Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        2016 Rio Olimpik ve Paralimpik oyunları başladı! Bizde olimpiyatlar dört yıllık döngüde bir hatırlanır, yazılır, konuşulur ve de bolca eleştirilir. Oyunlarda ne sonuç alınırsa alınsın -ki son 62 yılda üç aşağı beş yukarı değişmedi- üç yıl boyunca sesi çıkmayanların sesi çıkmaya başlar. Şimdi ‘oyunlar dönemi’ taş üstünde taş koymayanların, elini taşın altına sokanları taşlayanların mevsimi. Her döngüde olduğu gibi...

        Başarının sahibi çok olur, başarısızlığı kimse paylaşamaz. Başarı için çabalayan, tersine spor sistemimizi değiştirmeye çalışanlar hedefe konur, dört yılda bir toprak altından çıkanlar hep aynı söylemler ile eleştirilerini yapıp, sonra tekrar ortadan kaybolup başka rollere bürünür.

        2012 Londra Oyunları ve 2013 yılındaki 2020 adaylık sürecinde yazdıklarım güncelliğini hala korumakta. Muhtemel 2020 ve sonrasında bu kafalar ve koltuklar değişmeyeceği için tazeliğini koruyacak.

        Eylül ayına kadar ‘eğitim şart’ klişesinde sığ konular ısıtılıp ısıtılıp servis edilecek her zaman olduğu gibi. Kaç sporcu ile katılacağız, kaç madalya alacağız, kaç branşta yarışacağız vs. Herkes bu çarpık sistemi kendini koruyarak ve dışarıda tutarak 7-8 aylığına eleştirecek. Sonra hep birlikte sığınaklarına dönecekler.

        Kavram ve sistem karmaşası rüzgarı estirilip, fırtına biçilecek yine çünkü koltuklarına zamklanmışlar! Geçici süreler için seçilip, atanmışları tez elden sistemin dışına atmaya çalışacak ki sistem değişmesin, kimse buna cesaret edemesin. Futbolda olduğu gibi sporda da küçük olsun ama hep onların olsun.

        TSYD Toros Zirvesi’nde TMOK Başkanı Uğur Erdener hoca dahi öyle karıştırdı ki kavramları, bunu halka anlatın ya da medyadan bir kişi ne demek istediğini anlasın.

        “Onay dâhilinde 32 sporcumuz Rio’ya katılma hakkı kazanmış durumda. 15-17 civarında sporcumuz da uluslararası federasyon onayı bekliyor. Yani şu an itibarı ile 50-55 sporcuyu konuşuyoruz” dedi hoca, sonra da ekledi: “Kendimizi sorgulamalıyız.”

        Önce hoca kendini sorgulamalı. “15-17 civarında sporcumuz uluslararası federasyon onayı bekliyor” ne demektir? Bu sporcular neden, nerede ve niçin bekliyorlar? Kota almaya hak kazanan sporcularımızı kim neden bekletiyor? Böyle sporcular var da biz neden bilmiyoruz?

        Hoca şu an itibari ile 50-55 sporcu rakamını niye verdi? Yıllardır TMOK’ta, Dünya Okçuluk Federasyonu’nda başkanlık yapan, WADA ve IOC’nin en tepe noktalarında bulunan biri neden böyle anlamsız, kavram karmaşası üretmekten başka izahı olmayan bir söz söyledi? Umarım hoca açıklar. Aynı oturumda olmadığımızdan buradan sorayım.

        Dünya’da artık her branşta, her kategoride sporcunun güncel performans sıralaması, olimpiyat kotası almasının şartları belli. Ben hoca gibi kavram karmaşası üretmeden yazayım. Rio Olimpiyat Oyunları’na 75 ile 95 sporcu arasında bir katılım sağlarız. Şu an ölçülebilir öngörü bu. 15-17 sporcumuzun onayını beklediği bir uluslararası federasyon filan da yok. Sadece bir sporcumuz ihtilaflı, onu da ülke adına IOC’deki gücünü kullanmak isterse ‘hoca’nın kendisi çözecektir.

        Böyle kavram karmaşaları bizde oyunları erken başlatır ve sistemi sorgulatmaz ama yıllardır olduğu gibi hem sistemi sorgulamaya, hem kavram karmaşalarını engellemeye, hem de son birkaç yılda olduğu gibi sistemi değiştirme mücadelesine devam edeceğiz. Atılan tüm taşlara kafamızı sokarak.

        Şimdi bir orta yapalım, bakalım kafayı kim atacak?

        Sistemden beslenenler sistemi değiştiremezler.

        Diğer Yazılar