Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        2020 Olimpik ve Paralimpik Oyunları adaylığımızın son aylarını hatırlıyor musunuz? Özellikle yurdum medyasının yazdıklarını? Her köşe yazarı, her sosyal medya hesabı sahibi, spor yazarı olmuş, bize neden 2020’nin verilmemesi gerektiğini kendince yazıyordu. Ama 140 karakter içinde ama binlerce kelime ile...

        Türkiye bir doping ülkesiydi, spor kültürü yoktu, kadına şiddet vardı, #occupy vardı, ırkçılık vardı onlara göre. Bize 2020 oyunları verilmemeliydi. Göbeğini kaşıyanlar ne anlardı spordan! Sonunda itiraf edenler, sevinenler oldu, ‘İyi ki alamadık’ diyerek.

        O günlerde yazdıklarımız arşivde, onların yazdıkları da. “Rio’da Olimpik ve Paralimpik Oyunlar yapılıyorsa, bırakın Türkiye’yi, dünyanın her ülkesinde bu oyunlar daha iyi yapılır” diye yazdık ama sabit fikirli ‘ideolojik’ cahillerin sesi arsızlıktan daha çok çıktı. Bu da yerelden globale çanak tutanların işine geldi. O dönem bize demediğini bırakmayan ama Japonlar’ı olumlayan yurdum cahilleri, bir taraflarını yırttı!

        Şimdi Fransa’da dava açıldı. 2020 Tokyo seçiminde rüşvet verilmesi ile ilgili Japon hükümeti soruşturma başlattı. Bu ‘sporsavar’ kalemlerden tek kelime yok. Şaşırdım mı, niye şaşırayım! Onların meselesinin olimpiyat filan olmadığını zaten yazmıştım daha o zamanlar. Aksi bir durum beni şaşırtırdı.

        Sondan başlayalım. Daha iki gün önce 30 mahlûk, oyunların merkezine birkaç km mesafedeki Favelalar’da 16 yaşında bir kıza tecavüz etti. Üstelik bu cinsel saldırı Brezilya’nın kabarık tecavüz sabıkasının son örneği. On yıllardır Amazon nehirlerinde tecavüze uğramış toplu genç kız ve çocuk cesetleri bulunmakta. Eminim bundan da haberiniz yoktur. Rio’da çocuk seks köleleri Copacabana plajının her yerinde. 15-20 kişilik 10-15 yaş arası çocuk hırsızların aynı yerde cirit atması gibi.

        Dünyanın en yüksek suç oranlarından birine sahip Rio’da güvenlik düzeyi çok düşük. Hükümet ve siyasal kriz devam ediyor. Ekonomik kriz nedeniyle ne planlanan altyapılar bitti, ne de tesisler. En hafifinden sporcuların kalacağı oyunlar köyünde malzemeler tel dolaplarda saklanacak. Klima ise kiralık. O da karaborsaya düşmüş durumda. Yaşanacak organizasyonel sorunlar, hatta beklenen paralimpik facia, IOC ve IPC başta olmak üzere kimsenin umurunda değil. Küçük ama önemli bir örnek. Bazı Paralimpik sporcular kendilerine özel ulaşım sistemi olmamasına rağmen yarışabilmek için her gün 50 km mesafe kat etmek zorunda.

        Bir tarafta zührevi hastalık sorunu, diğer tarafta Zika! Zika pandemik (dünyaya yayılan) bir hastalık. Ne IOC, ne IPC, ne WHO (Dünya Sağlık Örgütü) bu hastalığın yayılmasında Rio’nun nasıl bir itici güç oluşturacağını konuşuyor. Kadın sporcuların hamilelik süreci yaşama ihtimalleri var. Bir sivrisinek tarafından sokulup virüsü kapabilirler. Sonrasında oluşacak sorunlar nedeniyle herhangi bir sporcunun bu virüsü kapıp performansının yarışmalar sırasında düşme tehlikesi net. Bu şartlarda Rio Oyunları’nın o kadar büyük insani açmazları var ki.. Ama kimseden ne ses var, ne tek kelime yazı...

        Bizde adı Gezi’ye devrilmiş ‘occupy’lar Brezilya’da belli aralıklarla 3 yıldır devam ediyor. Bu konuda ne yazdınız, ne yorum yaptınız yurdumun çakma ‘aydın ‘ yazarları! Bu arada Rio demişken, takım sporları dışında kota 80’i aştı. Katıldığımız branş sayısında ise tarihimizin en fazla sayısına ulaştık. Zat-ı muhteremler belki bir özür filan dilersiniz. Benden değil, ülkeden!

        Rio öncesi bir başka sorun da doping ve hakemlere rüşvet konusunda başlatılan ‘av’. FBI ve WADA (Dünya Anti Doping Ajansı) dünya sporunun kerli ferli isimlerinin peşinde. Bunların yerel uzantıları da kendi ekmeğinin avında! Kısacası, şimdiden tarihin organizasyonel anlamda en rezil oyunlarına hazırlanın, derim. Ama 2016 Rio, sporun yerel ve global haraç kesenlerinin bulaştıkları skandallar ile dünya sporunun rezillik karnavalına dönüşecektir.

        Diğer Yazılar