Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Programlarının hepsinin ortak noktası “kadınlık” ve “erkeklik” söylemlerinin ataerkil tanımlara göre yapılması, yaygınlaştırılması ve kabul edilir hale getirilmesi. Bir tarafta post-modern bir iletişim şekliyle seyirci önünde serbest bir şekilde evlilik ve gereklilikleri konuşuluyor, diğer taraftan adaylar yaratılan bu eril tanımlara göre değerlendiriliyor. Eril diyorum çünkü “kadınlık” özel alana hâkimiyetten – yani mutfak, evi işi, çocuk bakımı gibi marifetlerden, “erkeklik” de para kazanmak, kuralları koymak ve son karar verici olmaktan geçmekte. Böyle olunca yıllardır Türkiye’de ve dünyada kadın hakları mücadelesinde yıkmaya çalıştığımız ayrımcılık ekranda tekrar üretiliyor, katılımcılar buna göre seyirci tarafından değerlendiriliyor, bazı programlarda sms yoluyla toplum baskısına maruz kalarak eleniyor ya da “terbiye” ediliyor. En çok reyting alan kavgacı, problemli ama ağzı iyi laf yapan yarışmacılar da programın demirbaşları haline geliyor. Kadına yönelik ayrımcılık içeren söylemler de kadınları yargıladığımız tanımlar haline geliyor.

        DAHA ACISI VAR

        Daha da acısı bu tür programları izledikten sonra sanki kadının hayattaki temel amacının koca bulmak olduğu inancı yaygınlaştırılıyor.

        Tabii burada çok fazla açıkça söylenmeyen ama her zaman kadınlardan beklenen bir de “Türk örf ve adetlerine uygun” bir yaşam yaşamış olması kriteri bulunmakta. Erkeklerin geçmiş ilişkileri sadece bakması gereken bir çocuğu var mı sorusundan ibaretken, kadınların kaç kere evlendiği, nişanlandığı veya biriyle görüştüğü detaylı bir şekilde sorgulanmakta. Kadınların işsiz ve el değmemiş olmalarının değeri bu sistemle çok yüksek oluyor. Kadınların kılık kıyafeti ve görüntüsü kadar doğurgan yaşta olması ve belirli bir yaşa kadar hayırlı bir kısmet bulmuş olması beklenilirken erkeklerde yaş sınırlamaları, eğer parası varsa, daha az yapılmakta.

        Evlilik programları çok açık ve bariz bir şekilde kadınlara yönelik şiddeti ve baskıları onaylayan ve toplumda bu mesajı yaygınlaştıran programlardır. Bunların antropolojik deneyim olduğunu savunan kadın sunuculara da kısa bir mesajım var: “Bacım asıl deneyim sizlersiniz – eril sistemde para kazanmak isteyen kadınlar nasıl sistemin elçisi haline gelip onun sürekliliğini sağlar, yaygınlaştırır ve meşrulaştırır – dönüp bir aynaya bakın işte size deneyim” demek istiyorum.

        Diğer Yazılar