Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İspanya Ligi’nin ulusal yayın hakkını sezonluk 600 Milyon Euro’ya Telefonica şirketi aldı. Bizim Süper Lig yayın hakkı ise sezonluk yaklaşık 377 Milyon Euro. İspanya Ligi’nin, yurt dışı satış hakları ile beraber sezonluk tüm yayın hakları geliri toplamda 3 Milyar Euro. Bize yurt dışı yayın hakkı için para veren yok!

        Telefonica şirketinin sadece İspanya’da 10 Milyon sabit, 17 Milyon mobil, 6 Milyon data/internet hattı ve de 2.5 milyon paralı televizyon abonesi var. IMF’in 2015 rakamlarına göre; İspanya’da kişi başı gelir 26.327 USD, bizde ise 9.290 USD. Yani bizim 3 katımıza yakın.

        İspanya Ligi maçlarını bir sezonda 10.268.036 kişi tribünlerden izliyor. Bizimkini ise 2.315.571. Yani bize göre 4 kat daha fazla futbolseveri tribünlere çekiyor İspanyol takımları. Ekran başında, tüm dünyada izleyenleri; İspanyolca konuşulan ülkeleri, insanları hesaba katmıyorum bile...

        İspanya ve bizim ligi hiç izlememiş olduğunuzu varsayalım. Oyun, taktik, güç, yetenek, futbolcu, antenör vs... Futbol oyununa dair herhangi bir kıyaslama yapmadan sadece rakamlar üzerinden baksak dahi İspanya futbolu ile bizimki arasındaki fark ortada.

        Süper Ligimiz’in yeni yayın hakları ihalesinin 377 Milyon Euro’nun çok üstünde olacağına dair beklentiler, söylemler mevcut. Başta Kulüpler Birliği, yayın hakları ihalesine Telefonica örneğinde olduğu gibi Turkcell, Türk Telekom gibi şirketler ile Bein grubunun gireceğini düşünerek ihale bedelinin İspanya Ligi seviyesine çıkacağını öngören çok.

        Herkes hesabını, stratejisini buna göre kuruyor da kimse sormuyor bu global kriz ortamında İspanya Ligi 600 Milyon ederken bizim Süper Ligimiz nasıl, neden veya hangi ticari beklenti ile değerini artırıp alıcı bulacak?

        İhale, batak gibi bir kart oyunu olsa anlarım ancak kimler nasıl bir mali projeksiyon yapıyor da böyle uçuk bedeller üzerinden stratejiler kuruyorlar anlamam mümkün değil. Ancak konu Türk futbolu ise rasyonellik yok irrasyonellik vardır hep. Fakat bu durum akıl dışılık, orantısızlıkla bile açıklanamaz.

        Haaa... ‘Bizim İspanya futbolundan ne eksiğimiz var’ derseniz o ayrı!

        Allah cümlemize akıl ve fikir ihsan etsin, olanı da korusun. Bu ortamda bunları yazmak zorunda hissediyorum ya kendimi, sorun kesin bende çünkü futbol ailesinin çoğu bu yeni ihaleye inanmış...

        Anlaşılan o ki Türk futbolunda yakın ve orta vadede sürdürülebilir hesap vermeme ve borçlanmaya devam edeceğiz. Bakalım batak ya da ihale kime kalacak?

        Bu yeni ihaleden en çok kim kazanıp en çok kim kaybedecek? Kazananları şimdiden açıklayayım. Yıllardır koltuklarında oturup, ihaleden sonra da o koltuklardan kalkmayanlar. Kaybedenler ise son 10 yıldır söylediğim gibi yine kulüpler ve taraftar olacak. Üstelik yine kazandıklarını sanacaklar.

        2026, yani 10 yıl sonra yayın hakları ve diğer gelirler, değil yüzde 40 yüzde 200 artsa, bir değil birkaç kez yeniden yapılandırılsa bile para muslukları kesilip, mali denetim ve yaptırımlar uygulanmazsa, kulüplerin borcu en az 3 kat artarak, 10 milyar doları geçecektir.10 yıl önce kulüplerin borcu 2 Milyar doları geçecek dediğimde bana inanmayanlar, yok öyle şey diyenler, şimdi bilinen borç 4 Milyar TL diyorlar...

        Aynı konuda bir 10 yıl daha yazacak kadar ahmak değilim. Bu kadar ahmaklık bana yeter. Zaten futbol ve sporu daha ne kadar yazarım bilemiyorum. O yüzden şimdiden tarihe not düşeyim. Ne halta yarayacaksa!

        “Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır.” BERTRAND RUSSELL

        Diğer Yazılar