Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Lanetli Çocuk”, görsel ile işitsel yapıyı dengeli kullanarak ‘oyuncak bebek’ ve ‘korkunç çocuk’ motiflerine ‘perili ev filmi’ şablonunun içinde bambaşka bir vizyon kazandırıyor. William Brent Bell’in adını ise takip edilesi Amerikalı korku yönetmenleri arasına yazdırıyor. “Annabelle”in üzerinde duran kayda değer korku filmi “Lanetli Çocuk”, yarından itibaren sinemalarda izlenebilir.

        Yeni milenyumda, korku sinemasında ‘oyuncak bebek’ motifinin keyfini süren yegane isim James Wan olabilir. Bunu yaparken de aslında William Castle’ın tekinsizliğinin üzerine gider. Onun ‘Jigsaw bebeği’ (‘Testere’ serisi), ‘Annabelle’ (“Korku Seansı”, “Annabelle”), lanetli kukla (“Ölüm Sessizliği”) gibi MacGuffin (film objesi) önerileri arasından favorinizi belirlemek ise kolay değildir. Belki de bu hareketlenme ya da furya sayesinde “Lanetli Çocuk”un (“The Boy”, 2016) projelendirilmesi kolaylaşmış olabilir.

        GİZEMLİ BİR PORSELEN BEBEĞİN VUKUATLARI

        “Stay Alive” (2006) ve “İçimdeki Şeytan”la (“The Devil Inside”, 2012) pek dikkat çekemeyen yönetmen, 2013’te kurt adam filmi “Wer” ile olumlu yorumlar aldı. Burada da aslında korku sinemasıyla ilgili hedeflerini, vizyonunu ve bilgi birikimini ortaya koyuyor. ‘Oyuncak bebek’in bir çeşidi olan ‘porselen bebek’e ya da Brahms’a bakmak için tutulan bakıcı Greta (Lauren Cohan), bir ‘kutsal aile fantezisi’ gibi. Onu görünce Bette Davis’li psycho-biddy filmi “The Nanny”nin (1965) formülünden ziyade Henry James uyarlaması perili ev filmi klasiği “The Innocents”ın (1961) bakıcısı Bayan Giddens (Deborah Kerr) akla geliyor.

        Bu ışıkta da filmin yapmak istedikleri yavaş yavaş önümüze seriliyor. Ana karakter dikkat çekmeyen ama ayakları üzerinde duran esmer bir kadından seçiliyor, ardından bu tip çok da polyannacı çizilmiyor. Aksine ‘gizemli bir oyuncak bebeğin vukuatları’ ile yüzleşiyoruz. Sinemada bu konuda farklı eylem planları gördük.

        TEDİRGİN EDEN KORKU MOTİFİNE BİR BAŞKA YAKLAŞIM

        1964’te “Devil Doll”da bir vantriloğun kontrolündeki ‘kukla’nın içine ruh girmesi derken, aynı prototipin ‘doğaüstü’ne kaymadığına da 1978’te Richard Attenborough’nun “Magic”inde tanıklık etmiştik. “Çocuk Oyunu” (“Child’s Play”, 1988) ve “Dolls” (1987) sayesinde ise 80’lere uygun ‘kült’ yaratımlarla gerçek oyuncakların öldürme potansiyelini deneyimledik. Her ikisinin de metafiziksel tarafları kuvvetliydi. Wan’ın “Korku Seansı”ndaki (“The Conjuring”, 2013), bir sene sonra kendi yan bölümünü yaratan ‘Annabelle’i ise, Warren ailesinin söylediğine göre gerçekte porselen bebek değil. Ama buradaki ‘oyuncak bebek’in annesi ya da ablası gibi.

