Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TCMB'nin 16 Nisan'da toplanacak Para Politikası Kurulu'nda faiz indirip indirmeyeceği piyasanın merak konusu. Merkez Bankası üst yönetiminin kararlarını makro ekonomik verilere bakarak netleştirdiği dikkate alındığında, dün açıklanan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) aylık sanayi üretim verisi, esasen Türk ekonomisinde toparlanmanın başladığına işaret ediyor. TCMB üst yönetimi; açıklanan mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış olan sanayi üretim verisine bakılırsa, faizleri sabit bırakabilir.

        TÜİK'in, Avrupa İstatistik Birimi Eurostat kriterleri çerçevesinde, Türk ekonomisinin kritik önemdeki verilerine yönelik olarak gerçekleştirmekte olduğu devrimsel değişim, hesaplama yöntemlerinde uluslararası standartlara uyuma işaret etmekte. Bu çerçevede, son 3-4 yıl içerisinde, "mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış" ve en hassas, en yanılma payı ortadan kaldırılmış veri seti hızla büyümeye başladı. TÜİK 2013 yılı bitene kadar, bu alanda 240'a yakın yeni veri setini ekonomi dünyasının kullanımına sunmuş olacak.

        SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİ EN YÜKSEK VERİYE ULAŞTI

        Bu çerçevede, hesaplanan 2010 yılı 100 bazlı yeni Sanayi Üretim Endeksi Serisi, 2010 yılı ocak ayından itibaren bakıldığında, sanayi üretiminin "mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış" olarak, 115.5 puan ile en yüksek değere ulaştığına işaret ediyor. Bu nedenle, TCMB Başkanı Doç. Dr. Erdem Başçı'nın geçen haftaki Mardin konuşması da dahil olmak üzere, MB üst yönetiminin verdiği mesajlar 1-1.5 aydır makro ekonomik dengelerde ılımlı bir toparlanmaya işaret etmekteydi. Sanayi üretim verisi bu değerlendirmeleri teyit ediyor.

        Tartılı Efektif Reel Kur Endeksi'nin de 120 puanın altında kaldığı dikkate alındığında, TCMB üst yönetiminin; "ölçüsüz parasal genişlemenin" de dahil olduğu "küresel enfeksiyon riski"ne karşı Türk ekonomisini korumak adına, yeni faiz indirim kararını bir sonraki toplantıya bırakması da gündeme gelebilir. Bununla birlikte, 2013 yılı itibarıyla, TÜİK'in GSYH büyümesine yönelik veri hesaplama yöntemini nasıl şekillendireceğini de merakla bekliyoruz.

        KARŞILAŞTIRMA METODU BÜYÜMEYE DE YANSIYACAK MI?

        Çünkü, sanayi üretim verisi başta olmak üzere, üretim yoluyla GSYH hesaplama metoduna dahil olan sektörlere yönelik "mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış" ve/veya sadece "takvim etkisinden arındırılmış" veri seti genişledikçe, bizim kuşağın alıştığı geleneksel ekonomik büyüme veri hesaplama metodu da doğal olarak değişecek. Nitekim, bizim alıştığımız metotlara göre dikkate aldığımız, hiçbir etkiden arındırılmamış olan sanayi üretim verisi, diğerlerinin aksine, ocak ayına göre şubat ayında gerilemiş gözüküyor. Bu veriye göre ise, 2012 yılının şubat ayında sanayi üretim artışı

        yüzde 1.65 çıkıyor.

        TÜİK ise, aynı veri için, yani bir önceki yılın aynı ayına göre yüzdesel değişim karşılaştırması için, "takvim etkisinden arındırılmış" endeks değerlerini kullanacağını 7 Mart'taki basın bülteninde resmen bildirmiş durumda. Bu durumda, yeni metoda göre, aynı veri yüzde 4.4 olarak açıklandı. Benim için bu noktada kritik olan husus, artık 2013 yılı GSYH büyüme verilerini hesaplarken, yüzde 1.65'i mi, yoksa yüzde 4.4'ü mü dikkate almam gerektiği. Bu konu gerek TÜİK'in detaylı açıklamalarıyla gerekse de benim takibimle netleşirse, umarım 2012 büyüme tahmini kadar isabetli bir 2013 1. çeyrek büyüme tahmini yapabilirim.

        Diğer Yazılar