Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İstanbul’un tadını bir vapurun güvertesinde, gevrek simit ve ince bellide demli çay eşliğinde çıkarmadan olmaz”cılardansanız; Kanlıca Yoğurtçusu’na her gittiğinizde “bu sadece bir yoğurt değildir” diyorsanız; her Türk Kahvesi içtiğinizde canınız Bebek Badem Ezmesi’nin kokulu bademlerinden çekiyorsa, Sultanahmet’e her ayak sürdüğünüzde Sultanahmet Köftecisi’ne uğramayı es geçemiyorsanız, iflah olmaz bir İstanbul sevdalısınızdır.

        YOĞURTTAN FAZLASI

        Bir vakitler İstanbullular leziz akşam yemeklerinin üstüne içilen kahvelerin yanında, Beykoz’un en muhteşem manzarasının dimağında, Kanlıca’da yorgunluk yoğurtları yerdi. Dünyada birçok yoğurda ilham kaynağı olduğu rivayet edilen Kanlıca Yoğurdu’nu bizimle tanıştıran kimdir derseniz, işte o hikâyenin başlangıcı... Osmanlı-Rus savaşı sebebiyle anavatana geri dönen, kendilerine 93 muhaciri diyen marifetli ellerden çıkmıştır bu lezzet. Kanlıca otlaklarında beslenen hayvanların sütlerinden yapılan Kanlıca Yoğurdu’nun imalatı dünden bugüne, Kanlıca’daki o meşhur çınarın altında, lezzetseverleri ağırlıyor.

        VAPUR ÇAY SİMİT

        Yakında bir gün her şeyi bir kenara bırakın ve farz edin ki ajandada tüm işler bir günlüğüne izne çıkmış! Güzergâh Beşiktaş İskelesi... Beşiktaş’taki! “Vapur-çay-simit” üçlü şölenine; önce iskele yamacındaki bir bayiden günlük mecmuanızı ve gevrek simitlerinizi alarak başlayın. İskele önünde biriken toplulukla Kadıköy vapurunun gelmesini beklemek de adeta bir sosyal şölen gibi. Martı seslerinin nidasında, iskeleye yanaşan varpurda yerinizi alıp güvertenin en ferah köşesine konuşlanınca, birazdan da vapurun düdüğü duyulur nasılsa. Vapuru şenlendirense seyyar satıcılar. Şimdi, üçlünün son halkası ince belli cam bardakta demli çay. Bu fotoğrafın en iyi karesiyse simidin son lokmalarını martılarla paylaşmaktır, unutmayın!

        SULTANAHMET KÖFTESİ

        Canınız köfte mi istedi? Sultanahmet’te, hikâyesi 1920’lere dayanan Tarihi Sultanahmet Köftecisi Selim Usta’nın yerine gidin. Sultanahmet’in en eski köftecisi orası. Kurtuluş Savaşı’nda cepheye kumanya yollayan İstanbul esnafının bir temsilcisi olan ve üç kuşaktır Sultanahmet’te yerli-yabancı turist ağırlayan mekânın köftesinden bir kez tadıp o damak zevkini aldınız mı, kopamazsınız. Mönü hiç değişmez: Köfte, piyaz, salata ve irmik helvası. 1911’de Dede Mehmet Seracettin Efendi’nin Doğu Türkistan’dan İstanbul’a göçüyle başlayan macera, Dede’nin 1920’de, Sultanahmet’te bir dükkân bulup köfte satmasıyla bugünlere ulaşır. Sultanahmet köftesinin lezzet sırrı köfteyi imal eden ustalarda. Ser verip sır vermiyorlar.

        BADEM EZMESİYLE TÜRK KAHVESİ

        Meşhur Bebek Badem Ezmesi’nin saltanatı 1904’ten beri sürüyor. Akşam yemeğinden sonra Türk Kahvesi’nin yanına şöyle güzel bir badem ezmesi hiç fena olmaz. Elazığ, Diyarbakır ve Malatya’nın doğal yağlı bademleriyle, az şekerle, elde döverek yaratılan bu tatların şimdiki ev sahibi, bir İstanbul hanımefendisi olan 62 yaşındaki Sevim İşgüder. Baba değil, dede mesleği badem ezmesi Sevim Hanım için. Bebek’e yolunuz düşerde Sevim Hanım’la bir fincan sade kahve eşliğinde badem ezmesini tadarsanız, gözünüze beyaz atlas üzerine simle işlenmiş “Yaşasın şeker” yazılı baba yadigârı levha takılacaktır. Uzun uzun bakın!

