Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kopenhag son yıllarda yaşanacak en iyi şehirler arasında öne çıkıyor. Gezilecek ve deneyimlenecek en iyi şehirlerden biri aynı zamanda... Son yıllarda Michelin yıldızlı restoranlarıyla gastronomi sevenler listesinin başında da yer alıyor. Ancak biz şehrin Tivoli Meydanı'nı, özgün şehir olarak bilinen Christiania'yı ve Flea Market'i bir kenara bırakıp iki özel tura odaklanalım. Biri artık tüm dünyada ilgi odağı olan Broen, Forbrydelsen ve Borgen dizilerinin mekanlarının tanıtıldığı "dizi mekanları turu" ve ünlü Carslberg müzesi turu.

        KARA DİZİLER...

        Broen ve Borgen dizileriyle dünyayı kasıp kavuran Danimarkalılar, bunu tematik bir şehir turuna dönüştürmüş. Oresund Köprüsü'ndeki cinayetle başlayan Broen, Amerikalı yapımcılar tarafından Bridge, İngilizler tarafından da Tunnel adıyla yayımlandı. Ben de pek çok kişi gibi Danimarka - İsveç yapımını tercih ediyorum. Kuşkusuz bunun en önemli nedeni Saga Noren ve Martin Rohde performansı. Tur sadece Broen dizisinin kapsadığı Oresund Köprüsü ve diğer mekanları kapsamıyor. Bir başka kara film başyapıtı olan Forbrydelsen (ki bu yapımda Amerikalılar tarafından Killing olarak Seattle'de çekilmişti) ve Borgen'in çekildiği mekanları da kapsıyor. Detaylı bilgi www.visitcopenhagen.com internet sitesinde. İlave olarak İsveç dizilerine bir yenisi daha eklendi, "Modus". Bu dizide de biri kadın diğeri erkek iki dedektif, seri cinayetlerin izini sürüyor.

        ASLINDA SANAT KOMPLEKSİ

        Carl Jacobsen, kendi koleksiyonundan oluşan eserlerle 1882'de Carlsberg Müzesi'ni açmış. Danimarka'nın en önemli vakfı olarak bilinen Carlsberg Glyptotek işte bu müzenin sonrasında doğdu. Carl Jacobsen'in ülkenin özellikle Kopenhag'ın pek çok yerinde yaptırdığı eserler var. Bunlardan en önemlisi kuşkusuz şehrin sembolü olan denizkızı heykeli. Bu heykelin bir benzeri de müzede bulunuyor. Müze aslında bir sanat kompleksi.

        Büyük sergi salonlarının yanı sıra, ailenin evi, taşımacılıkta kullanılan at arabaları, eski kamyonlar ahırın içinde sergileniyor. Hemen her köşesinde ünlü sanatçıların heykellerinin bulunduğu bahçelere, daha çok "açık hava müzesi" demek gerekiyor. Pompeii'den esinlenerek sütunlu bir salonu içine alan kış bahçesi, müzenin bir parçası olarak kullanılan ev, ailenin bireylerini simgeleyen sütun şeklinde tasarlanmış fil heykelli geçit...

        Sanat eserleri dışında binalar ve bahçeler de, Roma dönemine ait pek çok sanatsal detaya sahip. Binanın ön yüzü, Verona'da bulunan Palazzo Bavilaque'deki balkon model alınarak yapılmış. Bahçelerde yürürken kendinizi kuşkusuz Floransa ve Roma saraylarının bahçelerinde hissedeceksiniz.

        Dünyanın en büyük ve en eski şişe koleksiyonu da müzede sergileniyor. Şişelerin geçmişten günümüze değişimini çok net görüyorsunuz. Eski şişelerin pek çoğu, ilaç şişelerini andırıyor.

        Diğer Yazılar