Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Meksika’da 17-26 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşen 18. Guanajuato Uluslararası Film Festivali’nde bu yıl konuk ülke Türkiye’ydi. Melisa Sözen’in de jüride görev yaptığı festivalde Türkiye (Turquia) 22 uzun, 16 kısa filmle temsil edildi.

        Guanajuato Film Festivali, Guadalajara ile birlikte Meksika’nın en önemli iki film festivalinden biri. Geçtiğimiz yıl yaklaşık 120 bini aşkın seyirciye ulaşan festival, Guanajuato ve San Miguel de Allende kentlerinde düzenleniyor. Her ikisi de Meksika’nın en güvenli ve turistik şehirleri arasında yer alıyor. Bu yıl 17-26 Temmuz tarihleri arasında 18. kez gerçekleştirilen festivalin konuk ülkesi Türkiye’ydi. Türkiye, festivalde 22 uzun, 16 kısa filmle temsil edildi. Oyuncu Melisa Sözen uluslararası ana yarışmanın, “Motör” filminin yönetmeni Cem Kaya belgesel filmlerin, eleştirmen Esin Küçüktepepınar ise ulusal kısa ve belgesel yarışmasının jürisindeydi.

        17 Temmuz’da San Miguel de Allende’de, 22 Temmuz’da ise Guanajuato’da gerçekleşen açılış törenlerinde Türkiye adeta festivalin yıldızıydı. Türkiye’nin Meksika Büyükelçisi Oğuz Demiralp, her iki açılış töreninde de sahneye çıkıp seyircilerin alkışlarla kestiği konuşmalar yaptı. Edebiyatçı kimliğiyle de tanıdığımız Demiralp, konuşmalarında daha çok iki ülkenin benzerliklerine vurgu yaptı. Guanajuato şehrinin, 112 yıllık tarihi salonu Teatro Juarez’de yapılan gala gecesinde festival direktörü Sarah Hoch’un sahneye Kültür ve Turizm Bakanlığı yeni sinema genel müdürü Erkin Yılmaz ile birlikte çıkması dikkat çekiciydi. Birçok yabancı konuğun takip ettiği, ulusal basının büyük ilgi gösterdiği, yerel basının ise Türkiye’yi birinci sayfalarına taşıdığı festival boyunca, her iki şehirde konuştuğumuz Meksikalıların çoğu Türkiye’nin festivalde konuk ülke olduğunu biliyor; Türk olduğumuzu öğrenince “Turquia” diyorlardı. Bunda festivalin Türkiye ağırlıklı tanıtımının, şehrin her yerindeki afişlerin ve duyuruların da büyük katkısı vardı. Dolayısıyla Türkiye’den gelen filmlere ilgi de büyük oldu. Özellikle “Bir Zamanlar Anadolu’da” ve “Sivas” tümüyle dolu salonlara gösterildi.

        BABA ZULA, SESSİZ OSMANLI FİLMLERİNE EŞLİK ETTİ

        Türkiye’den gelen müzik topluluğu Baba Zula, önce San Miguel de Allende’nin şehir meydanında binlerce insanı coşturan bir konser verdi. Neredeyse bütün şehrin Türk ritimleriyle inlemesi ve insanların müziğe uyarak dans etmeleri görmeye değer bir manzaraydı. Topluluk, Guanajuato’da ise bir gece konseriyle çıktı Meksikalıların karşısına. Çoğunluğu üniversiteli gençlerden oluşan kalabalık, yağmura rağmen Baba Zula konserini doldurdu. Ertesi gün topluluğun, Osmanlı topraklarında çekilen ve Hollanda EYE Fim Enstitüsü arşivinden alınan sessiz kısa filmlere eşlik ettiği gösteri için de salonun önünde uzun bir kuyruk oluştu.

        Guanajuato’daki tarihi salon Teatro Juarez, “Sivas” filminin galasına da ev sahipliği yaptı.

        Meksikalılar yağmura hiç aldırış etmeden Baba Zula’nın konserinde coşup eğlendiler.

        Festival sırasında Guanajuato’ya gelenleri Türkiye afişi karşılıyordu.

        FESTİVAL RUHU ŞAHANE ORGANİZASYON ZAYIF

        Festival, tarihi salonları, film programı ve festival etkinlikleri konusunda uluslararası bir düzeyi yakalıyordu. Guanajuato Üniversitesi’nin merdivenlerinde ya da şehir mezarlığında düzenlenen açık hava gösterimleri tam “festivallik” etkinliklerdi. Partiler ve eğlence konusunda parlak olduklarını da söyleyelim. Özellikle kapanış gecesi Guanajuato şehrinin meşhur tünellerinden birinde gerçekleşkirilen partinin herhalde dünyada bir benzerini daha bulmak kolay değil. Buna karşılık, konuk ağırlama ve ulaşım konusunda bizim festivallerin çok gerisinde kaldıklarını söylemem gerekiyor. Mexico City’den San Miguel de Allende’ye ve bu şehirden Guanajuato’ya yapılan transferlerin tümü Türkiye’den gelen konuklar için eziyetli geçti. Zeki Demirkubuz’un “Yeraltı” filminden sonra yaptığı söyleşinin yarıda kesilmesi, Mahmut Fazıl Coşkun’un “Yozgat Blues”un söyleşi bölümüne yetiştirilememesi de üzücüydü.

        FİLMLERE, SÖYLEŞİLERE YOĞUN İLGİ VARDI

        Zeki Demirkubuz (Yeraltı), Mahmut Fazıl Coşkun (Yozgat Blues), Emin Alper (Tepenin Ardı), Tayfun Pirselimoğlu (Saç), Kaan Müjdeci (Sivas), Özgür Doğan (İki Dil Bir Bavul) gibi yönetmenler filmlerin gösteriminden sonra seyircilerle buluşup sorulara cevap verdiler. Özellikle San Miguel de Allende’deki söyleşilerde şehirde yaşayan ABD’lilerin varlıkları dikkat çekiciydi. Meksikalı seyirciler de daha çok iki ülke arasındaki benzerliklere dikkat çektiler.

        Üniversiteli gençlerin ağırlıkta olduğu Guanajuato’da en çarpıcı olan nokta, seyircilerin neredeyse tümünün filmler bittikten sonra söyleşi bölümlerini kaçırmadan sonuna kadar izlemeleriydi. Seyircilerin karşısına çıkan sinemacılarımız arasında Esme Madra (Nefesim Kesilene Kadar), Taner Birsel – Ercan Kesal (Bir Zamanlar Anadolu’da), Mert Fırat (Kelebeğin Rüyası), Melisa Sözen (Kış Uykusu) gibi oyuncularımız da vardı. Yarışmada Türkiye’yi temsil eden Mustang adlı filminin mansiyon aldığını da hatırlatalım.

        Uluslararası alanda tanınan bir festivalde böylesi geniş bir içerikle yer almak, Türk sinemasının son yıllardaki yükselişinin kanıtlarından biri. Bu arada, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın programın gerçekleşmesinde gösterdiği büyük katkıyı da unutmamak gerekiyor. Uluslararası festival camiasını yakından tanıyan, Gezici Festival’deki başarılı işleriyle tanıdığımız Ahmet Boyacıoğlu ve Başak Emre, umarım önümüzdeki yıllarda da benzer projeler ve programlarla karşımıza çıkarlar.

        Türkiye yerel basının manşetlerindeydi.

        Diğer Yazılar