Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Adam Sandler, Safdie Kardeşler’le çektiği ‘Uncut Gems’ gibi sıra dışı sağlam suç dramından sonra yeniden bildiği sulara dönüyor. Sandler, kötü komediler çekmekten korkmayan oyunculardan… Kaldı ki, 1997’den günümüze dek süren etkileyici bir Altın Ahududu geçmişi var. Yılın en kötülerini seçme amacıyla düzenlenen Altın Ahududu’lara (Razzie Ödülleri) 2012 yılında ‘Jack and Jill’le 11 dalda aday olması kuşkusuz kayda değer bir ‘başarı’dır.

        Şaka bir yana, Sandler’ın, yaptığı komedilere gelen olumsuz eleştirilere ‘şerbetli’ olduğunu tahmin etmek zor değil. Yerden yere vurulan ‘Jack and Jill’ dahil başrolde oynadığı komedilerin sadece ABD’de değil dünyanın birçok ülkesinde ilgi gördüğü, yapımcılarını hoşnut kıldığı herkesin malumu… Sonuçta, seyircilerin kendisinden neyi beklediğini bilen bir komedyen.

        7 Ekim’den itibaren seyircilerle buluşan ‘Hubie’nin Cadılar Bayramı’ (Hubie Halloween) da Netflix’in son bir haftadır dünya genelinde en çok seyredilen filmlerinden biri. Kaldı ki, ‘Hubie Halloween’ kesinlikle en kötü Sandler filmlerinden değil. Seyrettiğim Sandler komedileri içinde orta sıralarda bir yere koyarım. En azından, 2010’lu yıllarda Hollywood’da sıkça örneğini gördüğüm ve pek katlanamadığım ‘oyuncuların kamera önünde karşılıklı uzun uzun konuşup saçmalayarak’ seyircileri güldürmeye çalıştığı o filmlerden biri olmadığı kesin… Belki çok gülüp eğlenmedim ama çok kötü vakit geçirdiğim de söylenemez.

        REKLAM

        Adam Sandler’in senaryosunu Tim Herlihy ile birlikte yazdığı ‘Hubie Halloween’in birçok başka filme göndermeler yapan bir korku parodisi olarak tasarlandığı belli… ‘Halloween’, ‘13.Cuma’, ‘Christine’ gibi popüler korku filmlerini anımsatan sahneler bir yana, ‘Happy Gilmore’ gibi Sandler komedilerine ve ‘Rocky’ gibi klasiklere de pas atılıyor. Bu arada, Cadılar Bayramı’nda geçen bir filmin, karakter ve figüranların giydiği kostümler üzerinden baştan sona popüler kültür göndermeleriyle dolu olduğunun altını çizmek gerek. Birçok kızın Harley Quinn kostümünü tercih etmesi mesela…. Yönetmen Steven Brill’in sokaklar dışında parti, okul gibi mekânlarda da kalabalıkları görüntüleyen genel planlar kullandığını düşünürsek filmin bütün kostüm ve aksesuarlarıyla bir Cadılar Bayramı güzellemesi olduğunu söyleyebiliriz.

        Aslına bakarsanız, seyrederken özgün diyebileceğiniz çok fazla şey yok filmde. Sözgelimi, Salem Kasabası Belediye Başkanı’nın turistleri kaçırmamak ve kaybolan insanları unutturmak için gösterdiği çaba, bana ‘Jaws’ filmini hatırlattı. ‘Jaws’ta Steven Spielberg, köpek balığını göstermeden önce kurbanları onun gözünden gösterir… Burada da ‘kurbanları’ finale kadar kim olduğunu anlayamadığımız ‘gizemli biri’nin maskesinin ardından görüyoruz. Hastaneden kaçarak yıllar sonra kasabaya dönen akıl hastası da direkt olarak ‘Halloween’in Michael Myers karakterini getiriyor akla. Sonuç olarak, ‘Hubie Halloween’ tanıdık klişeler ve göndermelerle ilerleyen bir film.

