Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ne ‘Kulüpler Yasası’nı çıkarabildik ne de Süper Lig A.Ş.’yi kurabildik... Var olan sorunlara çare bulamadığımız gibi yenilerini de öteledik... Doping tartışması, olduğu gibi rafa kaldırıldı... Yani gelecek sezona büyük bir gürültüyle başlayabiliriz... Çünkü Futbol Federasyonu bünyesindeki “Doping Kurulu” futbol için tam bir “canlı bomba...”

        Koca bir sezonu daha harcadık. Acil çözüm bekleyen hiçbir sorunu çözemeden koca bir yıl geçti... TBMM, yakında tatile gireceği için muhtemelen bir ‘Yasama Yılı’nı daha hüsranla kapattık...

        Ne ‘Kulüpler Yasası’nı çıkarabildik ne de Süper Lig A.Ş.’yi kurabildik... Var olan sorunlara çare bulamadığımız gibi yenilerini de öteledik... Doping tartışması, olduğu gibi rafa kaldırıldı...

        Yani gelecek sezona, büyük bir gürültüyle başlayabiliriz... Çünkü Futbol Federasyonu bünyesindeki “Doping Kurulu” futbol için tam bir “canlı bomba...”

        ***

        Beşiktaş ve Osmanlıspor kamplarına yapılan doping baskını çok tartışılmıştı... Beşiktaş tarafı, büyük gürültü koparmıştı... Futbol Federasyonu, bunun üzerine aralarında marka isim Ömer Taşer’in de olduğu Doping Kurulu’nun istifasını istemişti...

        Osmanlıspor dışında hiçbir kulübe gitmeyip sadece Beşiktaş’a baskın düzenlemek, elbette tartışılacak ve tepki verilecek bir konudur...

        Federasyon, her konuda olduğu gibi, bu konuda da kamuoyunu aydınlatacak bir bilgi vermedi... Bir sezon boyunca hangi kulüplere gidildi, hangi takım veya futbolculardan numune alındı, bunu bilmiyoruz... Biz de iddialar ve varsayımlara göre yorum yapmak zorunda kalıyoruz...

        ***

        Hele bir de Beşiktaşlı bir futbolcu veya birkaç oyuncuda “yasaklı madde”ye rastlanırsa, seyreyleyin gümbürtüyü... Futbol Federasyonu’nun özür dilemesi, kurulu görevden alması hiçbir şeyi değiştirmez...

        Beşiktaşlı futbolcu ceza alır da ikiden çok oyuncuda doping çıkarsa, puan silmek veya değişik cezalar vermek zorunda kalırsa, hele şampiyonluğu tehlikeye sokarsa, bunu kim nasıl çözecek!

        Keza Osmanlıspor’un UEFA’daki durumuna zarar verecek bir sonuç olursa ne Melih Gökçek’i durdurabilirsiniz, ne de kulübü susturabilirsiniz...

        Köln Laboratuvarı, dünyanın en güvenilir ve tavizsiz merkezidir... Herhangi bir numunedeki sonucu asla değiştirmez, hiç kimseye taviz vermez...

        Yani Türk futbolu, bu sonuçları nefesini tutarak bekleyecek, sonuçlar negatif çıkarsa problem yok. Aksi halde, düşünmek bile istemiyoruz...

        Şike sürecinde 2011’den bu yana tartışmaların dinmediği gibi yine nur topu gibi bir evladımız daha olacak, haberiniz olsun...

        ***

        Doping muhtemelen insanlık tarihi kadar eskidir, dopingle mücadele de... 1988 Seul Olimpiyatları’nda Kanadalı sprinter Ben Johnson’ın rekorunun iptali ve altın madalyasının elinden alınıp ABD’li Carl Lewis’e verilmesi hala hafızalarda...

        Doping yaptığını itiraf eden ABD’li bisikletçi Armstrong’un bütün madalyaları, ödülleri ve itibarı elinden alındıktan sonra son olarak da Rus tenisçi Sharapova’nın yaşadığı dram herkesin malumu...

