Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Olay geçen hafta Çeşme’de oluyor. Alaçatı’da yaşayan gazeteci bir arkadaş Çeşme’ye taşınan birinin evinin etrafındaki sokak köpeklerinden rahatsız olarak, onlara zarar vereceği söylemine tepki gösteriyor.

        Olay tabii ki büyüyor. Hayvanlara karşı zulüm tehditleriyle başlayan olay bilin bakalım neye dönüşüyor?

        Tabii ki kadınlara karşı cinsiyetçi ve nefret içeren söylemlere... Kadın dayanışması ölmedi diyenler olaya katılıyor, birden bire olay diğer mertebeye geçiyor – evet doğru bildiniz, bu kadınların “erkeklerine”, yani hayvan düşmanı erkeğin kendinden daha aşağı gördüğü diğer erkeklere bu sefer nefret kusuluyor. Olay büyüyünce köpeklere zarar vermek isteyen kişi korkudan tüm yazdıklarını silip sırra kadem basıyor.

        Sonra gazeteci arkadaş tanıdıklara sorarak ufak bir araştırma yapıyor ve sonucunda bu şahsın hayvanlara daha önce de zarar veren faaliyetlerde bulunduğunu öğreniyor.

        Artık Çeşme’de olayın takipçisi bir grup hayvan sever olduğu için içimiz rahat ama olay daha büyük bir durumun göstergesi.

        TEK BAŞINA OLMAZ

        Nefret ve şiddet söylemi genelde tek başına olmaz. Genelde “üçü bir arada” bir kombindir bu: Hayvanlara karşı zulüm, kadına yönelik şiddet ve kendinden farklı olan herkese ve her şeye nefret. Yani bir adam sokak köpeklerine zarar vermekten bahsediyorsa, bilin ki kadına şiddet uygulama potansiyeli çok yüksektir, yabancılara ve farklı olan herkese karşı, etnik, dini ve cinsel kimlik hiç fark etmeksizin, nefret doludur.

        Hayvanlara zulüm, kadınlardan nefret, homofobi, ayrımcılık, ırkçılık – bunların hepsi genelde bir arada oluyor – biri varsa diğeri de çok uzakta değildir...

        Geçen gün sosyal medyada bir arkadaş tanık olduğu bir olayı paylaşmış. Küçük bir kedi yavrusunu durmaya bile tenezzül etmeden ezip geçen bir aracın arkasından olay yerinde bulunan çocuklar kediyi almışlar, gömmüşler, duasını etmişler ve sonra da dağılmışlar. Küçük çocuklarda bulunan bu merhamet neden toplumun geri kalanında yok diye merak ediyor olabilirsiniz. Demek ki bu tür nefretler zamanla öğrenilen şeyler. Toplumda bir insanın diğer bir insandan veya yaratıktan üstün olduğunu düşünmesi öğretilen bir şey.

        Heteroseksüel bir erkek bir kadından, bir eşcinselden, farklı bir etnik veya dini kimlikte olan birinden kendini üstün görüyorsa bu ona gerek medyayla, gerek aile içi söylemle, gerek eğitim sistemiyle öğretilmiştir.

        Nefret doğuştan gelen bir şey olmadığına göre, sonradan öğrenildiğine göre, bu tür nefret söylemlerini de açığa çıkararak durumu değiştirme vakti çoktan geldi.

        BAHANE ÇOK

        Geçen gün şortla otobüste giderken şiddet gören kadının durumu da farklı değil. Kendini kadının giymesi gereken kıyafetler hakkında bilirkişi ilan eden densiz bir erkek, uygun görmediği bir giysi yüzünden bir kadına şiddet uygulama hakkını kendinde bulabiliyor. Daha acısı, buna tanıklık eden toplum herhangi bir müdahalede bulunmuyor.

        Giymeseydi, bakmasaydı, tek başına dolaşmasaydı, içmeseydi, yalnız kalmasaydı, evine gitmeseydi... Mağdur bizde kadın olunca nedense onu suçlu bulmak için bahane çoktur.

        Bu yüzden toplumumuzda kadına yönelik şiddet bir türlü bitmez çünkü erkekleri ve toplumu eğiteceğimize kadını ortamlardan çıkartmayı, kılığını kıyafetini değiştirerek mağduru daha da fazla mağdur haline getirmeyi hedefler verilen çözümler.

        Şort giyen kadın şiddet gördüyse, “şort giymeyin canım” çözüm değildir. Çözüm kadın bedeniyle ilgili kararların kadınların kendine ait olduğunun toplumdaki her bireye öğretilmesinden geçer, en başta da kadınların kendilerine.

        Her olay sonrası “neden benim başıma gelmiyor”, “namuslu giyinsinler” diye türeyen kadınları da en az kadınlara müdahale hakkını kendinde bulan erkekler kadar eğitmek lazım.

        Hayvanlara, kadınlara, bizden farklı olan herkese karşı nefret söyleminde bulunanlara da lütfen itiraz edin.

        Amaaaan sokak hayvanı, bana ne demeyin, bu nefretle sıra bir gün size de gelir...

        Diğer Yazılar