Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KEREM AKÇA / keremakca@haberturk.com

        Avustralya çöllerinde geçen psikolojik tarafı güçlü kayıp arama öyküsü, fırtınanın ortasından insanlığa açılıyor. Kim Farrant “Fırtınınan Ortasında”da ülke sinemasının öncü kadın yönetmeni Cate Shortland’in stilize ve hipnotik dünyasını izliyor. Riskli konusunu sömürüye kaydırmasa da film, açık alandaki büyüleyiciliğini dramatik dönüşlerde tekrarlayamıyor. Yarın vizyona girecek “Fırtınanın Ortasında”, haftanın ilk film olmasıyla dikkat çeken yapıtı…

        Fırtınaların, kumların arasında filizlenen bir ‘kayıp çocuk’ öyküsü… Nicole Kidman’ın annelik, Joseph Fiennes’ın babalık güdüsüyle akan, stilize bir gerilim aynı zamanda. Hikaye olarak Avustralya Yeni Dalgası’nın içinde anılan iki filmi akla getiriyor. Nicolas Roeg’un “Sonsuz Çöl”üne (“Walkabout”, 1971) öykünürken, alttan alta Peter Weir’in “Esrarengiz Dava”sının (“The Last Wave”, 1 977) gizemini hatırlatıyor. Ama bu filmlerde birincil faktöre dönüşen aborjinleri kullanmıyor.

        FELAKET, ÇOCUK KAYBI VE HİPNOZ

        “Fırtınanın Ortasında” (“Strangerland”, 2015), aslında ıssız doğadan bir yabancılaştırıcı fon oluşturmaya çalışıyor. Bunların üzerine “Twister”vari (1996) olmasa da soyut bir felaket mizanseni yerleştiriyor, belki Antonioni’nin “Batan Güneş”i (“L’Eclisse”, 1962) ya da “Kızıl Çöl”ü (“Il Deserto Rosso”, 1964) akla geliyor. Ama daha kuvvetli bir doğal tepki eşliğinde… Aslında Catherine’in (Nicole Kidman) burada yaşadığı psikolojik dönüşüm, “Kızıl Çöl”ün fabrika atıklarıyla kendini kaybeden Giuliana’sıyla (Monica Vitti) benzeşiyor. Zaten çocuk kaybı üzerine asla “Sıradan İnsanlar” (“Ordinary People”, 1980) sıradanlığı, gerçekçiliği izlemiyoruz.

        Film, görüntü yönetmeni P.J. Dillon’ın özeniyle, üst açılar ve helikopter kameradan beslenip dağlardan, çöllerden psikolojik bir atmosfere, soyut bir arka plana meylediyor. Ama özellikle bakış açısı kamerasıyla veya yanları bulanıklaştırılmış karelerle birlikte, Keefus Ciancia’nın bestelerinin hipnotize edici etkisi bizi sarsıyor. Dış mekanda makro planlar etkili oluyor. Karelerin, gençlerin ya da ailenin arasına sızması fark etmeksizin görsel yapının temelinde gerçek bir hipnoz kaygısı var.

        REJİDE SHORTLAND ETKİSİ

        Kim Farrant, ülkede 2000’lerde çıkış yapan dinamik jenerasyonun, Andrew Dominik ile beraber öncüsü Cate Shortland’in Leone, Tarkovsky ve Kar-Wai etkili yarı hipnotik yarı operamsı evrenini ödünç alıyor. Onun ‘kadın gözü’nü burada başka bir boyuta taşımaktan ziyade daha duygusal hale getirme derdinde. Elbette bir nebze olsun cinsellik var. Nicole Kidman, geleneksel bir melodramın içinde olmadığını hissettiriyor, tepkilerini çıplaklık ve seks yoluyla verip arka plana ihanet etmiyor. Zoraki seks, kızının kıyafetini giyme gibi sahnelerde abartılı oyunla zihinlerden silinmek istermiş gibi bir hali var. Adeta histeri krizine girip senaryonun inandırıcı durmayan dönüşlerini kaldıramıyor.

        “Queen of the Desert” (2015), “Uyuyana Kadar” (“Before I Go To Sleep”, 2014), “Geçmişin İzleri” (“The Railway Man”, 2013), “Yakın Tehdit” (“Tresspass”, 2011) gibi rol, yönetmen ya da rol arkadaşı uğruna girdiği açmazlardan birini daha canlandırıyor. Aşırı makyajdan arındırılmış, beyaz teni öne çıkaran soluk yüz ifadesi, “Avustralya”daki (“Australia”, 2008) sahiciliği mumla aratıyor.

        DIŞARIDA BÜYÜLEYİCİ, İÇERİDE ETKİSİZ

        Bayat senaryoya karşın, belki Shortland’in veliahtı olabilecek Kim Farrant, kaybolan iki çocuk üzerinden bayat bir melodrama kaymıyor. Fakat Fred Schepisi imzalı “Karanlıkta Bir Çığlık” (“A Cry in the Dark”, 1988) misali ‘içi dolu bir inceleme’ ve ‘dengeli bir Meryl Streep’ gerçeği de yok. Michael Kinirons-Fiona Seres imzalı senaryo, kadın/anne tercihleri ve tepkisi açısından sahici olamıyor. Kidman’ın yanında Fiennes ve Weaving fena değil. Maddison Brown ilk perde deneyiminde iyi bir çıkış yapıyor.

        Şiirsel anlarla da sarılan hipnotik ve stilize dünya süreden zarar görse de belli oranda tutuyor. Doğayla kurulan görsel-işitsel ilişki, film açık alana taşındığında etkili oluyor. Gerisinde abartılı ve belki popülist duruyor. İkinci yarıda dramatik yapının uçurumları peşi sıra gelince onların arasından sıyrılmak için mucize yaratmak gerekiyor. Böylece yönetmen-sinematografi-müzik ilişkisi dış mekandaki etkili yorumu içeriye taşıyamıyor. “Fırtınanın Ortasında”, Kidman’ın bir başka ‘kayıp çocuk filmi’ olarak, melodram rekortmeni “Mutluluğun Peşinde”ye (“Rabbit Hole”, 2010) sinemasal açıdan fark atıyor.

        FİLMİN NOTU: 5.5

        Künye:

        Fırtınanın Ortasında (Strangerland)

        Yönetmen: Kim Farrant

        Oyuncular: Nicole Kidman, Joseph Fiennes, Hugo Weaving, Maddison Brown, Sean Keenan

        Süre: 112 Dk.

        Yapım Yılı: 2015

        Diğer Yazılar