        Daha pek çok sporcu, doping cezası almış, ya da geçici veya tekrarı halinde ömür boyu spordan men edilmişti... Bu bütün dünyanın vazgeçilmez gerçeği...

        ***

        1990’lardan itibaren artık BM’nin, UNESCO’nun ve Avrupa Konseyi’nin bizzat ilgilendiği sadece haksız rekabetle mücadele değil, aynı zamanda sporun sağlık için yapılması gerektiği, madalya, ödül ve şöhret uğruna hiçbir insanın hayatının tehlikeye atılamayacağı düşüncesi, kesin hâkim unsur oldu...

        Özellikle 2000’li yıllarda Dr. Jacques Rogge’nin IOC Başkanlığı dönemi, dopinge karşı “sıfır tolerans” parolasıyla ortalığı kasıp kavurdu... WADA tam yetkiyle direksiyonu ele aldı hem de bütün branşları kapsayarak... Direnen FIFA da 2006 Dünya Kupası’yla teslim oldu ve WADA’ya tabi oldu... Bunu ABD’nin NBA’i takip etti...

        Bizde ise Futbol Federasyonu hala yanlışta ısrar ediyor... Devletten, federasyonlardan, kişi ve kurumlardan bağımsız, özerk Türkiye Anti Doping Ajansı’nı kurmak için M. Ali Şahin’in bakanlığı, bizim Genel Müdürlük dönemimizde, devlet olarak uluslararası sözleşmeye imza atmış, TBMM’den de geçirmiştik...

        Ajansı da hükümet olarak TBMM’ye sevk etmiş, komisyonlardan geçirerek Genel Kurul’a kadar indirmiştik... Ancak bizden sonra kaldı ve kanunlaşamadı... Merhum Hasan Doğan başkanken federasyon çok karşı olmasına rağmen biz futbolu da TADA’ya tabi etmiştik...

        TADA kanunlaşamayınca bu sefer Prof. Uğur Erdener başkan iken TMOK bünyesinde bir birim oluşturuldu ve bu hizmeti vermeye başladı... Futbol ise, yine sözleşmeyi imzalamadı, kendisi yürütmeye devam etti...

        Hâlbuki dopingle mücadele, hiçbir federasyonun insafına ve kişileri istifa ettirecek kadar kişilerin iki dudağı arasına bırakılmayacak kadar önemli... Nitekim de, ne kadar büyük yanlış yaptıkları ortaya çıktı... Federasyon başına bela aldı...

        ***

        Tabii bu işler federasyonun keyfine bırakılmamalıydı... Bakanlık duruma el koyarak futbolu da TMOK bünyesindeki bağımsız Doping Kurulu’na bağlamalıydı... Ama ne eski, ne de yeni hiçbir bakan o iradeyi gösteremedi...

        Böyle olunca da ne ciddi bir kontrol yapılabiliyor, ne de adalet mekanizması işliyor... Doping kontrolü tabii ki ani yapılır, hiçbir kulübe veya sporcuya bilgi verilmez... Her zaman her yerde, antrenmanda, kampta, evde; gerekirse tatilde, gittiğin şehir veya ülkede yapılır...

        Buna da kimse itiraz edemez... Engellemek, direkt dopingli muamelesi görmek demek... Ama eğer herkese eşit muamele olursa... Adalet sağlanırsa... Bir yıl boyunca yat, sonra da git sadece Beşiktaş’a bak olmaz...

        ***

        O zaman da bu fırtınalara göğüs germek zorundasın... Geremiyorsan, kelle verirsin, inandırıcılığını da itibarını da kaybedersin... Zaten sezon boyunca pek çok kulübün canını yakan uygulamalarla, adaleti sorgulanan federasyon da bu yükün altında kalır...

        Sayın Bakan ve ekibine tavsiye ediyoruz, en ufak bir hatasında özerk federasyon başkanlarının kellesini almayı bırakın da özerk futbolun yanlışlarını düzeltin... Her şeyi sümen altı ederek, sorunları öteleyerek, kaosu derinleştiriyorsunuz... Bir sezonu daha harcamayın. TBMM tatile girmeden, acilen çözün.

        Diğer Yazılar