Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bir zamanlar bir araya geldiğimizde saatlerce kızlardan, filmlerden ve müzikten konuştuğumuz bir arkadaşım, şimde ne zaman buluşsak arılardan ve bahçesindeki ağaçlardan bahsediyor.

        Üniversitenin bahçesinde bir yandan gizli gizli konyak içerken bir yandan da Tom Waits dinleyen adamlardan ne ara çiçekleriyle sizli bizli konuşan teyzelere döndük bilmiyorum. Bildiğim tek şey, arkadaşımın portakal ağaçlarını anlatırken tıpkı yıllar önce Billy Wilder’ın nasıl dâhi bir sinemacı olduğunu anlattığı gibi heyecanlandığı. İki tane yan yana ağaç görüldüğünde kesilip yerine ‘dev proje’ yapılan, gazetelerdeki ‘Ağaç katliamı’ başlıklarının sıradanlaştığı bir ülke için gereğinden fazla ‘doğasever’ arkadaşım geçenlerde evin içinde dev saksılara diktiği fidanların seneye kaç metre olacağı konusunda ayaküstü bir botanik konferansı verirken, Alman ormancı Peter Wohlleben geldi aklıma.

        AĞAÇLARIN DA HİSSLERİ VAR

        ‘The Hidden Life of Trees’ adlı kitabı Papa’nın anılarından bile daha çok satıp Almanya’da ‘bestseller’ olan, televizyona yaptığı şov reyting rekoru kıran Wohlleben, ağaçların da insanlar gibi olduğunu söylüyor: “Onların da arkadaşları var. Yalnızlık çekiyorlar. Acıyla çığlık atıyorlar ve toprağın altından (bir internet ağı gibi) birbirleriyle haberleşiyorlar. Kimileri ebeveyn gibi hareket ediyor. Bazıları rakip bitkilere gaddarca davranıyor. Genç olanlar risk alıyor...”

        Peter Wohlleben’e göre bir ormanda ya da parkta ağaçların da ‘hisleri’ olduğunu bilerek dolaşmak çok farklı bir tecrübe: “Dalları kırıldığında ya da böcekler onları kemirdiğinde onlar da ‘Ah’ diyorlar.”

        Wohlleben ağaçların kökleri aracılığıyla birbirleriyle mesajlaştığını, kimin dost, kimin aileden olduğunu bildiklerini iddia ediyor: “Bitkiler ve ağaçlar ne yapacaklarını seçebiliyor, karar verebiliyorlar. Anıları ve karakterleri var. Ve aralarında iyi çocuklar ile kötü çocuklar bulunuyor.”

        ‘MİLYAR AĞAÇ KAMPANYASI’

        Ağaçlara en yakın olduğum yer Calvino’nun babasına kızdığı için yeryüzüyle ilişkisini kesip ‘Ağaca Tüneyen Baronu’ Cosimo olan ben, geçen hafta hiç aklımda yokken işte böyle dev bir ormana daldım. Evinin ortasına ağaç diken arkadaşım ve “Ağacın dalını kırarsan ‘Yandım anam’ diye bağırır” diyen Peter Wohlleben’in beynime ektiği tohumları yeşerten ise ‘The Avengers’ın Hulk’u Mark Ruffalo’nun Twitter’da “Umudum var” diyerek paylaştığı link oldu.

        Felix Finkbeiner’le de orada tanıştım. National Geographic’ten Laura Parker, Felix’in 9 yaşındayken kurduğu ‘Plant for the Planet’ örgütünün öyküsünü yazmış.

        Felix, “Bir maymuna ‘Şimdi bir muz mu istersin yoksa sonra 6 muz mu?’ diye sorsanız o daima hemen sahip olacağı bir muzu seçer. Biz çocuklar yetişkinlerin geleceği tek başlarına kurtaramayacağını bilmeliyiz. Geleceğimizi kendimiz şekillendirmeliyiz” diyerek yola çıkmış. Birleşmiş Milletler’le birlikte ‘Milyar Ağaç Kampanyası’nı başlatmış. Şu anda ulaştıkları rakam 150’den fazla ülkede 14 milyar ağaç...

        ADAM BAŞI 150 AĞAÇ DİKMELİ

        Felix ve dünyanın dört bir yanındaki 55 bin arkadaşı şimdi hedef büyütmüş. ‘Bir Trilyon Ağaç’ diyorlar. Bu, dünya üzerindeki herkesin 150 ağaç dikmesi demek. Küçük Felix’in bu büyük hayali gerçek olur mu bilmiyorum. Dünyada şu anda 3 trilyon ağaç olduğunu söylersem ne kadar zor bir hedef olduğunu anlatabilirim belki.

        Felix şimdi 19 yaşında, hâlâ dünyanın dört bir yanında ‘büyüklere’ konuşmalar yapıyor ve ‘iklim değişikliğinin’ önemini anlatıyor. Kendi kuşağını harekete geçirmek için mücadele ediyor.

        Mark Ruffalo’nun sahip olduğu ‘umuda’ sahip değilim galiba ama yine de Felix’in öyküsünü okurken içimde bir şeylerin kök saldığını hissettim. Peter Wohlleben’i dinleyip bugün eve giderken, iki gün güneş gördü diye bahar geldi sanıp çiçeklenen ‘ağaçların aptalı’ badem ağacına yanaşıp “Her şey daha iyi olacak üzülme” diye fısıldayacağım. Ve en kısa zamanda üniversite bahçesinde içtiğimiz konyağın hatrına arkadaşımın limon ağacının yanına bir servi fidanı dikeceğim.

        Hadi Felix, kaldı 999 milyar 999 milyon 999 bin 999 ağaç...

        Diğer Yazılar