Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sinema sanatı ilk yıllarından itibaren hızı ve otomobilleri hep sevdi; onlardan hiç vazgeçmedi... “Tam Gaz”ın (Baby Driver) gösterimde olduğu şu günlerde otomobil yarışlarını konu alan ya da unutulmaz takip sahneleriyle klasikleşen filmleri hatırladık

        Gangsterin Kaderi 1968

        (Bullitt)

        Yönetmen: Peter Yates

        San Francisco’lu polis Bullitt, önemli bir tanığı korumakla görevlendirilir. Çok az kişi tarafından bilinen güvenli yerin basılmasının ardından olayı kendi yöntemleriyle çözmeye karar verir... Efsane aktör Steve McQueen’in star karizmasını en iyi kullanan filmlerden biri. O yıllarda aksiyon deyince San Francisco tepelerinde geçen o müthiş otomobil takip sahnesi gelirdi akla. Bullitt’in kullandığı otomobil de efsane olmuştu.

        İtalyan Usulü Soygun 1969

        (The Italian Job)

        Yönetmen: Peter Collinson

        Cezaevinden yeni çıkan Charlie (Michael Caine), İtalya’da yapacağı büyük soygun için hazırlanmaya başlar. Planın kaçış kısmında üç “mini” otomobilin şehir içindeki takipten kurtulması gerekir. Sahne filmin zirvesidir. “Mini”ler her tür çılgınlığı yapar. Binaların içinde dolaşır, merdivenlerden iner, kaldırımlardan geçer ve hatta binaların çatısına çıkarlar... Daha sonra birçok kez taklit edilecek yeni trüklerle dolu bu sahnede süratin yerini beceri ve dayanıklılık alır.

        Le Mans 1971

        Yönetmen: Lee H. Katzin

        Dünyanın en prestijli otomobil yarışlarından Le Mans’ı konu alan film, ABD’de başarısız olmuş ama daha sonra yarışseverler arasında otomobil sporları üzerine çekilen en iyi filmlerden biri olarak kabul edilmişti. Bunun en önemli nedeni, filmin klişeleri boşverip tümüyle yarışa odaklanması ve gerçek Le Mans çekimleriyle nerdeyse bir belgesel niteliği taşımasıydı. Efsane aktör Steve McQueen’in varlığını da unutmayalım.

        Hızlı ve Öfkeli: Rio Soygunu 2011

        (Fast Five)

        Yönetmen: Justin Lin

        Brian ve arkadaşlarının otomobilleriyle bir otobüsü sıkıştırıp Dom’u kurtardığı açılış sahnesinden itibaren adrenalin ve testosteron dolu bir aksiyon başlıyor. Rio’nun yoksul mahallelerine sığınan kahramanlarımız şehrin en belalı adamının hedefi haline gelince çılgın bir planla karşı saldırıya geçiyorlar. Rio’nun inişli çıkışlı dar sokaklarını, çatılarını öyküye çok iyi yerleştiren yönetmen Lin, otomobil sahneleri konusunda seyirciye beklediğini veriyor.

        Sürücü 2011

        (Drive)

        Yönetmen: Nicolas Winding Refn

        Profesyonelliği, titizliği ve sessizliğiyle bilinen sürücü, sponsor desteğiyle otomobil yarışmalarına katılmak yerine evli ve çocuklu Irene’e yardım etmek için başını büyük belalara sokar... Yönetmen Refn, kamerayı geniş açı lensle ön camın ortasına kilitlediği ve müzik kullanmadan, otomobilin motor sesini giderek yükselttiği açılış sahnesi başta olmak üzere türe karanlık, tekinsiz ve melankolik bir yorum getiriyor.

        Kanunun Kuvveti 1971

        (French Connection)

        Yönetmen: William Friedkin

        İki narkotik polisinin uyuşturucu çetesini çökertmeye çalıştıkları film, gerçekçi tarzıyla öne çıkmış ve 5 Oscar kazanmıştı. Heyecanlı takip sahnesinde, kalabalık caddelerde hızla ilerleyen otomobilin üst yoldan giden banliyö trenini yakalamaya çalışmasını seyrederiz. Babadan kalma eski usul özel efektlerle çekilen sahne, yeni kuşaklara çok şey ifade etmese de o yıllarda seyircilerin nefesini kesmişti.

        Ölüm Noktası 1971

        (Vanishing Point)

        Yönetmen: Richard C. Sarafian

        Vietnam Gazisi Kowalski (Barry Newman), otomobil teslimatçılığıyla hayatını kazanır. Denver’dan San Francisco’ya gerçekleştirilecek teslimat için yola çıktığında az vakti vardır. Amacına ulaşmak için gaza basarken polis telsizi dinleyen radyo programcısı ona yardımcı olur. Kowalski artık bir medya fenomenidir... Adrenalin dolu çekimlerle klasikleşmiş bir yol filmi.

        ‘Ölüm Yarışı 2000’ 1975

        (Death Race 2000)

        Yönetmen: Paul Bartel

        Otomobil, hız, şiddet ve yarış tutkusunun bir araya geldiği düşük bütçeli bir bilimkurgu... Totaliter rejim altındaki ABD’de, kitleleri mutlu etmek için yeni bir ulusal spor icat edilmiştir. Otomobil yarışının amacı birinci gelmek değil, mümkün olduğunda çok kişiyi öldürmektir.. Favori yarı insan yarı makine Frankenstein’dir. Yarış sürerken, demokrasi yanlıları da sabote etmek için ellerinden geleni yaparlar.

        Cazcı Kardeşler 1980

        (The Blues Brothers)

        Yönetmen: John Landis

        Büyüdükleri yetimhaneyi kurtarmaya çalışan iki kardeşin hikâyesi... 1980’lerin kült filminin seçkide yer almasının nedeni, iki kardeşin polisleri geride bırakmak için gaz pedalını kökledikleri o harika sahne. Heyecan, hareket ve klasik takip trükleri bir yana sahneyi asıl unutulmaz kılan, çarpışma, kaza ve yüzlerce otomobilin tahribatından ortaya çıkan komedi.

        Zafere Hücum 2013

        (Rush)

        Yönetmen: Ron Howard

        1970’li yılların iki efsane Formula 1 yarışçısı Niki Lauda ile James Hunt’ın rekabetinin gerçek öyküsü... İki yarışçının zıt kişilik özelliklerinden ve hayata yaklaşımlarındaki farklılıklardan geliyor. Lauda disiplinli, kuralcı. Hunt çapkın ve disiplinsiz. Otomobilden iyi anlayan Lauda, tam bir profesyonel, Hunt ise yıldızlığın tadını çıkarıyor. Rekabetin insanın kendi eksikliklerini görmesi için fırsat olduğunu anlatan filmin yarış sahneleri mükemmel...

        Diğer Yazılar