        ÇENGELKÖY BADEMİ

        Efsane salatalık, namı diğer Çengelköy Bademi... Bir zamanlar İstanbul, semtten semte farklılık gösteren meyveleri, sebzeleri ve yemekleriyle dünyanın en zengin sofralarının kurulduğu bir şehirmiş. Şimdilerde unutulan lezzetler de var, ölümsüzlüğünü ilan edenler de... Çengelköy ölümsüz lezeetler bakımından zengin. Çengelköy’ü daha da özel kılansa kütür kütür, körpecik ve enfes kokulu hıyarı. Diğer hıyarlara oranla boyu daha kısa. 20 Haziran’dan 10 Temmuz’a kadar çıkar; bu tarihler dışında Çengelköy’den geldiği söylenirse de inanmayın!

        SARIYER’DE BÖREK

        Çıtır çıtır... Sarıyer’in börekle anılmasının nedeni, Tarihi Sarıyer Börekçisi. 1895’te açılan börekçi, kıymalı, peynirli börekleriyle Sarıyer’den geçeni mutlaka içeri davet ediyor. Hafta sonları tıklım tıklım olan mekânda rahat bir börek keyfi yaşamak istiyorsanız hafta içi uğramalısınız. Böreğin yanında enfes Rize çayı da lezzete lezzet katar. Börekçi, Sarıyer merkezden Telli Baba’ya giderken Yenimahalle Caddesi üzerindeki üç katlı binada hizmet veriyor.

        İSTANBUL DONDURMASI

        İstanbul’un 100 lezzetinin sıralandığı listelerde Ali Usta’nın dondurması da yer alır. Bu yüzden Ali Usta’nın önü her zaman çok kalabalıktır. 1969’dan beri Moda’nın vazgeçilmez dondurmacısı Ali Usta (Ali Kumbasar), mesleğe çocukken başlamış ve dondurmayı günlük olarak bizzat yapmaya devam ediyor. Gerçek meyve ve şeker kullanıyor. Her gün biri meyveli olmak üzere sade ve çikolatalı 3 çeşit de diyet dondurma yapıyor. Toplamda 70’e yakın dondurma çeşidi var. Tezgâhında 30–35 arası çeşit bulunduruyor. Ali Usta’nın içine ne koyduğunu sır gibi sakladığı Santa Maria dondurması da meşhur. 120 metrekarelik mekânı yaz kış açık.

        MİDYE DOLMA

        Midye dolma bir Rum mezesi olarak bilinse de eski İstanbul’daki Ermeniler’in icadı. O zaman da rakı mezesiymiş. Sonrasında Güneydoğu’dan göç eden Süryaniler öğrenmiş bu muhteşem lezzetin yapımını. Ve İstanbul’a göç başladığında Mardin’den gelen birçok aile en iyi bildikleri işlerden biri olan midye dolma yapmaya başlamışlar. Bugün İstanbul’un her yerinde ama özellikle de Sarıyer ve Yeniköy tarafında midye dolma yiyebileceğiniz balık restoranları mevcut. Sokak satıcılarını da unutmamak lazım. Eğer güvendiğiniz, bildiğiniz bir satıcıysa tabii...

        BALIK EKMEK

        İstanbul’un vazgeçilmez ritüellerinden. Beş yıl öncesine kadar Boğaz kenarında onlarca teknede balık ekmek yiyebileceğiniz duraklar olsa da yarattığı çevre kirliliği belediyeleri harekete geçirdi. O yüzden şimdilerde sayıları azaldı. Ama Eminönü’ndeki balık ekmek satışı yapan tekne hâlâ yerinde. Izgaranın üstüne bırakılan uskumruların cızırtısı bile iştah açıyor. Yanında turşu suyu istemeyi unutmayın!

        Diğer Yazılar