        Klişeler ve göndermeler açıkçası filmin lehine işliyor. Çünkü hikâye ve karakterler cephesinde çok parlak bir şey yok. Okul yıllarından beri kasabanın en ezik şahsı olan, ilerlemiş yaşına rağmen hâlâ akran zorbalığına maruz kalan ve bacak kadar çocukların bile dalga geçtiği Hubie’nin (Adam Sandler) inandırıcı bir ana karakter olduğunu söylemek zor. Hikâye için de aynısı geçerli. Annesiyle yaşayan ve bir şarküteride çalışan Hubie, her Cadılar Bayramı gecesinde kasabanın gönüllü güvenlik görevlisi olarak insanlara yardım etmek için elinden geleni yapmak istiyor. Nedense, bunu kendine bir misyon olarak belirlemiş durumda… Ama herkesten daha çok korkan biri olduğu için yardım etmeye çalıştığı insanların çoğu onunla dalga geçiyor. Çocukluğundan beri tanıdığı Violet Valentine (Julie Bowen) ile yaşadığı romantik ilişkinin de açıkçası ciddiye alınır yanı yok.

        REKLAM

        Bir komedi olduğu için tüm bunların filme çok zarar verdiğini söyleyemem. ‘Hubie Halloween’ prodüksiyon kalitesi, sinematografi, sanat yönetimi açısından gerçekten iyi çalışılmış, özenli bir film. Yönetmen Steven Brill’in de anlatım tekniği olarak kötü bir iş çıkardığını düşünmüyorum.

        Buna karşılık, senaryoda alt metin gibi birtakım incelikler yok. Salem’de yıllar önce cadı diye yakılan masum kadınlarla Hubie arasında kurulan anlamlı bir bağ var kuşkusuz. Ama buna alt metin demek pek mümkün değil; çünkü açık açık konuşuluyor. Film ne üzerine, ne anlatıyor, diye kafa yormaya hiç gerek yok. Finale doğru bütün önemli mesajlar karakterler tarafından veriliyor zaten. Final bu yanıyla, Ortaçağ dini oyunları veya okul müsamerelerini akla getiriyor. Ama özellikle kötülerin itiraf sahnelerinde her şeyin kasten yapıldığını anlıyorsunuz. Belli ki, Adam Sandler, ‘Holywood usulü kendini iyi hisset’ filmleriyle dalga geçiyor. Öte yandan, iyimser, naif bir Cadılar Bayramı filmi yapmak için çaba gösterdiği kesin… Yani, eğlenmek için ekran başına geçen seyircileri mutlu etmeye çalışırken eleştirmenlere de ‘Ne yaptığımın farkındayım’ diyerek göz kırpıyor.

        ‘Hubie Halloween’in eğlenceli ve hoş yanlarından biri; Ben Stiller, Ray Liotta, Steve Buscemi, Rob Schneider, Maya Rudolph, Shaquille O’Neal gibi ünlü oyuncuların kısa rollerde görünmeleri galiba… Kevin James’i polis rolünde seyrettiğimiz filmin gizli yıldızı ise Hubie’nin annesini canlandıran June Squibb… 91 yaşındaki Squibb’in giydiği tişörtlerin üstündeki yazılar da çok eğlenceli…

        Adam Sandler’ın sesini değiştirerek, mimiklerini zorlayarak fiziksel açıdan farklı bir karakter yarattığını belirtelim. Öyle ki Sandler nerdeyse film boyu bir çeşit maskeyle oynuyor. Bunun iyi oyunculuk olup olmadığından pek emin değilim ama fiziksel olarak zorlayıcı olduğu kesin…

        ‘Hubie Halloween’ ya da Türkçe adıyla ‘Hubie’nin Cadılar Bayramı’nı hiç kafa yormadan çok hafif ve yer yer komik olabilen bir film seyretmek isteyenlere önerebilirim.

        5/10

        Diğer Yazılar