Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Marka değeri, marka sahibinin bir markanın kullanımından sağlayabileceği, gelecekteki bütün finansal girdilerin bugünkü değerini anlatır.” Yıllardır hiçbir sektör ve endüstride böyle kullanılmayan ancak konu futbol olunca ağıza sakız olan marka değerini böyle tarif etmiş Kaas ‘Marka Yönetimi ve Marka Değerinin Ölçülmesi’ kitabında.

        Futbol, marka ve gelecekteki finansal girdiler... Benim bildiğim futbol kulüplerinin büyük çoğunluğu, gelecekteki gelirlerini temliklemiş durumda. Yukarıdaki tanıma göre marka değerlerini çoktan satmışlar, bu satışlara rağmen çoğunluğu karşılıksız borçlanmış bir iki kulüp hariç hepsi borçlu. Özetlersek, bizim futbolun marka değeri batmış hatta batalı bayağı zaman olmuş. Peki bu marka değeri safsatası neden yıllardır konuşulur o zaman? Aslında bu kavramı kullananlar da inanmıyor bir marka ve değer olduğuna... Tek dayanakları yayın hakları gelirlerinin 400 milyon Dolar’ın üstünde olması. 2010 yılı şartlarında Digiturk, Cine 5 gibi içi boşalmış bir platform olmasın diye mecburen ödenmiş bir bedel. Normal şartlar altında yayın hakları bedelinin yarısı dahi etmeyecek bir ligimiz var. Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi’nin tüm maçlarının Türkiye’deki sezonluk yayın bedeli, 70 milyon Dolar’ın biraz üstünde. İngiltere Premier, La Liga, Serie A ve Bundesliga gibi liglerin tüm maçlarının sezonluk yayını ise toplam 30 milyon Dolar civarı.

        Aklı başında bir yayıncılık yönetimi ile herhangi bir platform, sezon başına yaklaşık 100 milyon Dolar’a (ki bu meblağ yüzde 30 daha aşağı çekilebilir) kulüpler bazında 5 büyük ligin, Avrupa Ligi’nin ve Şampiyonlar Ligi’nin tüm maçlarını yayınlayabilir. Bizim ‘Süper Lig’imiz ise işletme masrafları dahil sezonluk 500 milyon Dolar’lık bir harcamaya mal oluyor.

        Şimdi düşünün iki tercihiniz var. Birinde yerel lig maçları diğerinde tüm büyük lig ve turnuvaların maçları. Hangisini izlersiniz? Yerel lig maçlarını daha çok izlerim diyenler azınlıkta kalacaktır. Nereden mi biliyorum? Bugüne kadar ne TFF, ne Kulüpler Birliği ne de kulüpler böyle bir araştırma yaptı. Bilgi kaynağım iddaa oyunu. Futbol bahislerinin yüzde 95’i yurt dışındaki maçlara oynanıyor. Elimizdeki bu önemli veriyi biraz irdeleyelim ki yol gösterelim ‘marka değercilere.’ İnsanlar neden yabancı liglerdeki takımlara bahis yapıyor? Cevap basit aslında... Kendi liglerine, maçlarına, takımlarına güvenmiyorlar da ondan. Üstelik bu tercih oranı yüzde 1, 2 oynamayla 2005 yılından beri hiç değişmedi.

        ‘Müşterimin güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim’ diyen ticari mantığın aksine bizde hem güven, hem para kaybediliyor yıllardır. Bu çarpık sistemde şimdi bir de bu sistemin üstüne marka değeri inşa etmeye çalışıyorlar. Geçen haftadan devam edelim... Bırakın boş lafları! Önce güveni, yani adil paylaşımı, eşit yarışma şansını, haklı rekabeti sağlayın. İki takımın şampiyon olduğu, pastanın büyük bölümünü haksızca mideye indiren 4 obez kulübe iltimas geçildiği bir ortamda rekabet olmaz. Maddi kaynakları tüm kulüplere mümkün olduğunca eşit dağıtın, mali olarak denetleyin ama cezayı UEFA’ya bırakmayın, kendiniz verin. Tabii bunun için TFF delegasyon yapısını hiçbir tahakküme yer vermeyecek şekilde düzenlemeniz gerekecek ve önce sizi seçen büyük kulüpleri karşınıza alacaksınız. Amacınız marka değerinin yükselmesi ise bunlar daha başlangıç ama olmazsa olmazlar. Çünkü insanlar futbolu rekabet ve hedef varsa izler. Nereden mi biliyorum, büyük kulüplerin satılan kombine bilet ve forma sayılarından. Kapıyı 25 milyon taraftar söylemi ile açanlar, 350 bin forma satışı, 40 bin kombine ile büyük liglerin şehir nüfusu birkaç yüz bin olan orta sıra takımları kadar değer üretemiyorlar. Bir de utanmadan ‘Biz futbolcu satarak para kazanan kulüp değiliz’ diyorlar. Sahi futbolcu sat(a)mıyorsunuz, forma sat(a)mıyorsunuz, kombine sat(a)mıyorsunuz, bu kulüpler ‘gece kulübü’ olmaması gerektiğine göre sadece hisse senedi ve gelecekteki gelirleri satarak hangi marka değerinden bahsediyor! Milleti enayi, kendinizi kurnaz mı sanıyorsunuz!

        “Eğer dünya çapında kaliteli ürün, hizmet ve kişilere sahip olursanız, dünya çapında kar elde edersiniz” V.Daniel Hunt...

        Diğer Yazılar