Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Rahmetli hocamın sohbetindeydik. Saat gece yarısına gelmekteydi. Oto tamirciliği yapan bir abimiz o saatte çıkageldi. Hocam o kişiyi görünce “Ne oldu yahu böyle asık suratlısın, derdin mi var, sıkıntın mı var?” diyerek hâl hatır sordu. O zat da gelip hemen oracıkta bir yere çöküverdi ve başladı derdini anlatmaya:

        “Efendim yanımda 3 senedir yetiştirdiğim bir adamım vardı. Tamirhanenin işlerini tam da eksiksiz yapacak hale getirmiştim, mesleği de iyice öğretmiştim. Bir haftadır gelmiyordu, bugün öğrendim ki işi bırakıp kaçıvermiş. O kadar canım sıkıldı ki bu işe anlatamam. Bu böyle beni yüzüstü bırakıp giden beşinci kişi.”

        Bunun üzerine hocam, “Şöyle bir bağdaş kur, bir şeyler soracağım sen de cevap ver” diyerek gelen kişinin gergin halini bir anda sözleriyle ve bakışlarıyla hafifletti. Ardından da bize bambaşka ufuklar açan şu konuşmayı yaptı:

        “Oğlum bak, beni dinle. Sen şu hâlinle okul açamazsın, hastane yaptıramazsın, zaten on-on beş nüfusa ancak para yetiştirebiliyorsun. Şimdi bu dursun bir tarafta, gelelim diğer tarafa... Bu çocuk senden para çalıp çırpmadı, gitti kendisi atölye açtı. Helalinden o da herhalde bir beş-altı nüfus doyurmaya, boğaz bakmaya çalışacak. Şimdi böyle düşündüğünde o adama yaptığını bir hayır olarak kabul etsene. Sen cemiyete iş görebilecek bir insan kazandırdın. Artık ona kahır, küfür edip kin duyacağına hakkını helal etsen ve şöyle düşünsen fena mı olur?

        “Ya Rabbi! Ben ancak kendi nüfusumu besleyebiliyorum, doğru düzgün ne bir adam yetiştirebiliyor ne bir hayır yapabiliyorum. Bu adama hakkımı helal ettim. Ya Rabbi sen de cemiyet için bir insan yetiştirmiş gibi bana muamele eyle, sana yaptığım bir hizmet olarak bu gönülden helal edişimi nafile ibadet kabul eyle.” Hepimiz şaşırmıştık, o gelen kişi de gayet rahatlamış, hatta neşelenmişti.

        Kıymetli kardeşlerim, “Bana şunu yaptı, bunu yaptı” diyerek insanları harcamanın zamanı değildir. Güzel bir şey yaptıysanız hani derler ya “Balık bilmezse Hâlik bilir” hesabı, yaptıklarımızı hatırlamayı bırakıp adeta dibi ve kıyısı olmayan bir denize atarak “Ben yaptım, ben ettim” muhasebesinden kurtulmak gerekmektedir. İnsan ille de unutmayacaksa, kafası bir şeylere takılıp kalacaksa diğer insanlara borcunu unutmasın, Allah Teala’ya karşı yaptığı isyan ve günahları hep hatırlasın. Şeytan bazen yaptığımız iyilikleri de bize hatırlatarak niza ve nifak çıkartır, aramızı açar. Merhamet, iffet ve mürüvvet gözüyle bakanlara aşk olsun!

        ŞABAN AYIYLA ALAKALI HADİS-İ ŞERİFLER

        Sahabeden sordular: “Ya Resulullah, Ramazan’dan başka en faziletli oruç ayı hangi aydadır?” Bu soruya Peygamber Efendimiz (SAS), “Ramazan’ı tâzim için Şâban’da tutulan oruçtur” dediler. Hadis-i Şerif-Tirmizî

        Hazret-i Aişe (RA) Validemiz şu iki hadis-i şerifi naklederler:

        “Resulullah (SAS) bazı aylarda çok oruç tutardı. Hatta biz, onu bu ayda hiç iftar etmedi sanırdık. Bazı aylarda da çok iftar ederdi. Hatta biz, onu bu ayda hiç oruç tutmadı derdik. Resulullah’ın (SAS) Ramazan’dan başka bir ayın orucunu tamamladığını görmedim. Şaban’daki kadar, kendisinde, çok oruçlu olduğu bir ay da görmedim.” Hadis-i Şerif-Buhâri

        “Resulullah (SAS) Şaban ayının tamamını oruçla geçirerek nihayet Şâban’ı Ramazan’la birleştirirdi.” Hadis-i Şerif-İbn Mâce

        SEYİSLERİN ISLIK ÇALMALARI YÜZÜNDEN TAYIN ÜRKÜP SU İÇMEMESİ

        Bir kısrakla tayı su içiyordu. Seyisler atları su içmeye çağırmak için ıslık çalıyorlardı. Islık sesini duyan tay başını kaldırıp ürktüğünden dolayı su içmiyordu. Anası “Yavrum niye ürküyor, su içmiyorsun?” diye sordu. Tay “Baksana adamlar durmadan ıslık çalıyorlar, bundan korkuyorum. Yüreğim korkudan titriyor” dedi.

        Anne at yavrusuna, “Dünya kurulalı beri bu böyle gelmiş, sen dön suyunu iç, onlar yaptıklarından dolayı pişman olacaklar. Vakit dar, ömür kısa, tertemiz su akıp gitmektedir” dedi.

        Büyük velilerin sözleri âb-ı hayat gibidir. Aklını başına al da buradan ayrılmadan şu temiz suyu iç. Fırsat eldeyken kaçırma. Biz velilerin söz ırmağından âb-ı hayat içmekteyiz. Gel sen de bu sudan iç, dünya işlerine gönlünü kaptırıp kör olanlardan olma, bu sebepten tertemiz suyu göremiyorsun. Hiç olmazsa gönül testini getir de körler gibi el yordamıyla bu ırmağa daldır. Mademki bu ırmakta su olduğunu işittin, hep bu suyu düşünen, su sayıklayan, suya hasret testini ırmağa daldır. Testini doldurduğunu anla da gönlünü taklitten kurtar.

        Diğer Yazılar