Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        3 METRE derinliğinde ve tam dolu haldeyken içinde aynı zamanda 18 yüzücünün rahatça yüzebildiği bir havuza sezonda 600 ton su doldurulurken, yine aynı havuzun boşaltım vanalarından sezonda 1.2 ton su boşaltılıyor. Bu şartlarda havuzun derinliği her sezon 30 cm daha alçalıyorsa, havuzun içindekilerin rahatça yüzebilecekleri 3 metre derinliğe ulaşılabilmesi için kaç sezon geçmesi gerekmektedir?

        İktisatçılar, para sihirbazları, kulüp başkanı işadamları yıllardır bu problemi çözemedi. Devlet ve diğer kuruluşlar, havuza para pompalamaya devam ederken, kimse “Havuzun dibi delik, böyle saçma soru olur mu!” diye sormadı.

        Şu an itibarı ile havuzun suyu diz boyuna gelmiş durumda. Biz hala boşaltım vanalarını açma peşindeyiz...

        İki kulüp düşünün. Biri mesela Akhisar, Gençlerbirliği, Başakşehir, Kasımpaşa veya Sivasspor’dan biri olsun. Bu kulüpler borçsuz, dengeli bütçeleri ile Süper Lig’de mücadele ediyor. Rakipleri ise bırakın vergilerini ödemeyi, yukarıdaki kulüplerden transfer ettikleri futbolcuların bonservis bedellerini dahi ödememişler.

        Böylesi bir haksız rekabet ortamında ligi alacaklıların üstünde bitirerek hem maddi hem manevi avantaj elde ediyorlar. FFP (Finansal Adil Oyun) denen hikâyenin özü bu adaletsizliği ortadan kaldırmaktır. Bizde bu adaletsizlik, yıllardır uygulamada olan “Ulusal Kulüp Sistemi” ve 2002’den beri gündemde olan UEFA Kulüp Lisans Sistemi’ne rağmen devam etmektedir. Başkanlığı döneminde UEFA Kulüp Lisans sistemine ‘uygunsuz’ rapor yüzünden kulübüne ceza aldıran kişi bugün TFF Başkanı. Bu sorun ayrıca günümüzün sorunu da değil. Futbola dışarıdan para gelmeye başladıktan sonra yavaş yavaş başlamış bir alışkanlığın 25 sene sonra yozlaşmış hale gelmesidir.

        Hal böyleyken rakip takımın parası ile galibiyetler kazanan takımlar elbette ödüllendirilecek! Cezalandırılacak halleri yok! Devletten veya dışarıdan gelen parayı “Monopoly Parası” gibi harcayan adamlara mı öğreteceğiz kıt kaynakların doğru ve etkin kullanımını! Üçe-beşe bakmadan yapılan transferlerin faturaları, yine 3-4 yıl sonrası düşünülmeden fesih edilen kontratlar, yeni yeni karşımıza geliyor. Hem de tazminat ve faizi ile birlikte. ‘Benden sonrası tufan, dört sene sonra nasılsa kimse hatırlamaz’ mantığı ile dernek kongresinde el kaldırıp ibra edilen yapıya güvenip, bu ülkenin milyarlarca dolarını hiç edenler şimdi Digitürk‘ün, Spor Toto’nun peşine düşmüş “Paramızı verin” diye el pençe divan devlet büyüklerinin, bürokratların kapısında yatıyorlar.

        Yıllardır üretemediğiniz sportif ve ekonomik kaynakların bedelini ödeyin ki sistem doğal, dengeli ve rekabetçi hale gelebilsin. O zaman Türk futbolunun yeni mali yapılanması ile sportif yükselişi de başlar. Parasızlık öyle bir terbiye eder ki bu futbol ailesini, şaşırırsınız.

        Kulüpler futbolcunun, teknik adamın, diğer kulüplerin alacaklarını, kusurlu fesih bedellerini ödemeden transfer yapamazsa... Federasyonun belirleyeceği yüzdelik oranları ile gelirleri üzerinden alt yapıya, eğitime, transfer peşinatına, prim ödemesine vs.. sınırlar koyulmazsa... Kulüp yöneticileri ürettikleri borçlar üzerinden 3. kişilere müteselsil sorumlu olmazsa... Hem de kulübün o dönemde oluşmuş diğer kişilere borçları ödenmeden, alacaklarını (!) tahsil dahi edemezlerse... İşte bu şartlarda vanalar kısılır, havuz ancak böyle dolar. Tabi bunun için bir yasa lazım. Bir de hem vicdanlı, ahlaklı günü değil yarınları kurtaracak vizyonda kulüp başkanları ile beraber bir de federasyon başkanı.

        adamın, diğer kulüplerin alacaklarını,

        kusurlu fesih bedellerini ödemeden

        transfer yapamazsa... Federasyonun

        belirleyeceği yüzdelik oranları ile

        gelirleri üzerinden alt yapıya, eğitime,

        transfer peşinatına, prim ödemesine vs..

        sınırlar koyulmazsa... Kulüp yöneticileri

        ürettikleri borçlar üzerinden 3. kişilere

        müteselsil sorumlu olmazsa... Hem

        de kulübün o dönemde oluşmuş diğer

        kişilere borçları ödenmeden, alacaklarını

        (!) tahsil dahi edemezlerse... İşte bu

        şartlarda vanalar kısılır, havuz ancak

        böyle dolar. Tabi bunun için bir yasa

        lazım. Bir de hem vicdanlı, ahlaklı günü

        değil yarınları kurtaracak vizyonda

        kulüp başkanları ile beraber bir de

        Diğer Yazılar