Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Medeniyetimizin bize bıraktığı mirasın güzide örneklerinden biri de veciz ifadelerdir. Anlatması zor ve uzun pek çok mevzuyu birkaç kelime yahut kısa cümlelerle özetleyen bu sözler, nesilden nesile aktarılırken zaman zaman anlamlarını yitirebilmekte, toplum içerisinde “galat-ı meşhur” hâline gelmekte yani yaygın yanlış kullanımlar olarak karşımıza çıkabilmektedir.

        Örneğin; “Ölümü gör” tabiri günümüzde pek çok kişi tarafından “Öldüğümü gör” anlamında kullanılmaktadır. Hatta mevzuyu “Ölümü öp!” diyecek noktaya getirenler de bulunmakta. Halbuki aslına bakıldığında bu tabir “Yaptığın işe dikkat et, ölüm var, ölümün olduğu gerçeğini gör, bu minvalde hareket et” mânâsına gelmektedir.

        EMANETE İHANET ETME

        İşte bunun gibi yanlış anlaşılan bir söz de “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” sözüdür. Peki bu söz ne anlama gelmektedir? Öncelikle ne olmadığını anlatalım.

        Diyelim ki bir adam herkesin içerisinde ahlâksızca konuşabiliyor veya haram olan bir fiili işleyebiliyor, yaptığı işten de hiç çekinmiyor, utanmıyor. Kendisine “Niye böyle yapıyorsun?” denildiğinde de şöyle cevap veriyor:

        “Kardeşim! Bende riya yoktur, içim dışım birdir. Ne demişler! ‘Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.’ Neysem oyum ben, her şeyim ortadadır.”

        Bunu söyleyenler kendilerince, yaptıkları yanlış işlere kılıf uydurmakta, bu sözü kendi kem fiilleriyle birleştirmeye çalışmaktadırlar fakat bu sakat bir nikâhtır, böyle birleşme olmaz. Peki bu sözden ne kastediliyor olabilir? Büyükler şöyle özetliyor... “Olduğun gibi görün” sözünde bir cinas vardır. Hazret-i Allah (CC) cümle mahlûkatı bir “Ol!” emriyle yarattı ve bizlere de insan olma şerefini bahşetti. İnsan olduk, eşref-i mahlûkat sıfatına yakışır şekilde, insan gibi görünmeli, insanca hareket etmeliyiz. Cenâb-ı Hakk’ın bize bahşettiği bu nimetin sorumluluğunu ve bilincini hissederek kendimize çekidüzen vermeliyiz

        “Göründüğün gibi ol” ne demek? İnsan olman kastıyla sana “Ol!” denildi ve insan oldun. Sen şimdi bu insanlıkla görün. Ne kadar günah işleyerek hayvandan beter derekeye düşsen de, ahlâkın da bozuk olsa bak Allah Teâlâ senin insan olarak yaratılmış suretini değiştirmiyor, gören seni hâlâ insan zannediyor. Sen bu surete bak, insan olarak göründüğün gibi aynı zamanda insan ol. Sana verilen emanete ihanet etme. Karşındaki sana insan olarak yaklaşıyor, bari onu rencide etme.

        Özetleyecek olursak; “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol”, “Ya senin oluş, yaradılış sırrına vararak, Allah’ın (CC) seni halife yapmasıyla görün ya da hiç olmazsa bu zahiri çerçeveni bozma, insan olmaya gayret et” demektir.

        Yoksa “Tüm fenalıkları rahatlıkla konuş, terbiyesizliğini de alenen yap, kimseden çekinme” demek asla ama asla değildir. Bazıları tarafından bu durum cesurluk, mertlik gibi algılanmaktadır. Hatta ve hatta “Aaa ne kadar dürüst adam! Kafa çektiğini söylüyor, kumarını söylüyor, en azından saklamıyor. Bu adamı cesaretinden dolayı tebrik etmek lazım. Bu adamdan kimseye zarar gelmez” diyerek över mahiyette konuşanlar bile bulunmaktadır ancak aslında bu ahmaklığın ve namertliğin ta kendisidir. Zira içinden geleni istediği gibi yapabilmek -hâşâ huzurdan-hayvanların işidir. Bu iş de göründüğü gibi olmakla uyuşmaz. Çünkü biz, insan olmaya gayret ediyoruz.

        TOPLUMA YAYMAK SUÇTUR

        Bu durumda olanlar için Hazret-i Pîr Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, “Bu edepsizin, bu terbiyesizin ve terbiyesizliğin alenen dile getirilmesi başkalarının da yolunu vurur” diyor. İslâm’da bir kabahati yapmak ayrı günah, o kabahati topluma yaymak başlı başına bir suçtur. İslâm’daki birçok müeyyide ve ceza, topluma bunu yaydığınız, ilân ettiğiniz için vardır, sakladığınız için değil.

        Cenâb-ı Hakk suretimizi insan olarak yarattığı gibi, siretimizi de güzel eylesin. Cümlemizi razı olduğu ahlâk üzere bulunan kullarının zümresine dahil eylesin.

        MESNEVİ'DEN

        Bir köylünün ahırına bir aslan girerek adamın öküzünü yedi, ardından da ahırda uyuyakaldı. Köylü, geceleyin karanlık olan ahırına girerek öküzünü bağladığı tarafa doğru gitti. Köylü adam ahırın içini göremediğinden eliyle yoklayarak öküzünü aramaya başladı ancak öküzün yerinde onu yiyen aslan yatmaktaydı.

        Adam öküzü zannederek aslanı sevmeye başladı. Aslan kendi kendine, “Eğer burası aydınlık olsaydı bu adamın beni görünce ödü patlar, yüreği yerinden çıkacak gibi olurdu. Şimdi karanlıktan dolayı beni kendi öküzü zannedip rahatlıkla seviyor” dedi.

        Cenâb-ı Hakk meâlen şöyle buyuruyor:

        “Ey aldanmış, gözü gönlü kör olmuş kişi! Benim adımın Musa tarafından anılmış olmasından Tur Dağı paramparça olmadı mı? Eğer biz Kur’ân’ı dağlara indirmiş olsaydık dağlar parçalanır, yerinden oynar ve yok olup giderlerdi. Uhud Dağı eğer benim büyüklüğümü anlasaydı paramparça olurdu.”

        Allah’ın (CC) mübârek adını işitmiş olsan da onu anlamadan, gaflet içinde ona sarılmışsın. Taklid etmeden Allah’ın (CC) adının hakikatinden haber alsan erir giderdin, ortada senden bir belirti kalmazdı.

        Diğer Yazılar