Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çok meşhur bir Türkiye tezahüratıdır... Her milli maçın, her Avrupa kupası müsabakasının vazgeçilmezidir... Genelde maç öncesi başlarız ve meydan okuruz, “Avrupa Avrupa duy sesimizi” deriz...

        Bugün bir taraftan siyaseten gergin günler yaşadığımız, diğer yandan da sporda rekabet etmekte olduğumuz Avrupa... Her ikisinde de amaç, sesimizi gür bir şekilde duyurmaya çalışmak, varlığımızı hissettirmek...

        ***

        Sporun Avrupa’sının adaletinden hep şikayetçi olduk... Siyasetin Avrupa’sı ile ise çağlar boyu sürekli savaştık... Dünyayı sömürmesinden, insanlığa karşı insanlık suçu işlemesinden, suçluları korumasından...

        Özgürlük ve insan hakları konusunu hep kendilerinden yana yontmasından, iş başka milletlere veya üçüncü dünya ülkelerine gelince, vicdanlarını kiraya vermelerinden...

        Son olarak bir Türk kadın bakana karşı kaba saba davranışlarından ve araçları sivillerin üzerine sürüşlerinden, köpeklerine parçalatmalarından, kendilerini belli ettiler bir kez daha, maskelerini düşürdüler...

        Sizin, “Avrupa Avrupa duy sesimizi” deyişinizi duymamazlıktan gelmişken... Bu sebeple siyasi Avrupa ne kadar incelmiş görüntü verse de, hala “Yontma Taş Devri’nden kalmış ama yontulmamış tortu”yu temsil ediyor... Hep sabıkalı oldular, bundan sonra da olmaya devam edecekler...

        ***

        Bugün asıl konu, futboldaki serencamımız... Yıllardır, tarihimizde kalıcı olmayan, geçici birkaç başarıyla avunup durduk... Dünya üçüncüsü Milli Takımımız, 2002’den beri bir türlü başaramadığı Dünya Kupası finallerine gidebilmek için yeni bir sefere çıkıyor... Avrupa Şampiyonası’ndaki kötü izleri silmek ve Rusya 2018’e katılarak gönül almak istiyor...

        Avrupa kupalarında ise tek takıma kadar düştük... Halbuki, Belçika’nın bile 2 takımla ilk 8’e girdiği UEFA Avrupa Ligi’nde biz sadece Beşiktaş’la kaldık...

        Hem de Osmanlıspor’un fırtınalar estirdiği, Fenerbahçe’nin grubu lider bitirdiği, Konyaspor’un iyi sonuçlar aldığı bir sezonda bile... Bu yüzden Beşiktaş’a ne kadar teşekkür etsek azdır...

        ***

        Beşiktaş, yükselen değer... Örnek yönetimiyle yükselen değer, bilge hocasıyla yükselen değer, futbolcularıyla, dolu tribünleri, doğruları çoğaltmasıyla yükselen değer... Ve en önemlisi de başarılarıyla yükselen değer...

        Türkiye nefesini tuttu, Avrupa’da Beşiktaş’ı izliyor... O kadar büyük borcun altında ezilmeden de kadro kurmanın, içeride ve dışarıda başarılı olmanın en güzel örneklerini sergiliyor...

        Bunca başarıya rağmen tevazusunu koruyabilen başkan, hoca, yönetim, teknik kadro ve futbolcularını izliyor...

        Taraftarı muhteşem... Asla taşkınlık yapmadan, sadece kendi takımına, hem de desibel rekorlarını kırarak nasıl destek verileceğinin en güzel şovlarını gerçekleştiriyor...

        ***

        Ve Beşiktaş da bütün bu doğrular bir araya gelince bol bol meyvesini topluyor, gönülleri fethediyor, ülkemize puan kazandırıyor, Türkiye’nin gururu oluyor...

        İnanıyoruz ki, en güçlü takımlardan biri de olsa O.Lyon’u da eleyecek ve yarı finale yükselecek... Geçici başarıları kalıcı hale getirecek, Avrupa Ligi’nde ve bu sene hakem katliamıyla elendiği Şampiyonlar Ligi’nde büyük işler başaracak...

        Yeter ki Orman’lı yönetim ruhu, Güneş’li bilge hocalık ve kolejli ruhlu futbolcularla ve bu taraftarla kenetlenerek yolunda devam etsin...

        ***

        Avrupa’nın kendine mal ettiği değerlerine yabancılaştığı, başkalarının özgürlüklerini hiçe saydığı, kadın bakana bile yüz kızartıcı saygısızlığı yaptığı, insanları köpeklerine parçalattığı ve siyası faullere başvurduğu bir dönemde, futbolda da Kiev’de veya diğer sahalarda ülkemize karşı işlediği cinayetleri tekrar etmemesi en büyük dileğimiz... Sporun diliydi “Avrupa Avrupa duy sesimizi” tezahüratı, siyasi bir dile çevirmek istemiyoruz... Gücümüzü sahada göstermek, cevabımızı sporda başarıyla vermek istiyoruz... Bunun için de yeni bir başlangıç yapmasını arzu ettiğimiz Milli Takımımız’ın ve önünün kesilmemesi dileğiyle “İşte bu Beşiktaş’ın ve Türkiye’nin ayak sesleri” diye bitiriyoruz...

        Diğer Yazılar