Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Başkomser Nevzat’ın yeni ve sürükleyici bir macerasında daha birlikteyiz.400 sayfalık gazeteyi okumak gibi “Kırlangıç Çığlığı”. Zira son birkaçyılda ülkenin sosyal gündeminde ne varsa bu polisiyede de o var. Onundışında bir seri katil, çokça vicdan muhasebesi, hâkim siyasete birkaç laf,cinselliksiz bir aşk/sevgi, gerçekler ve saflık var romanda. Böylece 300 bin

        satar mı kitap? Daha fazlasını da satar. Çünkü garantisi Ahmet Ümit

        Siyaset, siyasetçi ve terörü dışarıda bırakırsak son birkaç yılda gazetelerin manşetlerinde daha çok ne var? 1) Göçmen Suriyeliler. 2) Çocuk tacizleri. Bu ikisi için “kanayan yara” ve “insanlığımızla yüzleşmede bir ayna” dersek, yanlış yapmış olmayız. Ahmet Ümit de bunu çok iyi bildiği için Başkomser Nevzat karakterinin yeni polisiye macerasını bu iki konu üzerine örmüş. Bir hastanedeki 115 hamile çocuk skandalından organ kaçakçılığı haberlerine, bahis oyunlarından sabıkalı yurtlara kadar okuru yakalayacak başka gerçek dramları romanına katmaktan da imtina etmemiş.

        Neden? Çünküokuru bağlayan romanonu farklı meselelerdeikircikli fikirleresürükleyen ve kendinisorgulatan romandır.İşte, “Körebe” adlı,çocuk tacizcilerinemusallat olan bir serikatil ve Suriyelilerin İstanbul’dakiyaşamları üzerinden bizefikirlerimizi sorgulatarak bunuyapmak istiyor Ahmet Ümit. Birseri katile, eğer çocuk tacizcileriniöldürüyorsa sempati duyarmısınız? Bir çocuk tacizcisi, eğerkendisi de çocukluğunda tacizeuğramışsa acımayı hak eder miyoksa onu yok mu etmeliyiz?Suriyeli göçmenler gerçektenbu ülkede zor koşullarda mıyaşıyor yoksa bir kısmı budurumu kullanıyor mu? Kötüleriöldürerek adalet dağıtılabilirmi? Farklı cevaplar sizde ve buromanda.

        ORİJİNAL Mİ TAKLİT Mİ?

        “Kırlangıç Çığlığı” 2017yılının Haziran sıcağında,Kasımpaşa’da bir çocuk parkındaensesinden tek kurşunlavurulmuş, gözünde kırmızıkadifeden bir bağ bulunan, sağkulağı kesik ve yanında pembeelbiseli bir oyuncak bebekolan bir erkek cesedininbulunmasıyla başlıyor.Önceki akşam sevgilisiEvgenia’nın meyhanesiTatavla’da eğlenenBaşkomser Nevzat’ın

        yardımcısı Ali ve kriminologZeynep’le olay yeriincelemeleri önce bir ipucuvermiyor. Ta ki birkaç günsonra Tophane’deki çocukmüzesinde türdeş bir cesetbulunana ve iki maktulünde çocuk tacizcisi oldukları ortayaçıkana kadar. Akıllara hemen,

        2012’de 12 çocuk tacizcisiniaynı ritüellerle öldürmüş amabir türlü yakalanamamış serikatil “Körebe” geliyor. Polistekiişleyişi çok iyi bildiği anlaşılan“Körebe” 5 yıl sonra hortlamışmıdır? Yoksa biri onu taklitmi etmektedir? BaşkomserNevzat ve iki yardımcısının işibu olayı aydınlatmaktır. Buarayışta karşılarına eski yurtmüdürleri, Suriyeli çocuklarınbedenlerinden faydalanan organkaçakçıları, eski emniyetçiler,mafya babaları çıkar. Şüpheler enyakın isimlerden en potansiyel

        karakterlere savrulurken okurda kendine bir katil seçmekzorunda kalır. Ben tahminimdeyanılmadığımı söyleyerek bu faslı

        kapatayım.

        GÜNCELİN YENİDEN KURGUSU

        “Kırlangıç Çığlığı,” Ahmet Ümit romanlarının büyük bölümündeki mekânlardan farklı bir yerde geçmiyor. Fonda Müzeyyen Senar, başta Beyoğlu ve çevresi olmak üzere İstanbul’un muhtelif semtlerinde dolaşıyoruz. Karakterlerin sahiciliği ve diyalogların samimiyeti dikkat çekiyor; bir-iki abartı dışında ilişkiler sırıtmıyor, özellikle de Ali ile Zeynep’inki. Tabii bütün bunlar en başta bahsettiğim “romanın güncelliği” ile ilgili daha çok. Ahmet Ümit, günceli alıp yeniden kurgulayan türün önemli yazarlarından zira. “Bir çırpıda okudum” lafı romanda farklı hazlar arayan bazılarına ters gelebilir ama “Kırlangıç Çığlığı” gerçekten bir çırpıda okunuyor. Neticede, “seri katil” kavramı bu coğrafyaya uzak kalsa da, bizi içine alan bir polisiyeden bahsediyoruz.

        Ama romandaki neredeyse her karakterin hikâyesinden bir taciz çıkması biraz sırıtıyor. “Yok artık” ya da “Yüzde gerçekse, yandık demektir” diyorsunuz.