        William Brent Bell “Teksas Katliamı”nın (“The Texas Chain Saw Massacre”, 1974) görüntü yönetmeni Daniel Pearl’ü tutarak filme tecrübesini hissettirerek başlıyor. “İçimdeki Şeytan”ın çöp buluntu film ezberini tersyüz ediyor. Bu bağlamda da aslında 2.35:1’in çok iyi kullanıldığı, malikanenin perili eve dönüşme sürecinde 60’ların dokusunun akla geldiği görülüyor. Teleobjektif ve normal objektifle, genel plan ezberini bozmak ise farklı bir hava katıyor olup bitene…

        FEMİNİST METİNLERDEN DESTEK ALAN BAKICI-ÇOCUK İLİŞKİSİ

        Bebeğin çok yakın planından başlayan objeleri çok yakın plan alıp, odak kaydırmayla arka planı flu veya net hale getirme, filmin korkuyu körükleme stratejisinin bir parçası. Yönetmen, bakıcı ile oyuncak bebeğin ilişkisini birilerinin ‘gözlemcilik’ yaptığı, ‘röntgenci’ durduğu gerçeği üzerine de kurgulamış. Hem onun, hem de başkasının bakış açısından gelen görüntüler filmi ‘dingin’ ve ‘üslup sahibi’ hale getiriyor.

        “Magic” (1978), “Ölüm Sessizliği” (“Dead Silence”, 2007) gibi şaşırtıcı kukla çeşitlemeleri akla gelirken, Stacey Menear’in senaryosu da işin feminist boyutunu atlamıyor. Asla sürünen bir kadın figürü yok. Aksine kuralları olan ve hiç konuşmayan oyuncak bebekle yavaş yavaş sevgi seline giren bir tip görüyoruz. Adeta ‘Ayı Teddy’nin (‘Ted’) anti-tezi, korku versiyonu ile bir varoluş ve dostluk süreci yaşatılıyor.

        FARKLI KALIPLARI KENDİ İÇİNDE ÖĞÜTÜP DÖNÜŞTÜRÜYOR

        Ucundan “Tiksinti” (“Repulsion”, 1965) ile “Ölüm Sessizliği”ni birleştiriyormuş gibi duran atmosfer, zamanla ses efektlerinin de müziğin de dengeli kullanımına açılıyor. Perili ev filmi, gotik korku filmi, slasher filmi (kesme-biçme filmi) arasında gidip gelirken, sanki ‘oyuncak bebekli korku filmi’ alt türü ‘Annabelle-Chucky’ ikilisinin oğlunu çıkaran bir şablon buluyor kendisine. Adeta kült ön bölüm “Bebek”teki (“Seed of Chucky”, 2004) Glen’e sessiz bir üvey kardeş geliyor. Hiçbir şeyi abartmayan yönetmen flashback’lere de uyumlu görüntü bindirmelerle başvurabiliyor. Finalde de aslında Jason Voorhees’a uzanan anne-baba-oğul ilişkisi tedirgin ediyor.

        Net bir sürpriz son yok, çok da vurmuyor. Kendi içinde açıklanamayacak detaylara da sahip. Ama bu tercih, filmin yarattığı ezberi düşününce doğru bir yere oturuyor. Özellikle perili evin içerisindeki ‘gotik mimari’nin psikolojik-gerilime meylettiği anlar, anne-babanın tekinsiz tablosunu bulunduran kareler unutulmayacak sahnelere dönüşüyor. ‘Oyuncak bebekli korku filmi’ “Lanetli Çocuk”, doğaüstüne de, kan gölüne de kaymadan, Shyamalan kadar net atmosfer aramadan, farklı kalıpları kendi içinde öğütüp tutarlı durabiliyor. Gerilimi süresi boyunca ayakta tutarken, merak duygusunu da boşa çıkarmıyor.

        FİLMİN NOTU: 6.2

        Künye:

        Lanetli Çocuk (The Boy)

        Yönetmen: William Brent Bell

        Oyuncular: Lauren Cohan, Rupert Evans, James Russell, Diana Hardcastle, Jim Norton, Ben Robson

        Süre: 97 dk.

        Yapım yılı: 2016

        Diğer Yazılar