Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        53. Uluslararası Antalya Film Festivali’nin Ulusal Yarışma bölümünde yer alan filmlerde ağır basan duygular kasvet ve hüzün... İlk günlerin öne çıkan filmleri ise ‘Albüm’ ve ‘Mavi Bisiklet’

        ANTALYA’DA festival, yabancı konukları, aşağı yukarı her seansta dolu salonlarıyla renkli ve canlı geçiyor. Ama ulusal yarışmaya katılan filmlerin ortak özelliği acı, hüzün ve kasvetle dolu olmaları. Bir başka ortak özellik de filmlerin çoğundaki inatçı karakterler. Örneğin, ‘Albüm’ filminin evli çifti... Evlat edindiklerini saklamak için yakın akrabaların da dahil olduğu büyük bir organizasyon yapıyor ve bütün hayatlarını bir yalanın etrafında kuruyorlar. Kurdukları ‘sistem’ çökerken dahi yalana devam etme konusunda inatçılıklarını sürdürüyorlar. Yönetmen Mehmet Can Mertoğlu, çiftin ikiyüzlülüğünü ince bir mizahla yansıtıyor. Ama bir süre sonra karakterlere karşı mesafesini kaybediyor ve onları aşağılamaya başlıyor. Sürekli küfreden, bebeğin yanında sigara içen ve nerdeyse hepsi de birbirine benzeyen bu ruhsuz ve donuk karakterler, filmin mizah duygusuna irtifa kaybettiriyorlar. ‘Albüm’ün hoşlanmadığım bir başka yanı da yeni Türkiye’yi türbanlı kadınlar ve küfreden muhafazakâr erkek klişeleriyle şematik ilişkisi oldu galiba... Mete Gümürhan’ın yönettiği ‘Genç Pehlivanlar’ ise toplumu dışarıdan değil, tam aksine içerden anlamaya çalışan bir belgeseldi. Ama ne yazık ki eldeki malzemenin ayrıntılarında kaybolan, odağını bir türlü bulamayan ve antrenman çekimlerinin yeknesaklığına teslim olan bir filmdi aynı zamanda...

        RIZA SÖNMEZ’DEN HOŞ BİR DENEME

        Festivalin ‘Albüm’ gibi mizah duygusuna sahip nadir filmlerinden biri de oyuncu Rıza Sönmez’in yazıp yönettiği ‘Orhan Pamuk’a Söylemeyin...’ oldu. Kars şehrine, müziğine ve yöre kültürüne yapılan özgün bir güzelleme olan film, iki öyküyü paralel olarak anlatıyor. Orhan Pamuk’un ‘Kar’ romanındaki hayali karakterlere benzettiği insanların fotoğraflarını çekmek isteyen amatör fotoğrafçının öyküsü eğlenceli ve anlamlı. Kendisine eşlik edecek müzisyen arayan şarkıcının hikâyesi ise sürekli tekrara düşüyor. Yine de Sönmez’in hoş bir denemeye imza attığı kesin.

        ‘MAVİ BİSİKLET’ DİKKATE DEĞER

        Şu ana kadar seyrettiklerim arasında en beğendiğim filmlerden biri Ümit Köreken’in yönettiği ‘Mavi Bisiklet’ oldu. Filmin, karakterleri yakından takip eden kamerası aynı anda birçok şeyin peşine düşüyor. İşin içinde bir cinayet, geçim mücadelesi veren bir anne, küçük bir aşk hikâyesi ve mavi bisiklet için para biriktiren bir çocuk var... Okul müdürünün dayatmasına karşı çocukların mektuplar, duvar yazıları, afişler ve SMS’lerle verdiği anlamlı demokrasi mücadelesini de unutmayalım... Film bittiğinde babasız küçük bir çocuğun hepimize örnek olacak kararlılığı ve inatçılığı kalıyor geriye.

        İNATÇI KARAKTERLER

        İnatçı karakterler deyince insanın aklına köklerine doğru yolculuk yapan iki şehirli kadının öyküsünü anlatan ‘Siyah Karga’ ve ‘Toz’ filmleri de geliyor. ‘Siyah Karga’, ana karakterinin sık sık dağ manzaralarına bakarak hüzünlendiği, kimseye içini dökmeden acı çektiği ve akıl dışı bir inatla İran’a geçmek istediği bir yolculuk filmi... Kendi adıma filmdeki o matem duygusuna kapılıp gidemediğimi söyleyebilirim. Belki de bunun nedeni finale kadar saklanan gerçekler ya da filmin geçtiği bölgenin sadece hüzünlü bir manzara fonu olmaktan öteye geçememesidir. İstanbul’dan kalkıp Afganistan’ın Kâbil kentine giden ve orada tüm uyarılara karşın ve üstelik belirli bir amacı da olmaksızın inatla iki amcasını arayan genç kadının öyküsünü anlatan ‘Toz’un da açıkçası bana etkileyici ve inandırıcı geldiğini söylemem mümkün değil. Ulusal yarışmadan ilk izlenimlerim şimdilik böyle... Pazar günkü yazımda yapacağım ödül tahminleri içinse öncelikle diğer filmleri seyretmem gerekiyor.

        Diğer Yazılar