Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bizi neşeye boğmasına alıştığımız komedyenlerin iç dünyasına bakan, bunu yaparken de melankolinin dibine vuran olgun bir film. “Şov Dünyası”, hipnotik ve düşsel dünyasını ‘poker surat komedisi’ ve ‘şiirsel coğrafya’yla birleştiren Rick Alverson’ın dokunuşuyla büyülüyor. Kaurismäki ile Tarkovsky’yi, Jarmusch ile Lynch’i kesiştiren sersemletici bir anti-yol filmine dönüşüyor. “Şov Dünyası”, 18 Şubat’ta başlayacak 15. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin en iyilerinden.

        “THE KING OF COMEDY” VE “HOKKABAZ”I HATIRLATIYOR

        Kaliforniya çöllerindeki varoluş yolculuğu, deadpan komediden (poker surat komedisi) de, gerçeküstücü düşlerden de, pastoral western atmosferinden de güç alıyor. Saykodelik, zihinsel, psikolojik, hipnotik olabiliyor. Beyaz-gri arası fonun üzerinde sinemaskop oranını harikulade kullanıyor Lorenzo Hagerman. İçsesin varlığı müzikle bir uyum sağlarken bizi tuhaf hislere sürüklüyor.

        Görüntü yönetmeninin geniş açılar ile komedyenlerin göğüs planlarını ‘dış-iç mekan ayrımı’yle şekillendirdiği işçiliği bir yalnızlık senfonisine yol açıyor. “Hokkabaz” (2006) ile akraba öykü, Scorsese’nin “Kahkahalar Kralı” (“The Kings of Comedy”, 1982) ile girdiği yolu da akla getiriyor. Ama “Şov Dünyası”, her ikisinden de daha melankolik duruyor. Araya giren ‘alt benlik’ görüntülerinden çokça faydalanıyor.

        KARUSMAKI VE LYNCH EKOLLERİ İÇ İÇE

        Beyaz kovboy şapkalı alter ego görüntüsünün ‘poker surat komedisine yatkın’ ana karakter eşliğinde ulaştığı nokta ufuk açıcı... Aki Kaurismäki minimalist komedisi (belki “Leningrad Kovboyları Amerika’ya Gidin”, belki “Juha”) gibi başlayan eser, zamanla bir David Lynch gizeminin içine çekiliyor. Başarısızlık öyküsü karanlık dehlizleriyle ele alınıyor.

        Noktalandığında ise tuhaf aksanıyla, rahatsız edici ses tonuyla bağıran isimsiz karakterlerin irrite edici sesleri yakın plandan bize yansıyor. Ara planların zamanla ruh halinin temsiline dönüştüğü öznel dünyayı ‘varoluşçu sorgulama’ platformuna çeviren iş, ‘dramedi’ konusunda son derece yetkin. Görsel yapısını ise ‘şiirsel’ ve ‘hipnotik’ görüntüler ilave ederek olgunlaştırıyor.

        BAŞKA YOLLARA SAPMASIYLA SERSEMLETİYOR

        “Şov Dünyası”, sanki Tarkovsky ile Kaurismäki’yi aynı evrende karşılaştıran bir anti-Amerikan yol filminin adını koyuyor. Amerikan bağımsız sinemasından gidersek Jarmusch’un net minimalist ilk dönemi ile saykodelik ikinci dönemi arasında yakın temas kurmak dile dönüşüyor. Filmin “Kırık Çiçekler”le (“Broken Flowers”, 2005) “Nostalghia”yı (1982) iç içe geçiriyormuş gibi bir hali var.

        Bu sayede girilen kıvrımlı yollar da Nicolas Winding Refn ile akraba (en azından “Sürücü” ve “Cennetin Kapısında” ile) hipnotik ve öznel bir dünyayı aktif hale getiriyor. Melankolik dramedi, asap bozarken, sinema duygusuyla, farklı anlatı metotlarını iç içe geçirmesiyle sersemletiyor, çarpıyor, geleceğe kalıyor. ABD’deki komedi dünyasına şen şakrak ve polyannacı yaklaşımları elinin tersiyle iterken, yönetmeninin dördüncü uzun metrajında olgunluğunu hissettirmesine alan açıyor.

        FİLMİN NOTU: 8.3

        Künye:

        Şov Dünyası (Entertainment)

        Yönetmen: Rick Alverson

        Oyuncular: Gregg Turkington, Tye Sheridan, John C. Reilly, Michael Cera

        Süre: 103 dk.

        Yapım yılı: 2015

        Diğer Yazılar