Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Los Angeles’ın kaymak tabakasından, TV ekranında şöhrete kavuşan Meghan’ın, sabaha karşı kenar mahallede bir erkeğin yatağında uyanmasıyla yaşadıkları… “Hayatımın En Kötü Gecesi”, sarışın, seksi ve yapay bir TV yüzünün başına gelebilecek en ‘olmayacak tesadüfler’le kahkaha garantili ve becerikli bir madcap komedi izleği yaratıyor. Öte yandan feminist okumalarla incelenince tartışmalara konu olması da şaşırtmaz. Meraklısı için ekleyelim, Hollywood’un yaz sezonunun en eğlenceli filmlerinden “Hayatımın En Kötü Gecesi”nin DVD’si Eylül’de raflara giriyor.

        Adam Sandler’la çalışmış Steven Brill ile sarışın güzel Elizabeth Banks’i bir araya getiren bir ‘madcap komedi’ filmi (delifişek komedi)… “Hayatımın En Kötü Gecesi” (“Walk of Shame”, 2014), haber sunuculuğuna göz koymuş bir muhabirin ayakları üzerinde durma, kendini kurtarma serüvenine odaklanıyor. Şöhret basamaklarını bir bir çıkmanın değil, onlardan inerek düşmenin zaman dilimlerine bakıyor. Gecenin geç saatlerinde geçen, yanlış anlaşılmalarla bezeli koşuşturmacayı, tam bir Los Angeles panoraması çıkarmak için kullanıyor.

        HEDEF TV DÜNYASINDA SINIF ATLAMAK

        Meghan’ın (Banks), burnu havada bir üst sınıf bireyiyken, Los Angeles’ın kenar mahallelerinden sıradan bir adamla ilişkiye girmesi adeta her şeyin karman çorman olmasını sağlıyor. Marsden’in yakışıklı Gordon’ını bir ‘Külkedisi’ hesabı bulan karakter, muhabirlikten haber sunuculuğuna (anchorwoman) yükselme yolunda son şansını deniyor. O henüz öğrenmese de bu gecenin sabahında çalıştığı kanalda bu pozisyonda işe başlayacak.

        Ama öncelikle bir taksi şoförünü, iki kafadar polisi, hayat kadınlarını, siyahi uyuşturucu satıcılarını ve hahamları geçip özgür olmak zorunda. Hafifmeşrep gösteren sarı tuvaletiyle tam bir kanun kaçağına dönüşen Meghan, sonunda küçük çocuklardan bisiklet çalmak zorunda da kalıyor. Bu zor yolun başlangıcında arabasının çekilmesi onun için yıkım oluyor. Kısa sürede kendisini gündüz dilimine atmaya çalışıyor.

        KADINLAR İÇİN MADCAP KOMEDİ FİLMİ

        “Hayatımın En Kötü Gecesi”, “Kazara Zengin” (“Mr. Deeds”, 2002) ve ‘iBabe’ gibi eserlerde mizah yakalama becerisini gördüğümüz Steven Brill adına şaşırtmayan bir iş. ‘Madcap komedi’nin akışı hızlandırıp, fiziksel/kaba (slapstick) ve absürd öğelerden beslenirken yanlış anlaşılmaları sıraya dizme şablonu konusunda dersine iyi çalışmış. Film, yan karakterlerin (özellikle taksi şoförü Ken Davitian’a dikkat!) iyi yazıldığı, kamera kaydırmalarının, sabit kamera açılarının, canlı renklerin ritme eşlik ettiği su gibi akan bir tür sineması örneği… Temposu çok iyi ayarlanmış, zamanlaması sorunsuz eser, bol bol da güldürüyor.

        Brill, iğrençliklere fazla kaymadan, “Çılgın Dünya” (“It’s A Mad, Mad, Mad, Mad World”, 1963) misali bir komedi iskeleti yaratıyor. Yakın zamandan “Çılgın Bir Gece” (“Date Night”, 2010) ile yakın akrabalık kuruyor.

        Banks’i de aptal sarışına uygun bir rolde izliyoruz belki ilk kez ve bu ona çok yakışıyor. Ama Meghan, her zamanki gibi (bkz. “Dünyanın Kaderi/The China Syndrome”, “Haberler/Broadcast News”, “Çok Yakın… Ve Çok Özel/Up Close & Personal”, “Sabah Neşesi/Morning Glory”) kadın televizyoncuya biçilen ‘muhabir’ veya ‘yapımcı’ rollerinden birinde arka plana itiliyor. İş dünyasında zirveyi görüp kilit bir rol kapmak istediğinde ise hemen kadın duygusallığı ya da erkek egemenliğindeki sistem onu devirebiliyor. Başlı başına kadın-erkek eşitliğine karşı bir durum değil mi bu?

        FELSEFİ AÇMAZ SAKINCALI MI?

        Ahlakçılık ise ‘gecelik ilişki yaşarsan başına gelmedik kalmaz’ gibi muhafazakar metinlere tutunuyor. Böylece film felsefi bir açmaza da düşüyor. 95 dakikanın son kısmındaki ‘kendini iyi hisset’ harmanını fazlaca ‘ders kitabı’ olarak gözlemliyor. Özellikle de finalde…

        Ama uyuşturucu mahallesindeki (the hood) telefon konuşmasından, bu klişe tipleme ile arkadaşlarının ‘aptal sarışın’ hallerine kadar bütün karakterler cuk oturuyor. Tesadüfler de zekice yerleştiriyor. ‘Hahamlık’tan çıkan yan espri dışında her bir öğe, komedinin bulmacasını iyi dolduruluyor. Ama feminist kesimleri kızdıracak bir ‘gece’ canlanıyor. Üstelik “Kadın Aklı Erkek Aklı”nın (“The Ugly Truth”, 2009) da bir tık altında… Peki ya ‘utanç tablosu’ anlamına gelen ismin köşeli olmasına ne demeli?

        FİLMİN NOTU: 5.2

        Künye:

        Hayatımın En Kötü Gecesi (Walk of Shame)

        Yönetmen: Steven Brill

        Oyuncular: Elizabeth Banks, James Marsden, Ken Davitian, Gillian Jacobs, Sarah Wright, Ethan Suplee, Bill Burr

        Süre: 94 Dk.

        Yapım Yılı: 2014

        KEREM AKÇA’NIN TÜRKİYE’DE YENİ PİYASAYA ÇIKAN DVD’LERDEN ÖNERİLERİ

        1-Serpico

        2-Aşk (Her)

        3-Sadece Aşıklar Hayatta Kalır (Only Lovers Left Alive)

        4-Büyük Budapeşte Oteli (The Grand Budapest Hotel)

        5-Sinema ve Çocukların Hikayesi (Story of Children & Film)

        6-Geçmiş (Le Passé)

        7-Düşman (Enemy)

        8-Maïna

        9-Sen Şarkılarını Söyle (Inside Llewyn Davis)

        10-Küf

        11-Stalingrad

        12-Kardeşim İçin (Out of The Furnace)

        13-Joe

        14-Seninle Yaşıyorum (How I Live Now)

        15-Armstrong Yalanı (The Armstrong Lie)

        Diğer Yazılar