Kartalkaya'ya küçük bir kaçamak
Kışın İstanbul’dan uzaklaşmak istediğimde ilk aklıma gelen Sapanca ve Abant üzerinden Kartalkaya’ya keyifli bir yolculuktur... Ardın gelen kayak terapisi de cabası... Sabah Sapanca Gölü kıyısındaki yürüyüşün ardından uzun bir köy kahvaltısı için Maşukiye yolu üzerindeki Titiz Izgara’dayız. Çerkez peynirleri, tavada sucuk, menemen, çay portakal suyu... Kahvaltı sonrası Abant’a doğru yola çıkıyoruz. Abant Milli Parkı’na uzanan yolda manzara eşsiz. Sağlı sollu ağaçların arasından ilerliyoruz. Gölü solumuza alıp devam ediyoruz, Mudurnu yol ayrımından sola sapıp yenilenen Abant Köşk’e varıyoruz. Abant’ın mavi gökyüzü karanlığa karışmaya hazırlanırken Milli Park’tan çıkıp ağaçlı yolda gerisin geriye sürüyoruz. Ve ver elini Kartalkaya... Konaklayacağımız yer Kartalkaya’nın zirvesine yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki 6 odalı bir dağ oteli. Çantalarımızı odaya bırakıp şöminenin önüne seriliyoruz, biraz dinlenip Kartalkaya’ya gideceğiz. Karlı, buzlu virajlı yolu geçerek Kartalkaya’nın zirvesine yaklaşıyoruz. Yemek ve organik şarapla günü sonlandırıyoruz. Ertesi gün kahvaltı sonrası Kartalkaya’yı bir de gün yüzüyle görmek ve kayak keyfi için yeniden tepeye doğru tırmanıyoruz.
DAĞDA KIŞ BAŞKA GÜZEL
Kaymak için Erciyes’i daha önce denemediyseniz kesinlikle görmelisiniz. Nitelikli toz karı ve çeşitli eğimlerdeki kayak pistleriyle kış sporlarına düşkün olanların yüzlerini güldüren Erciyes kayak merkezi, dağın Kayseri’ye bakan kuzey yamacında konumlanan Tekir Yaylası’nda bulunuyor. Geniş pist seçenekleri, uzun kış sezonu, yüksek irtifası, dört bir yanını saran kuşları ve karakteristik jeolojik yapısıyla Erciyes, Uludağ’a rakip olmanın hakkını veriyor doğrusu. Dünyanın en iyi kayak pistlerinden birine sahip olan Erciyes’in 18003100 metre irtifaları arasında yer alan pistlerinin toplam uzunluğu 12 km’ye yaklaşıyor. Bu pistlerin en uzunu 3.5 km... Kayakçıları 1500 metreden 3 bin metreye iki aşamada çıkaran telesiyejlerin yanı sıra, 3 adet baby lift ve 3 adet teleski ile ulaşım sağlanıyor. 1600 metre uzunluğundaki telesiyej, özelikle profesyonel kayakçılara hitap ediyor. 200 metre uzunluğuyla Dedeman Lift ise kayağa yeni başlayanlar için en ideal pist.
Doğal hayatıyla da çok zengin
Erciyes, yalnızca kayakseverlere ev sahipliği yapmıyor. Burası aynı zamanda kendine has bitki ve hayvan toplulukları için önemli bir doğal yaşam alanı. Erciyes Üniversitesi Kuş Gözlem Kulübü çalışmalarına göre de Türkiye’nin en önemli kuş alanlarının başında geliyor. Bunun başlıca nedeni, özellikle sürmeli dağ bülbülü (Prunella Ocularis) olmak üzere dağda üreyen alpin kuş toplulukları. Dağın neredeyse hemen her bölgesinde farklı türlerle karşılaşmak olası. Vadileri dolduran ağaç türlerinin ve çalıların arasında çıtkuşu, alaca ağaçkakan, tepeli guguk ve karatavuklara rastlıyor, ağaçların altında bülbüllerin tepelerindeyse sarıasmaların seslerini işitiyorsunuz. Meşe ve ardıç ağaçlarının süslediği yamaçlarda ise kerkenez, çalı bülbülü, ökse ardıçları adeta sizi selamlıyor. Tepenizde bir çift kızıl şahin ve ok kadar hızlı ebabiller dönerken, yerde bozkır toygarı, tarlakuşu ve kır incirkuşu dolaşıyor. Dağın yükseklerinde ise kızılşahin, kayakartalı, bıyıklıdoğan ve uludoğanlar yaşıyor. Önemli bir bitki alanı olan Erciyes’te bulunan 840 bitki çeşidinden 130’u Türkiye’ye endemik ve bunlardan 42’si tehlike altında. Erciyes, aynı zamanda baharın müjdecisi olan 86 değişik tür gündüz kelebeğinin de doğaya uyandığı yer.
