Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        O kadar önemlidir ki, “vicdan”... O derece değer taşır ki... Onsuzluk, ayarsız bir saatten farksızdır, yanlış işleyen pusula gibidir, sizi yoldan çıkarır... Adaletten alıkor, zulüm yaptırır, cürüm işletir... Toplumun sıhhatine zarar verir, kaosa sürükler...

        Sporun ruhunu köreltir, ayarlarını bozar, adaletin terazisini şaşırtır, kantarın topuzunu kaçırır... Kazanana haram lokma yedirir, kaybedenin ahını alır... Taraftarın sabrını taşırır, toplumun huzurunu dinamitler...

        Ne kazanan, ne kaybeden... Ne sporcusu memnun olur, ne de hocası ve yöneticisi... Sonunda düzen bozulur, dengeleri altüst eder, kurumlar güvenilmez, adalet inanılmaz, kişiler sevilmez olur... O toplumda spor yapmak da imkansız hale gelir...

        * * *

        Hakemlerimizle ilgili tartışmaların başlangıcını bilmiyoruz ki, biteceği zamanı da tahmin edelim... Sıfır hata olmasını da hiç beklemeyelim... Ancak çifte standarda, güçlü güçsüz veya İstanbul-Anadolu ayrımına karşı çıkalım, eşitliği savunalım...

        Hak edenin kazanmasını arzulayalım... Gürültüsü bol, sesi çok çıkanla, tevazusu bol olanı bir kefeye koyalım... Adaletin olmadığı, vicdanın tatile çıktığı bir ortam, hiç kimseyi mutlu etmiyor... “Komşusu açken tok gezen”i reddeden bir değerler sistemi, zalimle mazlumu aynı ortamda idare edemez...

        Bataklığı kurutmadan sivrisinekle uğraşan bir sistem, hiçbir zaman huzuru sağlayamayacaktır, spora barışı getiremeyecektir...

        * * *

        15 Temmuz sonrası sporda da FETÖ operasyonları yapılıyor, diye MHK lağvedildi... Bizim, alakası olmadığını düşündüğümüz Kuddusi Müftüoğlu da, muhtemelen “fırsat bu fırsat” denilerek tasfiye edildi...

        Zor dönemlerin adamı Yusuf Namoğlu yine direksiyonda... Görev süresi bu sefer ne kadar, bilemiyoruz. Sanki sorun MHK Başkanı veya sadece hakemlermiş gibi... Bataklık, hala koku saçıyor, herkes bedel ödüyor... Olan da puanları çalınan, haksızlığa uğrayan takımlara oluyor...

        “Yeter ki, güçlüleri karşımıza almayalım, eli ağır başkanları kızdırmayalım, arkasında medyası ve taraftarı olanların tepkisini çekmeyelim” anlayışı... Sesi çıkmayan veya çıksa bile Etiler’e ulaşmayanları, yok sayma, ya da adam yerine koymama alışkanlığı...

        Türk hakemliğinin önemli isimleri, Fırat Aydınus’un da, Mete Kalkavan’ın da, dünya arenasının vazgeçilmezi, Cüneyt Çakır’ın da içerde “istenmeyen” ve paramparça olmasına sebep olan sistemi ortadan bir türlü kaldıramadık...

        Asıl o sistemi yıkıp, aktörlerini yenilemedikten sonra, daha çok zulümler göreceğiz, daha çok kavgalara şahit olacağız...

        * * *

        İllegal bahisin ülkeye maliyetinin ne kadar büyüdüğünü, bunu güçlü birilerinin yönettiğini, başka birilerinin koruduğunu aylar önce HABERTÜRK grubu dile getirdi, tıpkı refikleri gibi...

        Biz de “sorumlular korunuyor” demiş, yetkilileri göreve çağırmıştık... Ancak üzerine alınan olmadı... Yılda en az 6 milyar TL olduğunu tahmin ettiğimiz kayıp, hala devam ediyor...

        Göstermelik bir operasyon yapıldı ve baronlara dokunmadan, bula bula, normal zamanda hiç uğramadıkları Elazığ’a kadar uzandılar ve dişlerine göre gördükleri Gakgoşlar’ın genç kalecisi Çağlar’ı gözaltına aldılar...

        * * *

        Spor Bakanı, Olimpiyat dönüşü, başarısızlığın faturasını ödemek üzere federasyon başkanlarını istifaya çağırmıştı... Biz de, “Siz olsa olsa, en başarılılarından başlarsınız” demiştik zaman bizi haklı çıkardı... En çok bedel ödeyenler, Türkiye’nin yüzünü en fazla ağartanlar...

        Örnekler çok fazla, şimdilik, bu kadarla yetinelim... Bütün kurumlara adaleti yerleştirirsek, her ferde, vicdanın sesini dinletirsek ve yeni sistemi de böyle inşa edersek, bambaşka bir dünyaya uyanabiliriz...

        Diğer Yazılar