        ‘DAHA FAZLA KONUŞTURMA BENİ’

        Beklentileri olanlar için, satır aralarına sıkışmış “muhalif” yaklaşımlar da var romanda. “Bizim ne işimiz vardı Suriye’de” diyen bir polis; romanın geneline yansıyan İstanbul’un beton yığınına dönüştüğü sitemleri; “Kendisinden olmayanlara yaşam hakkı tanımayan idarelerde önce polis teşkilatı kirlenirdi” tespiti gibi... Bu noktada romandaki en sert kısım ise Suriyeliler bahsinde Başkomser Nevzat’ın ağzından dökülenler: “Alçaklıkların en rezili siyasi alçaklıktır. Buna bir de mezhep ve dini karıştırırsan, bildiğin şerefsizlik çıkar ortaya... Şu anda onu yaşıyoruz. Üstelik bunun bedelini bütün millet ödüyor... Bari zavallı Suriyelilere yardım edebilsek. Onu da yapamıyoruz. Sus, sus, daha fazla konuşturma beni..."

        Tamam hepimiz susalım ve “Kırlangıç Çığlığı” vesilesiyle çocuk tacizi konusunda gerçekten sonuç alıcı ne yapılabilir, iyice bir düşünelim artık.

        BAŞKOMSER NEVZAT

        Ahmet Ümit’in 1990’ların sonunda yarattığı bir polisiye karakter. Balat’ta oturur, eski bir otomobili vardır, karısı ve kızını bir faciada kaybetmiştir, şimdi Rum Evgenia ile birliktedir. Ümit’in “Şeytan Ayrıntıda Gizlidir”den “Kavim”e, “İstanbul Hatırası”ndan “Beyoğlu’nun En Güzel Abisi”ne kadar 10’a yakın romanının ana karakteridir.

        ROMANIN BİR GERÇEĞİ ORTAYAKOYAN ÇARPICI CÜMLESİ

        “Kimsesizlik korkunç bir şey.Annen baban yoksa çocuklukkorkunç bir şey. Birileri sana ilgigöstersin istiyorsun, birileri seni

        sevsin istiyorsun, birileri seni takdiretsin. O insanın sana neden sevgigösterdiğini anlayacak tecrübenyok. O gülen gözlerin, o tatlı sözlerin,şefkatli dokunuşların arkasında nasılpis bir arzu yatıyor, bunu fark edecektecrübeye sahip değilsin. Sana iyi

        davranan bir yetişkin hemencecikkazanıyor kalbini. Üstelik bu kişikaldığın yurdun müdürüyse...”

        300BİN REKORU

        “Kırlangıç Çığlığı” 300 bin adetlik bir ilk baskıyla piyasada, ki bu yayıncılık dünyamızda bir rekor. Merak edip sordum yayınevine, “Ahmet Ümit’in sizdeki romanları ne kadarlık toplam satışa ulaştı” diye. Sadece Everest’te 25 romanı 650 binin üzerinde satmış, ki diğer baskıları da düşünürsek Türkiye için büyük başarı"

        BİR MARSBİR ARTEMİS

        Marslı’yı okumamışsanız bile seyretmişsinizdir. Matt Damon kızıl gezegende sebat edip kendi kendine ne müthiş bir hayat kurmuş ve ne büyük hayal kırıklıkları yaşamıştı... Roman 2014’ün en iyi bilimkurguları arasında gösteriliyordu. Aynı yazarın bu kitabı da 2017’nin en iyi bilimkurguları arasında: Artemis.

        rasında: Artemis. “Bir insanın Mars’ta nasıl hayatta kalabileceği üzerine çok araştırma yapmıştım. Bu sefer bu araştırmaların aynısını Ay’daki yaşam için yaptım” diyen Andy Weir, aslında Ay’da geçen bir polisiye yazmış bize. Aynı zamanda son derece bilimsel ve “mümkün” dedirten bir bilimkurgu bu.

        2080’lerde geçen romanın kahramanı bu kez 20’li yaşlarında genç bir kadın: Jasmine Bashara yani Jazz. Yaşadığı hamal hayatından kurtulup kısa yoldan zengin olmak için bir kaçakçıya yardım etmeye başlayan Jazz’ın sonraki günleri tıpkı Marslı’daki Mark Watney gibi pek kolay olmuyor. Ay’da kurulan ilk ve tek şehir Artemis’te “yırtmak” için göze aldığı işler sarpa sarıyor. Kendini bir anda Artemis’in kontrolünü ele geçirmeye çalışan karşıt güçlerin arasında ve derin bir komplonun ortasında buluyor.

        Kitabın adı Apollo Ay Programı’ndan esinle Artemis. Yunan tanrısı Apollo’nun kız kardeşi kendisi biliyorsunuz. Marslı’yı 7 Oscar adaylığına götüren başarıyı gören Century Fox bu kitabın da haklarını satın aldı. Yakında beyazperdede göreceksiniz ama Jazz’ı kimin oynayacağı henüz belli değil. Benim adayım, sahneden gelip beyazperdede büyük iş çıkaran “Valerian ve Bin Gezegen İmparatorluğu”nun yıldızı Cara Delevingne. Cidden yakışır.

        BU HAFTA NE OKUSAK?

        İlk kitap, sergi kataloğu gibigörünse de özgün metinler,fotoğraflar ve belgeleri içeriyor.Sabahattin Ali’nin gezdiği,anlattığı şehirlere tanıklık etmekisteyenlere. Türlü anne-babalarvar. Diğer kitapta, çocuklarıylafarklı, derin ve daha stressiz bir

        bağ kurmak isteyenler için önerileryer alıyor.

        Şehirlere Alışamadı Küratör: Sevengül Sönmez Yapı Kredi Yayınları

        Zen Ebeveynliği J. Costello-J.Haver Remzi Kitabevi

        Diğer Yazılar