Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yeni stadıyla beraber, yeni mali kaynaklara kavuşmayı bekleyen ve özellikle de artık mutlaka başarıyı yakalamayı arzulayan Trabzonspor’un, ligde gösterdiği performans, bugünlerde camiada tam bir kâbus yaşatıyor...

        Doğrusunu söylemek gerekirse; taraftarı teselli edecek kelimeler de, insanlar da tükendi... Ağızları bıçak açmıyor, “ümitlerin artmasını bekleyenler, üzüntünün büyüdüğünü” görüyor ve artık gelecek için karamsarlığa gark oluyor...

        Daha önce sürekli birilerini teselli etmeye çalışanların bile teselli edilmeye muhtaç hale geldiğini görüyoruz... Yıllardır “sabır” diye diye camiayı rahatlatmaya, geleceğe motive etmeye çalışan tüm kaleler de yıkıldı...

        ***

        Trabzonspor camiası, artık sabırla bekleyebilecek olmaktan çıktı... 3 yıl, 5 yıl önce o kelimelere bile kerhen tahammül eden bir taraftar, bugün bunları duymak bile istemeyen, adeta nefret eden bir duruma geldi...

        “Sabır aşaması”nı çoktan geçen ve “sabrı taşanları teselli etmek” zorunda olan bir yapı var ortada... Bedbinlik, dekadanlık, karamsarlık, kötümserlik, hepsi taraftarı esir almış durumda...

        Uzun ince, kırık dökük, çukur çamur, dikenli bir yolda, yokuş aşağı giden, yalpalayan, frenleri tutmayan, kütür kütür sesler gelen, “hep kaza yapan, sürekli darbe alan bir araba gibi Trabzonspor” algısı var...

        ***

        Daha önce gecesi gündüzü, işi gücü, yemesi içmesi, hayatının her aşaması Trabzonspor olanlar, hangi ortam olursa olsun, muhabbeti mutlaka oraya getirenler bile, konu açıldığında gündemi değiştirmeyi tercih ediyorlar...

        Koca bir şehir, efsane bir yapı, bütün zorluklardan çıkabilmeyi başarmış ve her an silkinip şahlanabilecek, bunu da direkt başarıya dönüştürecek bir camia, başını önüne eğip yolunu değiştiriyor... Bunda tabii ki haklılık payı vardır ama mutlak bir “ümitsizlik hastalığı”nın pençesine de yakalanmış demektir...

        ***

        Peki, pes etmek mi lazım, tabii ki değil... Elbette Trabzonspor, ilk şampiyonluğu yaşadığı 76’dan sonra ipi göğüslediği bütün yıllarda tabii ki bundan daha iyiydi... Ligi ikinci, üçüncü bitirdiği, kupayı kucakladığı, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık kupalarını aldığı yıllarda da daha iyiydi kuşkusuz...

        Ancak, daha kötü olduğu sezonlar da yaşadı, kupalara ve Avrupa’ya hasret yılları unutmayalım... Küme düşme hattında olduğu ve kâbus gördüğü günler de yaşadı, taraftarının rencide olduğu, camianın küçük düştüğü dönemleri ilk defa yaşamıyor...

        Trabzonspor’un; dip yaptığı bir sezondan hemen sonra, şampiyonluğu kovalayan, kupalara el koyan ve Türkiye’yi kasıp kavuran bir kasırgaya dönüştüğünü, herkes biliyor...

        ***

        Başkan Usta ve yönetiminin yanlışları, Ersun Yanal’ın hataları olabilir, futbolcuların performansı eleştirilebilir ama unutulmamalı ki, kendi alanında çok başarılı olan arkadaşlarımız var o kadroda...

        Hocanın geçmişteki grafiği belli... Futbolcu kadrosunda, pek çok kulübün sahip olmak isteyeceği yıldızlar var... Silkinip, şahlanacak ve yükselişe geçip yeniden dirilişi yaşatacak bir potansiyel var...

        O halde ey Trabzonspor camiası, yine kenetlenme, fedakârlığa devam zamanı... 15 Temmuz gibi, Kurtuluş Savaşı gibi... 1967 ruhu gibi... 70’li, 80’li yıllardaki gibi... 1996’da, 2004’te ve 2011’deki gibi...

        Oturup ağlamak, üzülüp kenara çekilmek, teslim bayrağını çekmek, karanlıkta saklanmak, Trabzonlu’ya ve Trabzonsporlu’ya yakışmaz... Her bir fert, eğilmez bir baş, bükülmez bir bilek olmak zorunda...

        ***

        Trabzonspor, yeni stadına, yeni mekânına kavuşuyor... Orada 40 bin 61 kişiye oynayabilmenin yolu başarıdan geçiyor... Stadın isim hakkını, üç beş katına pazarlamanın, kombinelerden daha çok para kazanmanın, localardan milyonluk gelir elde etmenin yolu da...

        Stadın dışındaki ticari alanlardan, kulübün geleceğini kurtaracak bir kaynak gelmesinin yolu da yine başarıdan geçiyor...

        O zaman kollar sıvanacak ve önce başkan ve yönetim, kısa zamanda toparlanmanın; teknik kadro, çıkışa geçmenin; camia, desteğe devam etmenin; taraftar, tribüne koşmanın ve bütünleşmenin yolunu bulmalı...

        Türkiye’nin Trabzonspor’a ihtiyacı var... Trabzonspor’un geleceğini kurtarmak isteyen herkes göreve...

        Diğer Yazılar