Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        NE zamandır şöyle güzel bir magazin haberi, fotoğrafı görmüyoruz! Ne bir çay bahçesinde buluşan evli yönetmen ile güzel oyuncu, ne gazetecilerden kaçarken tuvalet penceresine sıkışan değerli sanatçı çıkıyor aylardır, yıllardır. Arabasını soran muhabire sevgilisinin adını söyleyip gizli ilişkisini açığa çıkaran da yok, tost sipariş eden de...

        Haber olmak için gazetecilerin kafasına hamamböceği attığını söyleyen Levent Kırca’yı özlüyorum doğrusu.

        Dünyanın çevresini saran atmosfer gibi hayatımızı saran ‘mutsuzluk’tan olsa gerek, magazin haberlerinin o ‘şenlikli’ halinden eser yok şimdi. Magazin ekleri bir süredir ışık ve ses şovlarının havada uçuştuğu yazlık diskolardan çok, tek tük masalarda sessiz sedasız kâğıt oynanan kasaba kahveleri gibi...

        PAPARAZZİ GÖRMEMİŞ ÜNLÜLER

        Beni ‘magazin dünyamız’la ilgili böyle hüzünlere gark eden George Bamby adlı bir İngiliz paparazzi! Birkaç gün önce Channel 4 Televizyonu’nda yayınlanan ‘Bir Paparazzinin İtirafları’ programında ‘meslek sırlarını’ ifşa eden Bamby’nin anlattıklarını dinlerken,“Bunları kendilerine her objektif doğrultanı paparazzi sanan, ömrü hayatlarında tek bir paparazziyle karşılaşmamış olan bizim ünlülerimiz de izlemeli” diye düşündüm.

        Pipisini yara sanan kedi misali, gece bir mekândan çıkarken iki kare fotoğrafları çekildiğinde “Bıktık bu paparazzilerden” diye dövünen sanatçılarımızı George Bamby ve sadık yardımcısı Bilko’ya havale etmek istiyorum.

        KAMERA DA YALAN SÖYLER

        İçi envai çeşit objektif, drone ve kamuflaj malzemesiyle dolu beyaz minibüsü ve Bilko’suyla Londra’nın dört bir yanında ‘star’ avlayan Bamby, “Ben sadece fotoğraf çekmiyorum, hikâye yaratıyorum” diyor.

        Gazete ve dergilere yılda 500’den fazla fotoğraf satan ‘paparazzilerin en zalimi’ George Bamby, “Ünlüleri tuzağa düşürüp görüntülemek balık avlamak gibi. Yemi hazırlayıp atıyorsun ve yutup yutmayacaklarını bekliyorsun... Eğlenceli, heyecanlı” diye anlatıyor yaptığı işi.

        Kendi yarattığı haberleri ‘görüntüleyen’ Bamby ekliyor: “Kamera yalan söylemez derler. Ama kamera yalan söyler. Hem de çok. En azından ben onu kullandığım da...”

        MI5 TARAFINDAN SORGULANMIŞ

        İngilizlerin ünlü sabah kuşağı programcısı Judy Finnigan’a, kendi ayarladığı bir ‘fan’ vasıtasıyla bir şişe şarap gönderen, kadın şişeyi aldığında fotoğraflarını çekip altına da “Judy’nin içki problemi var” diye haber döşeyen George Bamby’nin yıllık kazancı 50 bin sterline kadar çıkıyormuş.

        Prens William ve Prens Harry’nin özel bir davetine, “Barbekü için malzeme getirdim” diyerek sızmaya çalışması ve İngiliz gizli servisi MI5 tarafından kafasına silah dayanıp sorgulanması, konser sırasında “Dansçısıyım” deyip Britney Spears’ın soyunma odasına girerken son anda yakalanması falan Bamby’nin ‘hoş’luklarından.

        Sağdan saysan solda saysan 100’ü bulmayacak bizim ünlü havuzumuz George Bamby’ye kurak bir çöl gibi gelir eminim, çünkü kendisinin telefon listesinde tam 1300 ünlünün numarası var: “Adlarını biliyorum, yaşadıkları yeri, arabalarının plakalarını, anne-babalarının, kardeşlerinin yaşadıkları yerleri tek tek biliyorum...”

        ADETA BİR NATGEO BELGESELİ

        Cebinde sahte park fişleriyle dolaşan, ünlü aşçı Gordon Ramsay’nin tatil yaptığı evin kapısına gidip “Ya şimdi şortları bikinileri giyip sahilde eşinle yürürsün ve bu işi güzellikle hallederiz ya da önümüzdeki bir hafta boyunca seni adım adım izleyip bu tatili sana zehir ederim” diyerek istediğini alan Bamby’nin yanında bizim muhabir arkadaşlarımız zemzemle yıkanmış gibi kalıyor doğrusu.

        Diet yapan kilolu bir ünlüye küçük bir kızı kullanıp bir paket donut gönderen, paketi aldığı anda fotoğraflarını çekip dergilere satan bir adam George Bamby. Yaptıkları için kimseye bir özür borçlu olmadığını söylüyor: “Fotoğraflarının çekilmesi ünlülerin işlerinin bir parçası ve ben onların PR’ına katkıda bulunuyorum. Kızmak yerine bana bir çay ısmarlamalılar. Ben iyi bir insanım. Her günü son günümmüş gibi yaşayıp ünlülerin fotoğrafını çekiyorum. Bu da asrın suçu değil herhalde!”

        ‘Bir Paparazzinin İtirafları’ adeta bir NatGeo belgeseli gibi... Bizim televizyonlarımızın yapmayı aklına bile getiremeyeceği, yapsa da bu kadar iyi olmayacağı kesin olan bu programı bütün ünlülerimizin izlemesini tavsiye ederim. Paparazzi nedir ne değildir öğrenmiş olurlar.

        Diğer Yazılar