Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HT CUMARTESİ/LEVENT ÖZÇELİK

        Lehistan ne yapar?

        İstanbul Tasarım Bienali çerçevesinde yer alan bir sergi var. Lehistan ile Osmanlı İmparatorluğu ilişkilerinin 600’üncü yıldönümü için 2014 içinde bir dizi faaliyet yapıldı. Programın açılışı Sabancı Müzesi’ndeki sergi ile oldu. Bizim “Arı Maya”mız Nazan Hanım, İstanbullulara istisnai başarıda bir sergi sunmuş idi. Geçtiğimiz hafta Polonyalılar, Varşova Adam Mickiewicz Enstitüsü bana bir kitap yolladı. Sözünü ettiğim serginin bir parçası: Yemek / Food. Serginin küratörleri bir ülkeyi ve insanlarını tanımanın en iyi yollarından birisinin birlikte yemek hazırlamak ve hazırlananları birlikte yemek olduğuna karar vermişler. Küratörler Türkiye ve Polonya’dan aşçılar seçmişler. Didem Şenol, Semi Hakim, Maksut Askar ve Tomasz Trabski... Bu dört kafadar pazarları dolaşmışlar, yerli yemekleri yemişler ve birlikte mutfağa girmişler. Sonuç? Her iki ülkenin lezzetlerini bir araya getiren “Polonya Türkiye Mutfak Albümü ve Sergisi” ortaya çıkmış. Size bir iki tarif vereceğim... Bakınız son zamanlarda içimizi daraltan mebzul olay ve haberler var. Ama bu hafta güzel şeyler de oldu içimizi ısıtan, geleceğimize dair ümit veren. Sakın kaçırmayın: Bir kez daha hatırlatayım. Pazar günü Contemporary İstanbul’u dolaşın. “Bu sanat işleri bana uzak, anlamam ki” demeyin, bırakın o size kendisini anlatsın. Sanatçının işi de istediği de bu. Yeter ki siz izin verin. Dünyanız değişecek...

        Swedish Turkish Mafya”... Evet; İsveçli ünlü “Ace of Base” grubunun üyesi Ulf Ekberg ile birlikte Singapur’da DJ’lik yaptığımız gece, ortaklığımıza verdiğimiz isim bu. Uzakdoğu’ya giderken birkaç aktarma dışında Uzakdoğu’nun yükselen yıldızına gitmek nasip olmamıştı. 2 ay kadar önce, Singapur’da yaşayan İsveçli arkadaşım Camilla Hall, “IndoChine Fest”te DJ’lik yapmam için davet etti. 4 gün süren festivalde Ace of Bace grubundan Ulf Ekberg ile çaldık. Partinin özel konukları arasında Monaco Prensi Albert, İsveçli giyim markası H&M’in sahipleri ve Singapur’dan önemli isimler vardı. İşte Singapur’dan ve IndoChine Fest’ten notlar... THY’nin Singapur uçuşu, varış için en ideal saatte. Gece yarısı biniyorsunuz ve Singapur saatiyle öğleden sonra oradasınız. Changi Havalimanı’nda IndoChine şirketinin sahibi Michael Ma bizi bizzat karşılıyor. Beyaz limuzinde hoşgeldin kokteylimizi içerken Ma, şehri anlatıyor. Hava hafif karardığından Singapur’un görkemli binaları gece ışıklarıyla ışıl ışıl görünüyor. Ardından davetlilerle birlikte yemek yiyoruz. Yemek sonrası Ace of Base’den Ulf Ekberg ile bir sonraki gece partide neler çalacağımızı konuşuyoruz. 80’lerden günümüze bir playlist hazırlıyoruz. Ve DJ’lerin jargonuyla “back to back” yani sırayla çalmaya karar veriyoruz. Gece, IndoChine’in nehir kenarındaki barında sonlanıyor. Ertesi gün kısa bir şehir turu ve jetlag ile geçiyor. Geceye hazırız. IndoChine, şehrin en hareketli yeri olarak bilinen Clarke Quay’in tam merkezinde. İçeride dev bir restoran bar ve üst katta Vip restoran. Viski tadımıyla başlıyoruz. Bir koltukta Camilla ile laflarken biri elini uzatıp “Hey Camilla nasılsın” diyor. Bu cümleyi kuran Monaco Prensi Albert! Ardından tanışıyoruz. Prens Albert bir iki arkadaşı ile geliyor. Arkada korumalar falan yok. Mütevazı bir giriş anlayacağınız. Daha birçok insanla tanışıyoruz. Dünyanın çeşitli yerlerinden bu festival için gelmişler.

        ULF İLE SETİN ARKASINDA

        Ulf ile çalmaya başlıyoruz. IndoChine’in girişteki dev salon, eski bir tapınağı gece kulübüne çevirmişler hissi veriyor. Müzikle birlikte birkaç saniye içinde ortalık dumana bürünüyor. Ve herkes dans etmeye başlıyor. İşte playlist! Ulf ile birlikte setin arkasına geçtik ve playlist’imizin ilk parçası Swedish House Mafia’dan “Don’t you worry child”; ardından ikişer şarkıda değişerek gece boyunca çaldık. Daha neler çaldığımıza gelince; Ulf tabii ki Ace of Base’in 18 milyon satarak Guinness Rekorlar Kitabı’na giren albümü Happy Nation’dan, “All that she wants”, “Happy nation”, yine Ace of Bace’den nefis bir “Cruel Summer” yorumu çalıyor. Avicii’den “Addicted to you”, bir Daft Punk klasiği “Harder, better, faster” da sırada... Benim playlist’im ise daha güncel şarkılardan. “Tom Odell Another Love, “Daft Punk Get lucky”, “Lykke Li I follow you”, “Pharell Williams Happy” ve arada birkaç Michael Jackson klasiği “Thriller”, “Billie Jean” ve “Wanna be startin’ something”... Gece öyle iyi geçti ki 2015 yılında IndoChine Fest’in İstanbul ayağını yapma kararı aldık. Yani yakın zamanda Ulf Ekberg ile birlikte ikinci defa bir araya gelip Swedish-Turkish Mafya olarak çalacağız. Haber ederiz... Bu arada Singapur şehir notları mı? Sentosa Adası, Orkide Caddesi ve diğerlerini gelecek hafta anlatacağım...

        Diğer Yazılar