Değerlerimizi de kaybedersek!
Sporda henüz istenen seviyede olmadığımızı biliyoruz... Olması gereken yere çıkabilmek için, bu hızla, daha yıllarca çok çalışmamız gerekecek... Sporcu sayımız az olunca, hoca ve yönetici sayımız da o kadar az... Üniversitedeki öğretim üyeleri de, antrenör ve spor elemanları da, fizyoterapist, spor psikoloğu, spor hukukçusu da, menajeri de, taraftarı da öyle... Hele engelli sporlarında madalya yansımaları çok iyi olduğu halde, sayısal olarak hala çok gerideyiz... Dolayısıyla, engelli yönetici ve hocalarımız ve spor elemanlarımız da... Bu yüzden, engelli branşlarımızı yönetenler, çoğu defa engelsizler...
ALS LİDERİ İSMAİL GÖKÇEK
Sayıları artmakla beraber, yine de bu alandaki yöneticiler ezbere sayabileceğiniz kadar az... Bunların başında da ALS Derneği Başkanı İsmail Gökçek geliyor... Yıllarca Trabzonspor ve İstanbulspor’da başarılı futbolculuk hayatından sonra, bu hastalığa yakalanınca, hayata küsmedi ve bir kenara çekilip akıbetini beklemedi...
Kolları sıvadı ve ALS hastaları için kurulan bu derneğin başına geçerek hem yaralara merhem olmaya çalışıyor, hem de toplumsal bilinç oluşması için gayret sarf ediyor... Hem de kahramanca... Kendisi gibi G.Saray, F.Bahçe ve Milli Takım’ın unutulmaz isimlerinden Sedat Balkanlı’yı toprağa verinceye kadar, birlikte göğüsledikleri zorlukları, şimdi, bir avuç gönüllüyle aşmaya çalışıyor...
Turgay Şeren gibi bir efsaneyi de kaybedinceye kadar, son yıllarında tekerlekli sandalyede ağırladığımızı unutmayalım... En büyük yardımcıları da eşleri Adalet Gökçek ve Şükran Balkanlı ile fidan gibi gençleri... Kendilerine, bu kutlu mücadelelerinden dolayı teşekkür edelim ama mutlaka da omuz verelim... Unutulmamalı, hastalık insanlar için, aynı zamanda da herkes bir engelli adayı...
ŞENOL BİROL’A DESTEK
Türkiye’nin efsaneleşen sloganlarını taşımak ve hala yaşatmak kolay değil... “Şenol-Birol gol”, bizden önceki nesilden bize miras kalmıştı, muhtemelen gelecek kuşaklara da tazeliğini koruyarak emanet edilecek...
Şenol, Rize’de yaşıyor ve gelen haberlere göre ilgi ve desteğe ihtiyacı var... Bu konuda özellikle futbolla ilgili tüm kurumlara, ev sahibi Rizespor ve Rize’nin değerli valisi ve belediye başkanına da görev düşüyor...
Şenol ve belki bizim, kimsenin haberi olmadan, Türkiyemiz’in dört bir yanında, kimbilir daha nice değerimiz bugün mağdur... Görev ağır ama kutsal... Kolları sıvamak lazım...
ERZİK’İN BAŞI SAĞ OLSUN
Türk futbolu Avrupa sahalarında sürüm sürüm süründürülürken, hakem hatalarıyla rakiplerine yem edilirken çaresizce seyrediyorduk... Bir gün Şenes Erzik diye bir adamımız, havuz sistemini kurmak dahil, ilkleri yapan başarılı federasyon başkanlığından sonra, önce UEFA’da, ardından da FIFA’da yükseldikçe yükseldi... Asbaşkan oldu, hakem komitesi de ona bağlandı...
Tribünde Erzik olunca aleyhimizdeki düdükler dindi ve rahat bir nefes aldık... Bizim de Genel Müdürlük dönemimizde aldığımız ve 2005’te İstanbul’da ev sahipliği yaptığımız Liverpool-Milan Şampiyonlar Ligi finali, pek çok işbirliğimizin en büyük projelerinden biri oldu... Sonra Erzik bıraktı, şimdi yine mağdur olmaya başladık... Başta Futbol Federasyonu olmak üzere, sporu yöneten herkesin Erzik’e bugün daha saygılı davranması ve vefalı olması gerekiyor... Ancak nerede?... Erzik, kalp ameliyatı olmuştu, pek ilgilenen olmamıştı... Önce geçmiş olsun demiştik, şimdi de başsağlığı diliyoruz... Dün ise ağabeyini toprağa verdik. Federasyon Başkanı ve yönetimi ile bir avuç dostu oradaydık... Bu anlayışın yaygınlaşarak devam etmesi, en çok da sporun vefasının gereği...
TOGAY BAYATLI KÖŞESİNDE
Türkiye Spor Yazarları Derneği Başkanlığı’ndan sonra, Türkiye’nin uluslararası ilk dünya başkanıdır Togay Bayatlı... 12 yıl dünya basınını başarıyla yönetip kendi isteğiyle ayrılmıştı... Sinan Erdem’den sonra Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanlığı dönemi, yine bizim en yakın çalıştığımız devir oldu... Türkiye’ye aldığımız organizasyonlarda hep aktif çalışmıştı. Hazırlık Düzenleme Kurulumuz’un en aktif üyelerinden biriydi... Şimdi, rahatsızlığı sebebiyle evine kapandı, anılarını yaşıyor... Gittik ve ziyaret ettik, ilgilenmek isteyenlere önemle duyrulur... Allah gecinden versin, öldükten sonra ah ü vah etmek, bir işe yaramıyor...
Duyarlı olmazsak, Türkiyemiz’i yüceltenleri yüceltmezsek, vefasızlık yaparsak, zaten sayısı az olan değerlerimizi de kaybedersek, nasıl ayakta kalacağız ki?
