Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KIYMETLİ dostlar! Allah’ın rahmetinin sağanak sağanak yağdığı, güzelliklerin hayatımızı kuşattığı Ramazan ayının son günlerindeyiz. Ramazan ayı bizlere, senenin geri kalanında nasıl yaşayacağımızı tâlim ettirir. Bu tâlimden bugüne kadar mahrum kalanlar için şu son günler fırsattır. Ramazan ayı, bir mü’minin dinini, gündelik hayatını, aile hayatını, toplumsal hayatını nasıl yaşaması gerektiğine dair hızlandırılmış bir kurs gibidir adeta.

        Bu ayda nefsimizin isteklerine dur demeyi, sadece midemize değil, ağzımıza, gözümüze, kulağımıza bile oruç tutturarak Allah’ın (CC) razı olmayacağı tüm hâllerimize set çekmeyi, din kardeşlerimizi kendimizden çok düşünüp onların ihtiyacını görmek için çabalamayı, Allah (CC) rızası için vermeyi, Kur’ân-ı Kerim’i, affetmeyi, Efendimiz’in (SAS) güzel ahlakını tâlim ederiz. Her yeni Ramazan’da, bir önceki Ramazan’da aldığımız ancak bir sene boyunca kırk türlü hâlle sakatladığımız niyetlerimizi tazeleriz. Unuttuklarımızı hatırlarız.

        Unutulup da hatırlananlar sadece ibadet, taate dair olmak zorunda değildir. Birçok din kardeşimiz bu güzel ayın feyzi ve bereketiyle yaşadığı hayatın, zilletin farkına varmış olabilir. Müslüman olduğunu hatırlayıp, içinde bulunduğu tüm kötülüklere tövbe edip, pırıl pırıl, Allah (CC) katında makbul, kul katında imrenilen bir hayata başlamış olabilir. Çünkü Ramazan ayı aynı zamanda yeni bir başlangıç yapma, yeni bir hayata başlama ayıdır.

        Ramazan ayı bitiyor diye üzülmek bir iman alametidir. Ramazan ayını içimizdeki burukluk ve hüzünle uğurlarken şöyle bir düşünelim. “Bu aydan bize ne kaldı?” Bir hesap kitap yapalım, şu son günlerde eksiklerimiz varsa bir gayretle tamamlayalım veya bugüne kadar gafletle geçirdiysek, son günlerde olsun tövbe istiğfar edip özümüze, Allah’ın bizi yarattığı güzel fıtrata dönelim, “Fıtır Bayramı” olan Ramazan Bayramı’na öylece erişelim.

        Bizi kulluktan düşüren şeyleri, namazdan, ibadetten manevi zevk almamıza mâni olan kötü huyları ve insanı ibadete yaklaştırmayan hastalıkları ne kadar terk ettik, tedavi ettik, hayatımızdan çıkardık önce onu bir kontrol edelim.

        ***********

        BU AYDA TERK EDİP BİR DAHA DÖNMEMEYE NİYET ETTİĞİMİZ KÖTÜ ALIŞKANLIKLAR

        GIYBET

        Efendimiz (SAS) gıybet eden, yani din kardeşinin arkasından hoşuna gitmeyecek şeyleri konuşan kimse için “İflas edendir” buyuruyor. Gıybeti huy edinen kişi ahirete dağlar kadar sevapla gelir, sonra her gıybetini ettiği kişiyle ayrı ayrı hesabı görülür. Hepsine sevabını verir, sonunda sevabı kalmaz, onların günahlarını yüklenir, cehennemi boylayıverir. Zinadan daha büyük bir günahtır.

        HASET

        Haset; kişinin, diğer insanların sahip olduğu şeyleri, onların elinden gitmesini isteyerek kıskanmasıdır. Yani, kimsenin kendisinden iyi hâlde olmasını çekememe hâlidir. Bizzat Allah Teâlâ’nın taksimatına razı olmamaktır. Efendimiz (SAS) “ateşin odunu yakıp bitirmesi gibi hasetin de kişinin hayırlı amellerini yiyip bitireceğini” buyurmuştur.