Kayak ve daha fazlası...
Erciyes’te kayak turları, snowboard, summer skiing ve heli-skiing için elverişli olan pistlerin dışındaki arazide ise farklı kar sporları deneyebiliyorsunuz. Bunların başında da Erciyes’in deneyenlere büyük heyecanlar yaşatan kar raftingi geliyor. Cesur ve çılgın kar severler, rafting botlarıyla 2 bin 900’lü metrelerden uçarcasına iniyorlar. Erciyes’te karın keyfini çıkarmak için kayak yapmayı bilmenize ya da adrenalin tutkunu olmanıza gerek yok; sıcacık kafelerde manzaranın keyfini yaşamak, bembeyaz tepelerdeki huzuru izlemek de burada olmanın güzelliğini size yaşatacak seçeneklerden biri.
Gizli mağaraları keşif
Erciyes’te yükseklik bin metreyi geçtiğinde, Kapadokya Vadisi’nin eşsiz kıvrımları belirginleşmeye başlıyor. Karlı tepelere kurulmuş ahşap çoban kulübeleri, keçi sürüleri ve irili ufaklı pınarlar kartpostallara özgü bir manzara sunuyor yolculara. Yüksek kısımları neredeyse her mevsim karla kaplı olan Erciyes’in kuzeyinde yaklaşık bir kilometre uzunluğunda bir dağ buzulu bulunuyor. Erciyes’e tırmanan dağcıların uğrak yeri burası. Dağın doruğunda Bizans’tan kalma, rahiplerin inzivaya çekilip ibadet ettikleri mağaralar yer alıyor. Bu mağaralar, şimdilerde dağcıların kötü hava koşullarında sığınma mekânları.
Katılın: Her yıl şubat ayının son günlerinde başlayan Erciyes Kar Festivali’ne katılın. Festivalde müzik, eğlence ve sporu bir arada bulabilirsiniz.
Unutmayın: Kayak yaparken, cildiniz, dudaklarınız, elleriniz soğuk ve rüzgârlı havaya maruz kalır. Kuruluk ve çatlamalara karşı mutlaka nemlendirici sürün. Aynı zamanda şapka, eldiven, kar gözlüğü, güneş kremi, kar botu, polar ve yün çorap almayı unutmayın.
Yiyin: Kayseri’ye kadar gelmişken meşhur mantısının, pastırmasının, sucuğunun tadına bakmadan olmaz. Bir araştırma Kayseri’de 36 çeşit mantı pişirildiğini saptamış, denemeden dönmeyin.
Kalın: Kayak keyfini doyasıya yaşamak istiyorsanız Mirada Del Lago uygun bir seçim. Kayak pistleri otele sadece 300 metre mesafede yer alıyor. Dilerseniz kayak dersleri de alabilirsiniz.
Nasıl gidilir?
Kayseri’ye Türkiye’nin hemen her yerinden hem karayolu hem de havayolu ile uçmak mümkün. Her geçen gün genişleyen havayolu uçuşlarıyla kısa bir zaman diliminde ve konforlu bir yolculukla Kayseri’ye ulaşmak elbette çok daha cazip. Özellikle havayolu firmalarının kampanya dönemlerinde bilet alma fırsatınız olursa çok düşük bir maliyetle bu şehre gidip kendinize güzel bir kış macerası hediye edebilirsiniz.
