Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bugünkü yazımda son günlerde basında büyük yankı uyandıran ensest tartışmalarından bahsetmeden önce geçen hafta kaybettiğimiz ikinci dalga feminizmin temel taşlarından Kate Millett’i kısaca anmak istiyorum. Ataerkil düzenin kadına verdiği ikincil konumu, politikanın özünde bulunan cinselliği ve dünyanın en demokratik ülkelerinde bile aslında bir eril hegemonya bulunduğunu Millett bize akademik bir analizle sunalı neredeyse 50 yıl geçmiş olsa da biz kadınlar için durum çok da değişmiş durumda değil. Hala eril sistemin içinde boğulmaktayız.

        Geçen hafta Türk Kadın Dernekleri Federasyonu’nun (TKDF) yapmış olduğu ensest araştırmasının verilerini paylaşan köşe yazarı Melis Alphan’a en büyük tepki erkeklerden ve özellikle gazetenin diğer yazarlarından Ahmet Hakan’dan geldi. Yine sağolsun bir erkek ortaya atlayıp, “durun bir dakika bunu biz size izah edelim” diyerek bize araştırmanın neden geçersiz olduğunu anlattı. İngilizce “mansplaining” denilen bu durum dilimize “açüklama” olarak çevrilmiş-5harflilerin websitesinde tarif ettiği gibi kadınları ilgilendiren her konuda “size açüklayan, açüklayan, açükladıkça açüklayası gelen, açüklamalara doyamayan” hayatı kadınlara izah etmeyi kendine görev edinen erkekler.

        Dezavantajlı bireyler

        Son olaydaki tartışma Türkiye’deki ensestin gerçekten %40 oranında olup olmadığı. Erkek yazarımıza göre bu rakam abartılmış, metodolojisi sorgulanır ve elitist bir yaklaşımla halkımızın daha dezavantajlı bireylerini aşağılamakta. Türkiye’de cinselliği konuşamadığımız bir ortamda ensestin var olup olmadığından çok oranının ne olduğunu tartışmaktayız. Raporun sonuçlarına bakarak “Türk toplumunun yarıya yakını yeğen, amca falan dinlemeden fantezi mi yaşıyor“ diyecek kadar ensesti erkek fantezisi haline getirip araştırmayı değersizleştirmeye çalışan erkek yazarların açüklamaları takdire şayan. Beyler size bazı gerçekleri sunmakta yarar var:

        Bu ülkede kadınlar erkekler tarafından öldürülüyor, genç yaşta zorla evlendiriliyor, aile içinde ensest istismarına uğruyor, bağımsız olmaları için gereken ekonomik ve eğitim araçları ellerinden alınıyor ve bedenleri de erkekler tarafından denetleniyor. Bunun karşısında hukuk sistemi ne yapıyor derseniz, iyi hal indirimleri, aile bütünlüğünü koruma gibi erkekleri koruyan uygulamalara bakın derim. Kadın kadın olduğu için mağdurdur, önemli olan rakamlar değildir. Bu konularda araştırma yapmak ve gerçekleri tartışmak yüksek bir ülke haline gelmemizi sağlar.

        Diğer Yazılar