Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Brezilya (Nike)-Almanya (Adidas) ve Arjantin (Adidas)-Hollanda (Nike) beni hiç şaşırtmayacak şekilde yarı finale kaldılar. Adidas’tan marka yüzü olan Messi ile Mesut, Nike’tan marka yüzü olarak seçilen futbolcular ve takım arkadaşları, Van Persie ile Neymar sakatlandığı için açılış internet sayfasında yanına konan David Luiz’in arkadaşları kupayı kaldırmak için mücadele edecek.

        Daha önce yazmıştık “Grup maçları bol gollü geçer” diye... Bu maçlar dünya bahis endüstrisinin yüzünü güldürdü. Yüz milyarlarca doların döndüğü bu sektörde teknik adamlar, takımlarına ne kadar açık futbol oynatırsa, bahis endüstrisi de o kadar kazanıyor.

        Bir diğer büyük endüstrinin de yani yayıncılık endüstrisinin istediği gibi şekillendi yarı finaller. Latin ağırlıklı Kıta Amerikası’na karşı, gelir düzeyi en yüksek Avrupa kıtasının takımları karşı karşıya. Asya ve Afrika zaten seyirci olmaktan memnun! Bayılıyorlar Dünya Kupası’nı seyretmeye. Yani reytingler ve reklam gelirleri de tavan yapacak.

        Sonuçta 2014 Dünya Kupası, Brezilya hariç başta FIFA, spor malzemesi üreticileri, spor bahisi oynatıcıları ve yayıncı kuruluşlar için ticari anlamda muhteşem geçiyor.

        Grup maçlarından sonra takımların oynadığı futboldan memnun musunuz? Birkaç güzel maç ve zayıf takımlara karşı duyulan sempatinin dışında izlediğiniz Dünya Kupaları arasında futbol ve futbolcu kalitesi açısından Brezilya’nın dünyanın en yüksek maliyetiyle düzenlediği bu kupayı sportif açıdan kaçıncı sıraya koyarsınız?

        Ernst & Young gibi kuruluşlar Dünya Kupası’nın 50 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklükte olduğunu açıklamış! Evet, bunun 30 milyar doları Brezilya halkından çıktı. Bir o kadar daha 2016 Rio Olimpiyatları ve Paralimpik oyunları için harcanacak ancak ülkede hala yeterli düzeyin çok altında okul ve hastane var. Şehirler arası yollar dökülüyor. Hatta bazı şehirlerin karasal ulaşımı yok gibi. Altı milyon kişi gecekondularda (Favela) yaşıyor. Bu bölgelerdeki cinayet oranı Avrupa’nın 20 katı. 50 milyar dolara Favela’lar yeniden yapılandırılabilirdi mesela. Halk o yüzden protesto ediyor, ölümler ve şiddet kol geziyor futbol ülkesi Brezilya’nın sokaklarında.

        Birkaç ek bilgi daha verelim de şu turizm ve tanıtım geyiği yapan, “Olimpiyatlar ve Dünya Kupaları’na gelen milyonlarca taraftar, milyarlarca dolar kazandırır” söylemli ‘şehir efsanesine’ noktayı koyalım.

        Dünya Kupası’nı izlemek için Brezilya dışında 600 bin misafir bekleyen turizm sektörü pek mutlu değil. Bu işten görece harcama kapasitesi yüksek ülkelerden satılan bilet sayılarına bakalım; Birincilik Amerika Birleşik Devletleri’nde. 197 bin bilet almış Amerikalılar. Almanlar ve İngilizler yaklaşık 58’er bin biletle onları takip ediyor. Avusturalyalılar 54 bin. Fransızlar bile Meksikalılar kadar bilet almış. 34 bin civarı... Tabii bu sayıları en az 4’e bölerseniz Brezilya’ya gelen turist sayısını bulursunuz. Kısacası, Antalya’daki resortlarda kendi ülkelerinin maçlarını ekranlarda seyreden Alman, Hollandalı, Fransız turistlerin, Brezilya’daki vatandaşlarından daha çok olduklarını tahmin etmeniz zor olmaz.

        Yazının sonunda yine gelelim işin sportif tarafına. Yarı finale kalan ülkeler arasında beni tek yanıltan Belçika oldu. Dünya Kupası ile ilgili yazdığım ilk yazımın arkasındayım. Kupa, Avrupa’ya gider. Hem de yüzde 51 Hollanda’ya. Ha topun markası onlarca yıldır olduğu gibi Adidas yani Hollanda olmazsa, size Almanya verelim yine onlarca yıldır olduğu ve Gary Lineker’in dediği gibi ama Nike ve Adidas kesin finalde dersek hata oranımızı iyice düşürmüş oluruz. Endüstriyel futbol böyle bir şey işte. Hollywood prodüksiyonları, Broadway müzikalleri veya televizyon ‘Reality Show’ları gibi bir gösteri. Önemli olan seyredilebilir bir kurgu kurmak, ki bunu FIFA ve UEFA gibi ‘yapımcılar’ harika kurguluyor. Oyunu kuranlar milyarlarca dolar kazanıyor. Verilen bir kupa oysa ki... İyi taktik değil mi!

        Diğer Yazılar