Futbolumuzda zirvenin sahibi 'Bahanespor'
PAZAR günü oynanan Sivas-Eskişehir maçındaki Sivas 4 Eylül Stadı’nın fotoğrafı Türkiye’deki futbol âleminin ‘hal-i pürmelali’ydi resmen.
Bahsettiğim fiziki koşullar değil! Güneş alan tarafı yemyeşil, gölgede kalan tarafı sanki incecik beyaz bir çarşafla kaplı gibi buz tutumuş stat bir ‘düşünce’ ikliminin fotoğrafıydı bence.
Bizim futbolumuzda en büyük eksiklik ne büyük yetenekler, ne modern statlar, ne son moda formalar, ne antrenman sahaları, ne şu, ne bu. Yeşil sahalardaki en büyük sorun ‘objektiflik’, ‘empati yoksunluğu’, ‘eyyam kültürü’, ‘hep bana zihniyeti...’
Mesela hakemin kendi takımına çaldığı haksız penaltı için ağzını açmayıp her şey ‘4 Eylül Stadı’nın yeşil tarafı’ gibi davranırken, rakibine çalınan haksız penaltıda ince ince laf sokup, ‘buz tutmuş saha’ tavrı alanlarda sorun.
Kendi ofsayttan gol attığında gökyüzüne bakıp ıslık çalan, ofsayttan gol yediğinde ortalığı yangın yerine çevirenler asıl büyük problem...
Bazı takımlar aleyhine-lehine zırt diye çalınırken, aynı pozisyon zayıf bir takıma olduğunda zort diye çalınamayan ‘düdük’ gerçek dert!
Başakşehir’le berabere kaldıktan sonra Süper Lig, Şampiyonlar Ligi ve Türkiye Kupası fikstürünü ilk kez görmüş gibi şikâyet eden Şenol Güneş ‘zihniyeti’ sıkıntı.
45.5 SAAT ARAYLA MAÇ OLUR MU?
Yorgun oldukları için rakibin üstüne gidemediklerini, sahada koşmadığı halde kendisinin bile yorgun olduğunu söyleyen Güneş, “Çarşamba oynadık, cumartesi oynuyoruz. Bütün zor maçları üst üste oynuyoruz, bu planlama yanlışlığı. Kupayı bile araya koymak yanlışlıktır. Üç günde bir maçla takım yorulmaz diyenler yanlış söylüyor” demiş maçtan sonra.
Bugünlerde İngiltere’de Liverpool ve Manchester City’nin Noel ve yeni yıl haftası oyanayacakları maçların saatleri tartışılıyor.
Premier Lig’de zirve mücadelesi yapan iki takım o hafta 45.5 saat arayla maça çıkacak.
Liverpool 31 Aralık’ta 20.30’da evinde Manchester City’yle oynadıktan sonra 2 Ocak saat 18.00’de Sunderland deplasmanında maça çıkacak. City ise 2 Ocak’ta aynı saatte evinde Burnley ile karşılaşacak.
Liverpool maçın ertelenmesi için İngiliz Futbol Federasyonu’na 1.5 ay önceden başvurmuş. Ret cevabı almış. Hocaları Kloop, “İşte bunun için İngiliz takımları büyük turnuvalarda başarılı olamıyor. Diğer ülkelerin takımları evde koltukta Premier Ligi izlerken biz sahada oluyoruz” falan deyip federasyona kızmış.
Fedarasyon da yayın ihalesi anlaşmasını tüm kulüplerin imzaladığını belirtip “Yav he he” tadında bir cevap vermiş...
STAT ZEMİNİ DÜZELİR, PEKİ ZİHNİYET?
Beşiktaş’la aynı gün Almanya’da Şampiyonlar Ligi maçı oynayıp, Kara Kartal’dan birkaç saat önce cumartesi Burnley deplasmanına çıkan Manchester City’nin hocası Guardiola’nın, “Koşmuyorum ama ben de yorgunum” tadında bir açıklaması var mı diye aradım gazetelerde, bulamadım...
Sonra da 2019’da federasyon başkanlığına aday olduğunu söyleyen Rıdvan Dilmen’in Beşiktaş-Başakşehir maçının ardından “Şenol Güneş’le Advocaat ağlamasın” deyip ardından da “Federasyon bir şeyler ayarlayabilirdi” tadında sözlerini hatırlayıp futbolumuzun 2020’lerde de bir adım ileri gitmeyeceğini düşündüm.
Sivas 4 Eylül Stadı’nın ‘yarısı yaz yarısı kış’ zemini, ısıtma sistemi çalıştırılınca düzelir. Futbolumuzdaki bu ‘nalıncı keseri’ zihniyetini değiştirmek için neyi çalıştırmamız gerek acaba?
