Proje de destek de büyük
Galatasaray Kongresi’nden tarihi bir karar geldi... Dursun Özbek başkanlığa geldiği günden beri yerden yere vuranlar da dâhil neredeyse herkes, Florya ve Riva projelerine destek verdi...
Öyle yüzde 51’e 49’la değil, büyük bir çoğunlukla... Neredeyse, “ekseriyeti azim”le... Demek ki, en çok eleştirilen bir yönetimin hazırladığı ve kulübe büyük katkısı olacak projeler üretildiğinde, bütün bir camia yekvücut olabiliyor...
Bunun en son ve somut örneği de Galatasaraylı kongre üyelerinin sergilediği duruştur... Bu açıdan da bu birlikteliği sağladıkları ve kulübün menfaati olunca ortak hareket etmeyi başardıkları için kendilerini kutluyoruz...
***
Bu, bütün kulüplere, kurum ve kuruluşlara örnek olacak bir davranıştır... Önyargıdan kurtulmanın, ortak noktada bütünleşmenin adıdır... İnşallah bütün kulüplerimiz de bu büyük projelerle asgari müşterekleri sağlar, kendi içlerinde ortak hareketi keşfederler...
Tabii ki, çoğu borç batağındaki kulüplerimizin kurtuluşunun reçetesi de budur... Yeni kaynaklar bulacaksınız, var olanları gelire dönüştüreceksiniz, giderleri azaltacaksınız, israftan ve savurganlıktan kaçınacaksınız, başarılı olduğunuzda da, bunu pazarlayacaksınız. Yoksa kimse size durup dururken paraları altın tepside sunmuyor, gelirlerimizi paylaşalım demiyor... Hele de, iki de bir devletin kapısını çalarak, borçları sildirme talebinde bulunmak hiç de uygun değil...
Olması gereken, kulüplerin gelirlerini azami artırmak, giderlerini de asgariye düşürmek, altyapılarını güçlendirmek, özkaynağından yararlanmalarını sağlamak ve nihai olarak da, ayaklarını yorganına göre uzatmasını temin etmek...
***
Galatasaray Kulübü de dâhil, özellikle şampiyon olan 5 büyük kulübün, diğer refiklerine idari ve mali açıdan örnek olması, bu konuda en sağlıklı adımları atması gerekiyor...
Devletin spor lehine çıkardığı yasalar ve düzenlemeler aslında tam kullanılsa, istismar edilmese ve en büyük verimle değerlendirilse, bugün sporumuz bambaşka bir yerde olurdu...
Hiçbir kulübümüzün borcu olmazdı, olsa bile ödeyemeyeceği boyutları konuşmazdık, belki kasalarında parası da olurdu... Para basan, fabrika gibi çalışan bir futbolcu ordusu olurdu... En azından böyle bir mekanizmayı da kurardı ama öyle olmadı...
Gençlerbirliği, İlhan Cavcav liderliğinde bunu başardı ama Kulüpler Birliği Vakfı Başkanlığı’nda bile bunu diğer kulüplere yansıtamadı... Başka birkaç kulüp örneğimiz de var aslında ama sayıları çok az...
***
Dursun Özbek, göreve gelir gelmez çok yanlış bir şey yaptı ve şampiyon bir hocayı, hem de başarısız değilken gönderdi... Bu, Türkiye’de de kötü bir geleneği ve vefasızlığı ifade ediyordu...
Bu icraat yüzünden başkan ve ekibi çok yıprandı... Biz de çok yanlış bulduk ve eleştirdik... Ancak hem transferde doğruları çok fazla, hem de saha sonuçlarında rahat bir nefes aldı...
Camiada epey güven toparladı ki, Florya yuvasını ve yılların arazisini değerlendirmek için yetki aldı... Bu açıdan da kısa zamanda geldiği nokta önemli... İnşallah başarılı da olur ve bütün kulüplere cesaret gelir.
Göreceksiniz, pek çok kulüp de peşinden gidecek ve aynı yolu deneyecek.. Büyük düşünmek lazım, büyük proje üretmek lazım, demek ki büyük projeler, büyük destek de buluyor...
***
Demek ki iç çekişmeler, dış kavgalar, tribüne oynamalar, göz boyamalar, başkalarına sataşmalar, devlete meydan okumalar, rakipleri rencide etmeler, bir işe yaramıyor...
Sadece kendi işini iyi, iyi de yetmez, en iyi yapacaksın, camianla bütünleşeceksin, toparlayıcı olacaksın ve projelerini benimseteceksin...
Türk sporu için yeni bir dönüm noktası olsun ve her alanı kaplasın... Kararlılık, çalışmak, üretmek, iyi niyet, samimiyet, güven, gerisi Allah kerim...
