Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        CENNETİ ‘dev bir kitaplık olarak hayal eden’ Arjantinli ‘yüce insan’ Jorge Luis Borges’i görmezden gelen herhangi bir edebiyat ödülünü ciddiye a-la-mam efendim, kimse kusura bakmasın!

        İşte tam da bu yüzden Bob Dylan’a verilen Nobel’in nazarımda pek kıymeti harbiyesi yok doğrusu... Onun ‘sanatçı’lığının büyüklüğünü tescillemek için Nobel’e ya da herhangi başka bir ödüle ihtiyacı yok.

        ‘Gönlümün bütün Nobellerinin sahibi, ‘tek ve eşsiz’ Tom Waits’in Dylan için söylediği sözlere katılıyorum: “Tüm destansı öyküler ve şiirler yazılmadan önce insan sesinin rüzgârı üzerinde taşınmıştı ve Dylan’ın sesinden daha büyük bir ‘ses’ yok!”

        TELEFONLARA ÇIKMAYAN ADAM

        Birkaç yıl önce Harbiye Açıkhavada Tiyatrosu’nda loş bir ışık altında, neredeyse hiç kıpırdamadan, seyirciyle tek bir kelime diyaloğa girmeden şarkılarını söyleyip sahneden inen adamın bir haftadır kendisini arayan Nobel komitesinin telefonlarına çıkmamasını hiç de yadırgamadım. Ama bir şeyi merak ettim: “Bob Dylan, bu telefonlara hiç çıkmazsa ve aralık ayındaki Nobel ödül törenine gitmezse ne olur?”

        “Kürk Mantolu Madonna’yı okumamak ayıp değil, ‘Okudum’ deyip kitabın şarkıcı Madonna’nın hayatını anlattığını sanmak ayıp” diye düşünüp Nobel ödülü reddedildiğinde ne olduğu konusundaki cahilliğimi gidermek için internette dolaşırken İngiliz Telegraph Gazetesi’nde sorunun cevabını buldum.

        ÖDÜLE 'HAYIR' PARAYA 'EVET'

        Charlotte Runcie imzalı haberde bugüne kadar ‘edebiyat Nobeli’ni gönüllü olarak reddeden tek yazarın Jean-Paul Sartre olduğu belirtiliyor. “Yazar kendisinin bir kuruma dönüştürülmesini reddetmelidir” diyen Sartre, yazdığı bir mektupla ödülü neden reddettiğini komiteye bildirmiş: “Jean-Paul Sartre diye imzalamamla Nobel ödüllü Jean-Paul Sartre diye imza atmam aynı şey değil.” Gerçi bu havalı mektubun ardından Sartre’ın Nobel’in para ödülünü talep ettiği dedikoduları ortaya dökülmüş ama hiçbir zaman doğrulanmamış.

        Nobel komitesi, ödülü reddetmiş bile olsa ‘kazananlar’ listesinde Sartre’ın adına da yer veriyormuş. Çünkü, kazananın 900 bin dolarlık para ödülünü reddetme hakkı olsa da Nobel’i reddetme hakkı yokmuş.

        Nobel Vakfı’nın kuralına göre Nobel ödülü asla geri verilemiyor ya da iptal edilemiyormuş.

        ELE-YÜZE YAPIŞAN ÖDÜL ‘NOBEL’

        Bunu öğrendiğimde Nobel için “Ne pis, yılışık ödülmüş bu kıyısından köşesinden bir kez bulaştın mı üzerinden temizleyip atamıyorsun” diye düşündüm.

        Bob Dylan, istediği kadar telefonlara çıkmasın, ağzını açıp tek kelime etmesin. Artık onun bir ‘Nobel’i var. Ve bundan sonra hep olacak. Zaten günlerdir Dylan’ın telefonunu defalarca çaldıran Nobel akademisinin daimi sekreteri Sara Danius, “Eğer gelmek istemiyorsa gelmez. Ama ödül töreninde her şartta büyük bir parti olacak... Ve bu onur artık onun” deyip kestirip atmış.

        Eminim Bob Dylan, Sara Hanımefendi’nin bu sözlerine ‘Positively 4th Street’ şarkısında eski bir dostuna söylediği, “Sadece bir kez olsun benim ayakkabımın içinde senin olmanı isterdim, seninkinde de ben...” diye cevap veriyordur şu anda her neredeyse...

        (Salı günkü yazımda ‘kurander’i ‘krondel’ diye yazmışım nereden estiyse; düzeltene kadar gazete basılmıştı. Benim cahilliğim:)

        Diğer Yazılar