Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sevgili okuyucum şu okumakta olduğun yazıyı bu hafta yazmak için neler çektiğimi bir bilsen... Son dönemde evlilik programlarına RTÜK tarafından verilen rekor cezaları ve bu programların toplumsal cinsiyet açısından bir değerlendirmesini yapmak için bir görev (ve bir mazoşist eziyet) olarak bu hafta evlilik programlarını biraz da olsa takip ettim. Zaten nereye giderseniz gidin bu programlardan kaçış yok – doktor muayenehanelerinde, oturmaya gittiğiniz evlerde, gündüz vakti televizyonların halka açık olarak bırakıldığı muhtelif yerlerde hepimiz bu işkenceye bir şekilde maruz kalmışızdır diye düşünüyorum...

        TEPKİ VERİYOR

        Bu programları takip edenlerin hangi amaçla izlediğini tam anlayamasam da, seyircinin tepkileri aslında programın bir parçası. İzleyici suni kavgalar ve tartışmalarla geriliyor, tepki veriyor ve programdaki yargılama sürecine katkıda bulunuyor.

        Evlilik ve aşktan çok kavga, yargılama ve ötekileştirme görüyorsunuz.

        Neresinden tutarsanız tutun ne topluma ne de kadın erkek ilişkilerine yararı olan sözde bir realite şov var karşınızda: kadınları aşağılayan ve herkese evliliğin ne kadar “ciddi” bir müessese olduğunu sürekli hatırlatılan bilirkişi (ara sıra göbek atan) kadın sunucular mı ararsınız, ev geçindirmeyi bırakın tek başına evde kaktüs bakamayacak durumda hızlıca ünlü olsun diye kast ajanslarından gönderilen “b” sınıf aktörler mi, evliliği canlı yayında göbek atmaktan ibaret sananlar mı, ekran başında başkalarının hayatlarını yargılama hakkını kendinde gören ve bu şekilde şekillenen yeni bir seyirci kitlesi mi...

        AKADEMİK ÇALIŞMALAR

        Sırf daha bilgili bir şekilde yazabilmek için evlilik programlarıyla ilgili yazılan akademik çalışmaları da taradım. İletişim ve psikoloji alanlarında özellikle bu tarz programlarla ilgili üretilen tezler ve akademik makaleler bulunmakta. Çoğu aynı şeyi söylemekte: bu tarz programlar kadınları aşağılamakta ve toplumu olumsuz bir şekilde etkilemekte.

        Programlarda sürekli akıl veren, güya halkın değerlerini temsil eden evlilik bilirkişisi kadın sunucular arasında psikoloji eğitimi alan, kadın erkek ilişkilerinin dinamiklerini akademik anlamda bilen yok (tek tek özgeçmişlerine baktım). Kadın sunucularımızdan ikisi evli, diğer ikisi de en hızlı boşanma rekoru için aralarında yarışmakta. Özel hayatlarını sürekli örnek gösterdikleri için bunların altını çizmek de önemli diye düşünüyorum. Sunucular kendi özel hayatları bu kadar çalkantılıyken kendilerinin bile uymadıkları yaşam tarzlarını önermekte ve hatta yaptırımlarla kabul ettirmekteler.

        Yazının devamı yarın..

        Diğer Yazılar