Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bugüne kadar heteroseksüel ilişkilerini gözümüze sokan, gelin evlerini dantelle kurdeleyle süsleyen, gelinliğiyle Alaçatı sokaklarında fotoğraflarını paylaşanları kucaklayanlar biseksüel olduğunu açıklayan Elif Şafak’ı adeta linç etti. Biz aşkı değil, sapkınlığı kınıyoruz diyenlere aşk sadece toplumun dikte ettiği şekilde yaşanınca mı kabul ediliyor diye sormak lazım. Üstelik karşı cinsten sevgilisiyle ortak sosyal medya hesabı açıp her anını paylaşanlar cinsel tercihlerini teşhir etmekle suçlanmazken kendisiyle ilgili bir konuşma yapan ünlü bir yazar yine kendi hayatıyla ilgili bir tercihini açıklarken neden teşhircilikle suçlanıyor?

        Siyah ve beyaz olarak olayları kategorize etmeyi seven toplumlar biseksüelliği anlamakta güçlük çekerler. Elif Şafak’ın açıklamasından sonra sosyal medyadaki tepkilere kısaca göz attığımda genelde Şafak’ı teşhircilikle, Türk örf, adet, inanç, namus ve aile olgusuna karşı davranmakla, sapık olmakla, dikkat çekmeye çalışmakla, hatta kendisiyle barışık olmayan dengesiz biri olmakla suçladılar. Biseksüelliği tanımayan, insan psikolojisini sürü psikolojinden genellemeler yaparak yorumlamaya çalışan nefret söylemcileri hiçbir aşağılamayı esirgemeden Türkiye’nin önde gelen yazarlarından birine nasıl vurup vuruşturmuşlar burada anlatmam imkansız. Acaba diyorum, Elif Şafak’ın biseksüelliğini sorgulayanların erkek şiddeti mağduru olan kadınları suçlayanlarla aynı bakış açısını taşıdıklarını kimse görmüyor mu?

        DIŞA VURDUĞU İÇİN ÖNEMLİ

        Açıkçası Elif Şafak’ın cinsel tercihleri (ve neden şu anda bunu kamuoyuyla paylaşma ihtiyacı duyduğu) beni ilgilendirmiyor, tıpkı sosyal medyada sevgilisiyle fotoğraf paylaşan, hatta ortak isimle profil açıp bütün gün öpüşürken koklaşırken aşklarını sergileyen ama heteroseksüel olan diğer çiftlerin ilgilendirmediği gibi. Buna rağmen bu açıklamanın toplumumuza bir ayna tuttuğu ve içimizdeki homofobi / bifobiyi yansıtan nefret söylemini açık bir şekilde dışa vurduğu için önemli.

        Homofobiye basitçe eşcinsel nefreti diyebiliriz. Yapılan bazı araştırmalar eşcinsellere karşı en fazla nefret sergileyenlerin aslında gizli olarak bazı eşcinsel eğilimler taşıdıklarını göstermekte. Trans kadın cinayetlerinin özellikle diğer cinayetlere göre daha cani olmalarının altında yatan sebeplerden biri de buymuş, erkeklerin kendi erkeklikleriyle yüzleşme korkuları. Yani bir eğilim birey kendisiyle yüzleşemeyince, özellikle de tek tip yaşamı dayatan ve bekleyen toplumlarda nefrete dönüyor.

        Elif Şafak’ın biseksüel olduğuna dair açıklamaları ve sonrasında gördüğü tepkiler ülkemizdeki farklılıklara karşı ne kadar toleranssız olduğumuzu bize çok açık bir şekilde sergilemekte. Ülkemizdeki sığınmacılar, farklı din ve inançtan olanlar, farklı cinsel eğilimden olanlar, hatta eril sisteme karşı gelen kadınlar – hepsine karşı yaygın olan nefret söylemi kabul görmekteyken birisinin kendi tercihini paylaşmasının bu kadar tartışılması, analiz edilmesi ve sapıklıkla suçlanması çok acı. Bizim istediğimiz kılıfta gelmeyince ne çabuk harcıyoruz insanlarımızı, düşünürlerimizi, yazarlarımızı ve tabii ki kadınlarımızı...

        Diğer Yazılar