Çirkince değil, Şirince
Eski çağlarda dağlara vuran kırk kişiye atfen Kırkınca adını aldığı rivayet edilen, Rumca telaffuz edilip Kirkice, Kirkince ve nihayet Çirkince gibi garip değişimlere uğrayan kasabanın adı Cumhuriyet’in ilk yıllarında dönemin İzmir Valisi Kazım Dirik’in talimatıyla Şirince adını almış.
Şirince, Maya takvimine göre 21 Aralık 2012’de kopacağı iddia edilen kıyamette güvenli bölge oluşuyla gündeme gelmiş, 21 Aralık günü 150 polis ve jandarma biriminin yanı sıra 270 basın mensubu Şirince’ye gitmişti. Geçtiğimiz haftalarda ilk kez gittiğim bu kasaba-mahalle özellikle yerli turistlerin akınına uğruyor. Özellikle hafta sonları minik sokakları ve çarşısında adım atacak yer yok. Birbirinin manzarasını örtmemesiyle dikkat çeken Şirince’nin eski Rum evlerinin birçoğu otel, pansiyon olarak kullanılıyor. Yine özellikle 19. yüzyılda Rumların döneminde incir üretimiyle ünlüymüş Şirince. Bugün incir, üzüm, zeytin ve tabii ki şaraplarıyla ünlü... Şirince’nin çarşısında neredeyse adım başı şarap tadımı yaptıran mekânlar var. Gün boyu süren hareketlilik akşam üzeri yavaşlıyor. Saat akşam dokuzdan itibarense sessizliğe bürünüyor. Şirince’de kalmak için pek çok alternatif var. Köyün dışında en tepedeki Nişanyan Oteli diğerlerinden bağımsız gibi duruyor ve aynı zamanda en iyi manzaralardan birine sahip.
WALKING DEAD’DEN RICK’İN YOL ARKADAŞI
Hyundai Tucson Crossover ilk kez Walking Dead dizisinin esas adamı Rick’in yol arkadaşı olarak dikkatimi çekmişti. Rick dağ, taş, tepe, bayır kullanıyordu. Otomobilin performansı, dinamizmi ve bir önceki SUV modeli Santa Fe ile kıyaslandığında yeni ve modern tasarımı dikkat çekiyordu. Yeni Tucson tasarım anlamında da bir adım önde. Bu otomobili tanıtmak için Walking Dead dizisi doğru bir stratejiydi doğrusu. Ben de Tucson’u uzun bir rotaya canım Ege’ye saklamıştım. Birkaç haftadır yazdığım gibi Ege’yi baştan aşağı birkaç kez turladım. Bodrum, Şirince, Alaçatı – Çeşme, Cunda ve İstanbul’a uzanan oldukça uzun bir rota oldu. ix35’in yerini alan bu yeni otomobili, beklediğimden iyi buldum. 1600 cc 177 beygirlik motor, gerek otobanlarda gerek dağ, tepede iyi güç üretiyor. Benim kullandığım Elite plus donanım, kör nokta algılama sistemi, şerit takip asistanı, çarpışma önleyici acil fren sistemi özellikleriyle güvenli sürüş için faydalıydı.
EFES
Eski İyonya şehirlerinden biri olan Efes’i anlatırken, Cilalı Taş Devri’ne MÖ 6000 yılına kadar uzanan bir bölgeden bahsediyoruz. Öyle ünlü yerler var ki; Artemis Tapınağı, Efes’in ayakta kalan en görkemli Roma dönemi yapılarından biri olan Celsus Kütüphanesi, tiyatro, Hz. İsa’nın annesi Meryem Ana’nın son yıllarını geçirdiği bilinen, aynı zamanda hristiyanların hac yeri olan Meryem Ana Evi... Artemis Tapınağı ile Saint Jean Kilisesi arasında, Ayasuluk Tepesi’de yer alan İsa Bey Camii; hem avlulu Türk camisi, hem de Anadolu cami mimarisinin ilk ve en güzel örneklerinden... Cami çini ve süslemeleriyle de ünlü. Yedi Uyurlar Mağarası, St. Jean Bazilikası, Meryem Kilisesi ve daha tarih boyunca hâlâ izleri olan pek çok yapı ve mekân bu bölgede yer alıyor.
BİLDİĞİNİZ KAMPİNGLERDEN DEĞİL
Hayko Cepkin, Varil ‘Barrel’ Camping’i yıllar önce paraşütçülük yaparken keşfetmiş. Ardından zaman içinde kamp alanına çevirmiş. Adını yaz başında düzenledikleri festivalle duymuştum açıkçası. Şirince’ye giderken uğramak kısmet oldu. Öncelikle klasik kamp alanlarına benzemiyor. Çok iyi bir bar ve iyi bir “meyhane” var içerisinde. Konaklamak için bungalovlar oldukça konforlu. Havuz büyük ama yüzmek için değil, serinlemek için ancak yeter. Müdavimleri genellikle motorcular, doğa sporlarıyla uğraşanlar ve kafa dinlemeye gelenler. Doğa, kuşlar, çiçekler, Hayko Cepkin ve artık mekânın maskotu haline gelen eşeği “Midas” ile içiçe bir hayat var. Zaten yukarısı Şirince, biraz ilerisi Efes ve Kuşadası da 10-15 dakika uzaklıkta.
