Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son günlerde içimden haberleri okumak hiç mi hiç gelmiyor. Sadece son hafta içinde çıkan haberlerden birkaç tanesi: Manisa’da spor yaparken tanımadığı bir erkeğin saldırısına uğrayan hamile kadın; uzun yıllar babasının cinsel istismarına uğrayan, devlet koruması altında üniversitede okurken yurt binasında intihar eden genç kadın; İzmir Karabağlar’a bağlı bir köyde gönüllü öğretmenlik yapmak için giden 6 kadın öğretmene tecavüz girişimi; aç olduğu için yardım isteyen uyuşturucu bağımlısı kadının cani bir şekilde öldürülmesi; Karşıyaka’da 17 yaşında genç bir kadının çıplak görüntülerini çekip sonra tehditle ilişkiye giren 4 kişinin davası.

        Farkındaysanız her gün kadınlara yönelik şiddet haberlerini artan bir şekilde duymaktayız. Bu tür şiddet olaylarını bir nefret suçu olarak tanımlayıp, kadınlara olan nefretten dolayı işlendiklerini açık bir şekilde belirtmemiz lazım. Kadınlardan nefret eden bir toplumda yaşıyoruz.

        Kadınların kılığına, bedenleriyle ilgili kararlara, serbest dolaşımına, meslek seçimine – kısacası yaşam alanını ilgilendiren her karara karışmayı kendine hak olarak gören eril bir toplumun parçasıyız.

        Kadın spor yaparken saldırıya uğruyor ve ilk söylediği şey “her yerim kapalıydı, kıyafetim açık değildi”. Nedense toplumda kadının kıyafetinin tacizi çağırabileceği gibi yanlış bir kanı yerleşmiş. Kadınlar ne giyerlerse giysinler, isterlerse sokakta bikini ile dolaşsınlar tacizi hak etmezler.

        Başka bir haberde gönüllü öğretmenler yoksul bir köye ders vermeye gidiyorlar, bir grup sarhoş erkek onlara tecavüz etmeye kalkıyor, davada hâkim “orada ne işiniz vardı” diye sorabiliyor. Suçluyu değil mağduru sorguluyoruz kadın olunca.

        DİĞERLERİ DE KORKUTULUR

        Kadınlara yönelik suçlar bireysel değildir, kadın oldukları için şiddete uğrarlar, tıpkı eşcinsellere veya belirli bir din veya etnik gruba ait kişilere yönelik saldırılar gibi. Tek bir bireye saldırarak aslında o gruba ait diğer bireyler de korkutulur.

        Spor yapan bir kadına saldırılırsa, sokakta spor yapan kadın sayısı düşer–o suçun mağduru tek bir kadın değil, kadınların tümüdür. Bu yüzden kadınlara yönelik şiddet özünde bir nefret suçudur.

        Peki, kadınlardan neden bu kadar nefret ediyorlar? Eşitliğe inanmayan, eril iktidarın sefasını sürdürmek isteyen, erkek kimliğini kadına üstünlük sağlamakta bulan zavallı kişilerin kadınlardan nefret etmesinin altında yatan pek çok sebep vardır.

        Mesela trans kadınları öldüren erkeklerin aslında kendi cinsel kimliklerini ve erkekliklerini sorguladıkları için bu cinayetlerin özellikle çok canice işlendiği bilinmekte.

        Erkek aslında erkekliğine güvenmeyince kadından nefret ediyor. Toplumda öyle bir erkeklik tanımlanmış ki - çok para kazanan, en iyi arabayı kullanan, heteroseksüel olan, cinsel iktidarı olan, vs. - bu tanıma uymayan erkekler şiddete başvurmakta. Erkek ideal erkek tanımından eksikse kadına şiddet uygulamakta. Bu açıdan baktığınızda kadına şiddet uygulayanlar üstün erkek değil, aslında eksik ve ezik erkekler.

        Diğer Yazılar