Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye, bırakın eski sorunları çözmeyi, yeni döneme, yeni halkalar ekleyerek giriyor... Ligler başladı, hakem tartışmaları kaldığı yerden devam ediyor... Avrupa Şampiyonası’nda başarısızlık sonrası, darmadağın olan Milli Takım, bunu daha da büyüterek yarınlara koşuyor...

        Yöneticilerin demeçleri, kan davasını daha da körükleyecek gibi... Yıllardır devam eden yanlış transfer politikası, dolu dizgin devam ediyor... Yanlışlarda gaza basan, doğrularda freni kullanan bir yapı, Türk futbolunu uçuruma doğru gòtürüyor... Ne olaylardan bir ders alınıyor, ne de yaşananlardan ibret... Son sürat şarampole doğru yuvarlanıyoruz...

        ***

        Aslında bugünkü yazımızda, “Yeni bir sayfa açalım, birikmiş sorunlarımızı çözelim, sporun, özellikle de futbolun bütün unsurları bir araya gelip birlik beraberlik içinde, karşılıklı anlayışa dayalı, sevgi ve saygı sınırlarını koruyarak, hoşgörüyü en üst seviyeye çıkararak yeni bir dünya kuralım” diye çağrı yapacaktık ama kursağımızda kaldı...

        En çok tartışılan hakemlik müessesesinde başkan değişikliğine gidildi ve Kuddusi Müftüoğlu’nun yerine, bir kez daha Yusuf Namoğlu getirildi... Ama hiçbir şey değişmedi... Daha ilk haftadan itibaren yine hakemlerle ilgili şikayetler, tek taraflı, çok taraflı, kaldığı yerden devam etti...

        “Hakemler de insandır, hata yapabilir” anlayışı yerine, bütün suçu düdüklere yükleyen bir yargının devam edeceğini gördük...

        Hele ilerleyen haftalarda, transferlerdeki yanlışlıklar ortaya çıktığında, taraftarın protestosu yükseldiğinde, çaresiz kalan yöneticilerimiz hakemlere yüklendiğinde, iş yine çığırından çıkacak ve sabah akşam yatıp kalkacağımız insanlar da hakemler olacak...

        Halbuki en az hakemler kadar tartışmamız ve bir an önce çözmemiz icabeden o kadar çok taraf var ki, yine hiçbir sorunla yüzleşemedik, hiçbirine başlayamadık...

        ***

        Lig arasında da durmayan demeçler savaşı, yeni sezonda da erken başladı... Birbirlerine ağır ithamlar, eleştiriler ve bombardıman, başta Futbol Federasyonu olmak üzere, pek çok kulübü hedef alıyor...

        Federasyon, zamanında tedbir alsa veya ilk kıvılcımda müdahil olsa, belki karşılıklı demeçleşme olmayacak ve olaylar büyümeden önlenecek... Ancak geciken adalet, adalet değildir prensibi doğrulandı, yine kaos geldi...

        Tek yapılan ise suç unsuru oluşunca disipline sevk etmek, cezalandırma yönteminini benimsemek... Onun da çözüm olmadığı tecrübelerle sabit...

        ***

        Şu transfer politikasına bakın Allah aşkına... Ne ellerde bir kriter var, ne de zamanı kullanma becerisi...

        Önce bütçe onaylanır, eksik mevkiler tesbit edilir, alınacak isimler önceden alternatifli olarak belirlenir, kamp başlamadan transferler yapılır... Kadrolar şekillenir, sakatlık veya olağanüstü bir durum olursa da transferin bitiş tarihine kadar giderilir...

        Kamp yememiş hiçbir oyuncu kadroya dahil edilmez, hazır olmayan futbolcularla, yarım sezon kaybetmek göze alınmaz... Çalışan oyuncular hak ettikleri formayı almalıyken, dışardan gelen idmansız ünlü isimlere forma verilmez...

        Adalet duygusu zedelenmez, hoca ve yönetimlerin haksızlıkları sorgulanmaz... Ama bir değil, iki değil, bizde transferlerin büyük kısmı böyle yapılıyor... Hesapsız kitapsız, panik halinde ve acaleye getirilerek, belki daha ucuza alırız zannedilerek daha pahalıya getirilerek ve kulüplere de zarar ettirerek...

        ***

        İşin enteresan tarafı, daha önce bu işi çok iyi yapıyor diye alkışladığımız, bazı yönetici ve kulüpler de genele uyarak bu sezonda tam bir fiyasko yaşattılar...

        Sonradan alınan oyuncular, ne zaman form yakalayacaklar da takıma girecekler, size ligde, ya da kupada, en önemlisi de Avrupa’da katkıda bulunacaklar?.. Bunların hepsi soru işareti...

        Ayrıca, oynayamadıkları da bir sorun, oynamaları da bir sorun... Birini çözdüm derken ötekisi başlayacak, sorunlar yumağı haline gelecek... Çöz çözebilirsen...

        Yurt dışına giden dövizlere mi yanarsın, alınan üçüncü sınıf oyuncuya ödenen birinci sınıf paralara mı yanarsın, kulüplerin bozulan mali yapısına mı, milli servetin çarçur edilmesine mi, forma şansı bulamayan Türk gençlerinin fırsat bulamamasına ve heba olmasına mı... Yazık, çok yazık...

        ***

        Ve Milli Takım’daki gelişmeler... Yıllardır Türkiye’yi taşıyan büyük yıldızlar yok... Ancak bu sefer çoğu, Avrupa Şampiyonası hezimetinin suçlusu kabul edilerek... Arda, Burak, Selçuk, Gökhan, Caner ve diğerleri...

        Dünün kahramanları, bugünün hainleri mi?.. Hiçbir futbolcumuz, bu muameleye layık değil... Gidişat iyi değil... Yeni isimler, başarılı olsalar bile, bu sorun çözümlenmiş olmuyor...

        Yıllardır büyük başarılara imza atan, sorun çözen, Fatih Terim’in, sorunları daha da büyüten bu tavrı, inşallah Türkiye’ye pahalıya mal olmaz...

        Ne umuyorduk, ne bulduk, yeni bir sayfa açmayı beklerken, “şikeşiddet- doping”in kirlettiği sayfalarda huzur arayıp, istikrar karalıyoruz... Allah sonumuzu hayretsin...

        Diğer Yazılar