Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Çok zorlandım.

        Konuşurken de zorlandım, yazarken de zorlanıyorum şimdi.

        Doğruların arsına sıkışmış yanlışları ayıklamak ne kadar da zor.

        Son dönemlerin bitmeyen tartışması tarikatlar mevzu meselemiz.

        En son vaka Ali Edizer isimli aklı evvelin yaptıkları.

        Herkesi yine öfkeden çıldırttı ve bu camianın mahkum edilme fermanına bir çentik daha attı.

        Tuhaf değil mi? Her hafta böyle bir vaka yaşanıyor. Daha Uşşaki tarikatının sapık şeyhini konuşuyorduk. Şimdi Ali Edizer isimli dengesiz çıktı önümüze. Bakalım daha neler çıkacak.

        “KÜÇÜK FETÖLER” GENELLEMESİ

        Veyis Ateş’in programında (Çarşamba akşamı) konuşuyoruz. Nedim Şener ve İsmail Saymaz dolu dizgin gidiyorlar tarikatlar aleyhine. “İçlerinde iyi niyetli olanları var, devlete kötülük yapmayanlar var, onlar ayrı” demeyi de ihmal etmiyorlar.

        Ama onları dinleyenlerin, hiç de böyle iyi niyetli bir ayrım yapacağını sanmıyorum. Nitekim sosyal medyadan mesaj yağdı.

        Nedim Şener’in “bunlar şimdi küçük FETÖ, ileride büyük FETÖ olacak” sözü doğrusu beni korkuttu.

        İsmail Saymaz’ın “hepsi öyle olacak demiyorum ama bu tarikatların gidiş yolu FETÖ’nünkine benziyor” sözü de aynı.

        Başından beri bu genellemeden endişe ettim. FETÖ’nün yaşattığı travmanın sonucudur bu genellemeler. İnsanların korkularını anlayabiliyorum. Lakin dikkat etmek gerek.

        REKLAM

        FETÖ’nün devlete verdiği zarardan daha fazlasını, inanç dünyamıza, dini hayatımıza verdiğini savundum hep. Çocuklarımızın bu lanet örgüt yüzünden dinden soğuması zaten bizi kara kara düşündürüyordu.

        Şimdi FETÖ, hurafelerle zihni bulanmış tarikat mensupları, sahtekar şeyhler, aç gözlü cemaat üyeleri yüzünden koca bir camia her gün suçlanıyor, üzerine vebalı toprak atlıyor.

        Zorlanıyorum bunları konuşurken ve yazarken. Çünkü eleştirilerin çoğu doğru. Bunları en sert eleştiren yazarlardan biriyim. Ama kantarın topuzunu kaçırmak üzere bazılarımız. Doğruların arasına girmiş bir yanlış, bazen büyük tahribatlara neden olabilir.

        KURUNUN YANINDA YAŞ YANACAK YİNE

        FETÖ ile mücadelede kurunun yanında yaşın yandığı gibi, sahtekar şeyhler, meczup tarikat mensupları ile mücadelede de yine masumlar yanacak, ondan korkuyorum.

        Daha çok korktuğum şey, bir gün bu genellemeler, bu suçlamalar öylesine artacak ki, sonunda her dindar insan bir suçluymuş gibi görülecek toplumda.

        Hükümet artık sadece liyakat ve ehliyete dayanan, herkesi tatmin eden bir işe alım sistemi kurmalı. Torpilin, ayrımcılığın, iltimasın olmadığı, her kesimden insana eşit şartlarda fırsat veren bir sisteme acil ihtiyacımız var. Sadece dini grupların, yapıların değil, tüm benzer yapıların denetlenmesi gerek acilen.

        Denetim, denge, adalet ve fırsat eşitliği olmayan bir ortamda herkesin adalet duygusu zedelenir, suçlamaların önü arkası kesilmez.

        Tehlikeli bir gidişat var. Yazmakta ve anlatmakta zorlanıyoruz.

        O kadar çok hata yaptı ki bu camia, o kadar çok yanlış yapmaya devam ediyor ki, onları savunmak da, doğrusunu anlatmak da gerçekten çok zor hale geldi.

        Lakin şunu unutmasınlar, çocuklarının geleceklerini ipotek altına alıyor bu hatalar. Bir gün iktidar değiştiğinde yaşayacakları sıkıntıyı düşünmek bile istemiyorum.

        Tarikat ve cemaatlere acil öneriler

        1. FETÖ ya da yozlaşmış yapılar ve kendi yaptığınız hatalar yüzünden saygınlığınız, itibarınız ve güvenirliğiniz zedelendi. Bunu düzeltmek için özeleştiri yapın, önlemler alın.

        2. Organize biçimde ve hırsla devlete adam yerleştirmekle uğraşıyorsanız, bundan hemen vazgeçin. Bu kul hakkını yemektir. Liyakat ve ehliyet sahibi kim varsa hakkını alması dinin de gereğidir.

        3. Tarikatınız örgütlü olarak ticaretle uğraşıyorsa bundan vazgeçin. “Din tüccarı” suçlaması üzerinize yapışır.

        4. Mali gelirleriniz, bağışlar ve infaklarınızı maliyenin denetimine açın. Hatta bunları resmi internet sitenizde yayınlayın. Örtülü her şeyden kaçının.

        5. Adam devşirmeye çalışmayın. Kapınızı açık tutun, gelen gelir giden gider.

        6. Mensuplarınızdan sorgusuz sualsiz biat, itaat istemeyin. "Gassalın önündeki meyyit gibi olun" sözü yanlıştır, bundan vazgeçin.

        7. Şeffaf olun. Tüm kurumlarınızı devletin denetimine açın. Kayıt dışı ve merdiven altı tüm yapılarınızı tasfiye edin.

        8. Kapalı devre yapılar olmayın. Her fikre, görüşe ve düşünceye açık olun. Farklı kitap okunmasını yasaklamayın. Soru sorulmasını, sorgulama yapılmasını engellemeyin.

        9. Politize olmayın. Hiçbir parti için oy istemeyin, fetva vermeyin, müritlerinizi yönlendirmeyin. ‘Kim hangi siyasi partiyi istiyorsa, ona oy versin’ deyin.

        10. Cemaatinize, tarikatınıza, grubunuza faydası olacak diye, ihale takip etmeyin, ayrıcalık istemeyin, torpil yaptırmayın. Bunlar kul hakkı yemektir.

        11. Sahip olduğunuz İslami düşüncenin mutlak hakikat olduğunuza inanıp, diğer düşünceleri tekfir etmeyin, kötülemeyin, ötekileştirmeyin. Nasıl ki dört hak mezhep olabiliyorsa, onlarca farklı cemaat, grup, tarikat da hak olabilir.

        12. Her müridinize, üyenize, muhibinize vatan sevgisi aşılamayı unutmayın. FETÖ ve IŞİD gibi örgütler, önce üyelerini vatansızlaştırır unutmayın.

        13. Orta yolu seçin (Vasat Ümmet/Bakara 153). Allah aşırı gidenleri sevmez (Maide 87).

        Diğer Yazılar