tavanları delen kadınlar bir uçmayı öğrenirse, gökyüzü zirve olabilir... Yolun açık olsun Hillary, dünya seni izliyor...

        Diğer Yazılar