        ŞEHVET

        Şehvet denilince illa karşı cins akla gelmesin. Allah Teâlâ’nın rızasına uymayan tüm hazlar için “bir tür şehvettir” denilebilir. Neden mi? Çünkü o hazla kişi Rabb’inden gâfil olur, tamamen o hazzı yaşamaya odaklanır ve tatmini için helal olmayan yollara sapabilir. Bu kiminde makam sevgisi olarak zuhûr eder, kiminde insanların kendisini beğenmesi olarak. Mü’minin nefsinin peşinde koştuğu hazları fark edip bunu helal dairesine yönlendirmesi icap eder. Yoksa nefis illaki bir hazzın peşinden gidecektir ama haram ama helâl.

        KİBİR

        Tarife bile hâcet yok ama edelim. Kişinin kendini beğenmesi, insanlardan, diğer mahlûkattan üstün görmesidir. Kibir sonunda kişiyi, kendini yaratan Allah’ı (CC) bile beğenmez hâle getirir. Efendimiz (SAS), “Kalbinde hardal tanesi kadar kibir olan kimse cennete giremez” buyurmuştur.

        KİN

        Efendimiz (SAS) mealen buyuruyor ki: “Kini olanın dini olmaz.” Burada müslim, gayrimüslüm ayrımı yapılmıyor. Kime karşı olursa olsun kini olanın kalbinde din barınamaz. Bir kimse, herhangi birine karşı içinde bastıramadığı bir öfkeye sahipse, kendini insaf ile bir kontrol etsin; Allah Teâlâ’ya, Resulullah Efendimiz’e (SAS), dine diyanete karşı bir soğukluk illaki vardır.

        ŞİRK

        “Nefsini bilen Rabb’ini bilir” buyurulmuştur. Yani, Allah (CC) için mi yaşıyoruz, çalışıyoruz yoksa ev, araba, kariyer, makam, mevki gibi Allah Teâlâ’dan gayrı şeyler için mi? Allah’ın (CC) rızası mı bizim için önemli olan yoksa patronun, başkanın, arkadaşların veya başkalarının fikirleri, takdirleri mi? Bu birkaç örnekten yola çıkarak kişi Rabb’ini çok net olarak görebilir. Hemen tövbe edip Rabb’ine yönelirse Cenâb-ı Allah’ın sevgili kulu olur. Diğer türlüsünün akıbetini yazmaya bile gerek yoktur...

        GADAP

        Öfke muhakkak ki şeytandandır ve ufak büyük demeden sürekli öfkelenen kişi de şeytanın oyuncağı hâline gelmiştir. Bir kişide gadap, yani fiziksel veya sözlü olarak şiddete dönüşen bir hâl var ise, lütfen şu hadis-i hatırlasın...

        “Esas pehlivan hasmını değil, öfkesini yenendir.”

        Kişi illa hırsını birinden çıkarmak istiyorsa, Hazret-i Ali (RA) gibi karşısındakini affetsin, böylece şeytanı çileden çıkarsın.

        CİMRİLİK

        Cimriyi kim sever? Kimse... Cimrinin cehennemde olduğuna dair hadisler ve farklı rivayetler mevcuttur. “Neden?” diye soran olursa şu kadarı bilinse kâfidir. Cimri, Allah Teâlâ’nın kendisine verdiği nimeti, cömertlik, infak, zekât, sadaka hususundaki onca âyet ve hadise rağmen başkasına vermez, veremez. Çünkü elinden bir kez giderse Allah’ın onu kendisine tekrar vereceğine itimadı yoktur. Allah’ın sözüne itimatsızlığın ne demek olduğunu varın siz düşünün...

        Kötü huylar, günahlar bunlardan ibaret değildir muhakkak. Sizden ricamız; çok basit gördüğümüz, kolaycacık hatta bazen farkında olmadan işlediğimiz birçok günah olduğunu ve onların gün gelip kişiyi kulluktan, imandan bile düşürebileceğini öğrenip ona göre amel etmenizdir. Cenâb-ı Hak cümlemizi hayırlı ilim öğrenmede muvaffak kılsın. Âmin.

        Diğer Yazılar