Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Uygar Şirin’in romanından sinemaya uyarlanan, başrollerini Sarp Apak ile Özge Özpirinçci’nin oynadığı ‘Karışık Kaset’, eğlenceli ve nitelikli bir aşk filmi. Yönetmen Tunç Şahin, Türk usulü romantik komedinin altından başarıyla kalkıyor

        “KARIŞIK Kaset” sinemamızda az rastlanır türde, seyre değer bir romantik komedi. Anlatılan, Ulaş ile İrem’in 1990’da Pendik sahilinde başlayıp 2010’a kadar uzanan 20 yıllık aşk hikâyesi. Ama yüzeydeki malzemeyi eşelediğinizde altından başka şeyler de çıkıyor. Hikâyeye aşk kadar, herkesin hayatına belirli ölçülerde damga vurmuş özgüvensiz ergenlik halleri, hayal kırıklıkları ve yanlış zamanlamalar şekil veriyor. Filmi Ulaş’ın olgunlaşma ve özgüven kazanma öyküsü olarak okumak mümkün. Ulaş’ın ailesi de öyküye derinlik kazandıran yapıtaşlarından biri. Hayatını Türk popüler müziğinin tarihini yazacağı bir kitap projesine ve nadir plakları bulmaya adayan baba (Bülent Emin Yarar), hem Ulaş (Sarp Apak) hem de film için anahtar bir karakter. Sürekli kapsamı genişleyen, bir türlü bitmeyen ve yazarını asla tatmin edemeyecek kitap, baba için hiç dinmeyen bir arzu. Filmde ilk olarak kornişe tül perde takmaya çalışırken gördüğümüz baba, yaşadığı evde kitaplar ve plaklardan oluşan bir hayal dünyasının içine gizlenmiş durumda. Orta sınıf hayatına isyan eden bu münzevi yazar halleri ve müzik tutkusu, sadece karısının (Sevinç Erbulak) mutsuzluğuna vesile olmuyor.

        ULAŞ HAYAL DÜNYASINDA, İREM GERÇEKÇİ

        Ulaş’ın özgüvensizliği “tutunamayan bir baba” ve “asabi, doyumsuz bir annenin” çocuğu olmasından kaynaklanıyor. Ulaş’ın İrem’e (Özge Özpirinçci) duyduğu aşk ile babasının projesi arasındaki benzerlik önemli. Biri kitabını, diğeri İrem’i ulaşılmaz bir yere koyuyor. Ulaş da aşkını sonuca ulaştırmaktan ziyade daha da büyütmenin peşinde. Bunu İrem’le 9 yıl sonra karşılaştığında ve şaşırtıcı gerçekleri öğrendiğinde dahi tam olarak anlayamıyor. Kolay pes etme alışkanlığından vazgeçmiyor. İrem ise güçlükler karşısında yılmıyor. Çocukken yaptığı gibi, kapı kapalıysa duvardan atlıyor! Ulaş aşkını kendi hayal dünyasında, “karışık kaset” hazırlayarak yaşarken, İrem kadınsı sezgileriyle hem Ulaş hem de ilişki için daha yararlı şeyler yapıyor.

        TÜRK POP MÜZİĞİNİN DEĞİŞİM SÜRECİ

        Türkiye’de erkeklerin ergenlik çağından kalma sorunlarla yıllarca boğuştuğunu ama sinemamızın bunu genelde görmezden gelerek hep güçlü, özgüvenli erkekler ile zayıf kadınların öykülerine yöneldiğini göz önüne alırsak ‘Karışık Kaset’in kendine tam aksi yönde anlamlı bir kulvar seçtiğini düşünüyorum. Filmin bir başka hoş yanı ise son 24 yılda gündelik hayatımızda yaşadığımız dijital devrimi ve popüler müziğin değişimini hikâyenin içine yerleştirmesi. Nilüfer’in ‘Dünya Dönüyor”uyla başlayıp Duman’ın ‘Senden Daha Güzel’iyle biten film arada popüler müzik tarihinin farklı duraklarına uğruyor. Siluetler gibi az bilinen isimleri yeni kuşağın dikkatine sunarken Mazhar Alanson ve Sezen Aksu güzellemeleri de yapıyor. Tunç Şahin ilk uzun filminde yönetmenliğin altından başarıyla kalkıyor. Giriştekiler dahil olmak üzere İrem’in çalıştığı film setini gösteren uzun planlar çok iyi. Başarıda Şahin’in Mert H. Atalay’la birlikte yazdığı senaryonun, tüm oyuncu kadrosunun, görüntü yönetmeni Deniz Eyüboğlu Aydın ile sanat yönetimi ve kurgunun da payı var. ‘Karışık Kaset’, “sanat filmleri”yle geniş kitle filmleri arasındaki giderek büyüyen o rahatsız edici boşlukta bu yıl görebildiğimiz birkaç düzeyli işten biri.

        Filmin notu:6.5

        Diğer Yazılar