Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KIYMETLİ dostlar! Şaban-ı şerif ayına geldik ve Berat Kandili’nin o güzel ruhani iklimine doğru bir heyecan da herhalde hepimizi kapladı. Evet Şaban-ı muazzam geldi. Bereketiyle, sahurlarıyla, iftarlarıyla ve tüm güzellikleriyle gelecek olan Ramazan-ı şerif kendisini hissettiriyor. Ümmet olarak Ramazan’a erişebileceğimizin müjdesini inşallah sizler de bizler de, Şaban’ın 15. gecesinde beratımızı alarak, berata layık görülerek bir şekilde idrak ederiz.

        “Berat Kandili” olarak bildiğimiz Şaban’ın 15. gecesini Allah Teâlâ hususi olarak seçmiş ve Efendimiz (SAS) de bizlere bu gece hakkındaki müjdeleri beyan etmiştir. Berat Gecesi, günahlardan kurtulma ve “beraat” etme gecesidir. Bu geceye “Berat” denilmesinin elbette bir sebebi vardır. Efendimiz (SAS) bu gece hakkında “Muhakkak ki, Allah Teâlâ Şaban’ın on beşinci gecesinde dünya semâsına rahmetiyle tecelli eder ve Benî Kelb kabilesinin koyunlarının kılları sayısınca insanları mağfiret eder” buyurmuşlardır. Hadis-i şerifte “Benî Kelb” ismiyle bahsedilen bu kabile; vaktiyle sahip olduğu hayvan sürüleri Medine’ye sığmayan bir kabiledir ve bu misalle; affedilen kişi sayısının çokluğu ifade edilmektedir.

        Bazıları “Allah (CC) biz ne zaman af dilesek, tövbe etsek kabul eder. Bu gecenin farkı nedir?” diye sorabilir. Evet, her gün ve gece sayısız Müslüman istiğfar ve tövbe etmektedir. Allah Teâlâ da kullarının samimi tövbelerini kabul etmektedir ancak Berat Gecesi’nde umumi bir af vardır.

        Bunu daha iyi anlamamız için sizlerle bir hadis-i şerifi daha paylaşmak istiyoruz. Efendimiz (SAS) “Allah Teâlâ Şaban’ın 15. gecesi tecelli eder ve ana-babasına âsi olanlarla Allah’a (CC) ortak koşanlar dışında kalan bütün kullarını bağışlar” buyurmuşlardır. Bu hadis-i şeriften anlıyoruz ki bahsi geçen günahlarına o gece de tövbe etmeyenler; Allah Teâlâ’nın umumi mağfiretinden mahrum kalmaktadırlar.

        Bildiğiniz gibi eski ümmetlerin ömürleri çok uzundu. Öyle ki bir adam 150 yaşında öldüğünde “Genç yaşında öldü” derlerdi. Firavun’un 400 sene yaşadığı söylenir. Efendimiz (SAS) ümmetinin ahir zaman ümmeti olması ve ömürlerinin kısa olması hususunda Cenab-ı Hakk’a niyaz ettiklerinde; biz ümmet-i Muhammed’e (SAS) Kadir Gecesi, Berat Gecesi gibi güzel zaman dilimleri verilmiştir. Bizim ömrümüz eski ümmetlere göre çok daha kısa olabilir fakat bizlere bahşedilen hususi gün ve gecelere bakılırsa bizlerin kazanma ihtimali çok daha fazladır.

        Cenab-ı Hakk’a hamd ü sena olsun ve günümüzü, zamanımızı, yarınımızı, evvelimizi, ahirimizi Allah’ımızı, kulluğumuzu, taatımızı, çocuğumuzu, anamızı, babamızı, her şeyimizi, insanlığımızı bize talim eden, tarif eden, bulduran, olduran o güzeller güzeli, ekmel-i mahlukat Efendimiz’e (SAS) en güzel salat ve selamlar olsun ki Şaban-ı muazzam O’na (SAS) ithaf ve nispet edilmiştir. Demek ki O’na (SAS) nispet edilmeden, O’na (SAS) tabi olmadan, sünnetine sımsıkı sarılmadan kişiye berat verilmiyor. Bu güzel gecede affedilme müjdesini alanlardan olmanız duasıyla...

        ‘ALLAH BENİ DE AFFEDECEK Mİ?’

        EVLİYADAN bir zat bir gün sevenleriyle sohbet ediyormuş. Sohbet bir yerde Cenâb-ı Hakk’ın rahmetine ve mağfiretine gelmiş. Sohbeti yapan zat başlamış tatlı tatlı anlatmaya:

        “Allah Teâlâ çok merhamet edecek, kendisine şirk koşmadan, iman ile âhirete gelenleri böyle affedecek, dünyada yaptıklarından pişman olan kulunu ahirette bir daha pişman etmeyecek, hatalarını yüzüne vurmayacak, ikramıyla, ihsanıyla müminleri utandıracak...”

        O zatın kendisini çok seven, hatta bu sevginin verdiği güç ve azimle, içine düştüğü bataklıktan tövbe edip dönen bir talebesi varmış. Gözyaşlarıyla hocasına dönmüş ve “Allah beni de affedecek mi?” diye sormuş.

        Bu soruya kadar, sesindeki şefkat ve merhametle dinleyenleri mest eden o zatın sesi birden değişmiş, kaşları çatılmış ve talebesini azarlamış:

        “Sen kim oluyorsun da böyle bir soru sorabiliyorsun! Günahınla mı büyükleniyorsun Allah’a! Değil sen, cümle mahlukatın toplanıp işleyebileceği en büyük günah bile, Allah’ın rahmeti, merhameti yanında ne kadar büyük olabilir ki!”

        ***********

        HADİS-İ ŞERİFLER

        - “İnsanların bir sene içerisindeki rızıkları, zengin veya fakir olacakları ve ecelleri gibi mühim hususlar bu gece içerisinde meleklere bildirilir. O geceyi ibâdet ve tâatla geçirmek ve nafile namaz kılmak sevaptır.”

        (Hadis-i şerif - Buhârî)

        - “Şâban’ın 15. gecesi geldiğinde geceyi uyanık, ibadetle, gündüzü de oruçlu olarak geçirin. O gece güneş battıktan sonra Allah (CC) rahmetiyle dünya semâsına tecelli eder.”

        (Hadis-i şerif - İbn Mâce)

        - Cenâb-ı Hakk Berat Kandili gecesi kullarına şöyle seslenir:

        “İstiğfar eden yok mu? Affedeyim ve bağışlayayım. Rızık isteyen yok mu? Hemen rızık vereyim. Başına bir musibet gelen yok mu? Hemen sağlık ve afiyet vereyim.”

        (Hadis-i şerif - İbn Mâce)

        - “Muhakkak ki Allah (CC) Şaban’ın 15. gecesinde rahmetiyle yetişip her şeyi kuşatır. Bütün mahlukatına mağfiret eder. Yalnızca müşrikler ve kalpleri düşmanlık hissiyle dolu olup insanlarla zıtlaşmaktan başka bir şey düşünmeyenler müstesna.”

        (Hadis-i şerif - İbn Mâce)

        Diğer Yazılar