Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Beşiktaş, yarın tarihi bir maça çıkacak... Fransa’daki 2-1’lik yenilginin rövanşında evinde Lyon’u ağırlıyor... Aslında deplasmanda alınan, hele de gollüyse tek farklı yenilgiler, her zaman avantajlı bir skor olarak kabul edilir... Tabii İspanyollar hariç... Onlar 0-4’ü veya 1-5’i bile lehlerine çevirebiliyor ve 5-0, 6-1 kazanabiliyor... Hem de bunu, vakayı adiye olarak tekrar edebiliyor... Sözüm İspanya’dan dışarı...

        Normal ülke ve takımlarda ise 0-0 beraberlikle dönen bir takıma tur atlamak için 1-0 kazanmak nasıl yetiyorsa, 2-1’lik yenilgiye de yetiyor... Bu açıdan normalde turun favorisi Beşiktaş... Biz, Beşiktaş’a güveniyoruz... Maçı da turu da alacağına ve yarı finale yükseleceğine, finale çıkıp, G.Saray’dan sonra ikinci kez ülkemize kupayı getireceğine de inanıyoruz.

        ***

        Fransa; Avrupa Futbol Şampiyonası öncesinde, Almanya milli maçıyla başlayan şiddeti en çok yaşayan ülkelerden biri... Geçtiğimiz hafta, B.Dortmund-Monaco maçı öncesi de üç ayrı yerde patlayan bomba, maçın ertelenmesine sebep olmuştu... Lyon-Beşiktaş maçı öncesinde de stat içindeki ses bombaları, iki taraf arasındaki çatışma görüntüleri, seyircinin sahaya girmesi, neredeyse tehir tehlikesini getirmişken, 45 dakika gecikmeyle başlayabilmesi de, yine yürekleri ağızlara getirdi...

        1972 Münih Olimpiyatları’ndan bu yana sporu dokunulmazlık alanı ilan eden terör belası, artık bu alanda da bütün dehşetiyle varlığını göstermeye çalışıyor... Saha içini de dışını da sporcuyu da seyirciyi de tehdit ediyor... Bununla başa çıkmanın yolu, yurt içi-yurt dışında olsun fark etmez, asla taviz vermeden, elbirliğiyle, işbirliği halinde, topyekûn mücadeledir... Bütün ülkelerin uluslararası spor kuruluşları, federasyonlar ve kulüplerin, polis ve istihbarat örgütlerinin el ele çalışması ve hiçbir şekilde fayda ummadan, terörden beslenmeden, görevini eksiksiz yapması gerekiyor.

        ***

        Hal böyleyken Lyon'un, hem de güvenlik tedbirleri konusundaki zaaflarına rağmen, bunu kendi lehlerine avantaja çevirmek istemesi fırsatçılıktır ve spor ahlakıyla asla bağdaşmamaktadır. Lyon Başkanı Aulas’ın hezeyanı, Platini’nin UEFA başkanlığı döneminde Fransız takımlarını koruma alışkanlığı ve şımarıklığının bir devamıdır. Sonuç alamazsa bile, Beşiktaş taraftarı üzerinde baskı oluşturmak ve Beşiktaş takımına psikolojik bir operasyon yapma amacı gütmektir ve tur atlama uğruna her türlü dalavere çevirmeyi mübah görmektir. Sahada kazanamazlarsa, psikolojik baskıyla operasyon yaparak temsilcimizi saf dışı bırakma düşüncesini dışa vurmadır. Elbette ki UEFA, Platini’nin UEFA’sı değildir... Türkiye Futbol Federasyonu’nun da desteğiyle gelen ve Slovenyalı Ceferin başkanlığında yeni bir kurul vardır... Üstelik de Servet Yardımcı’nın seçilmesiyle artık orada da Türkiye, güçlü bir şekilde temsil edilmektedir... Bu başarıda emeği geçenleri kutluyor, Servet Yardımcı’yı tebrik ediyoruz... Şenes Erzik’in büyük itibarıyla ülkemize kazandırdıklarından sonra, yeni bir döneme giriyoruz... Türkiye, arkasında durarak, tam destek olarak Servet Yardımcı’nın da gecesini gündüzüne katarak, çok daha etkin bir konuma gelmesini sağlamak hepimizin vazifesi...

        ***

        Uluslararası kurallar çok net... Bir kulüp, evinde oynadığı maçların güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Hele de kendi inisiyatifiyle ve parasını da alarak rakip taraftarı, tribünlere karışık yerleştiriyorsa, sorumluluğu başkasına atamaz... Tabii ki deplasman takımları da organize ettiği, kefil olarak getirdiği taraftarların eylemlerinden sorumludur ve bir olay vuku bulduğunda da sonucuna katlanır...

        Her kulüp, kendi taraftarını eğitmeli ve maçlara organize bir şekilde götürmelidir... Hiçbir eyleme karışmaması ve şiddete bulaşmaması için çaba göstermelidir... Kesici, delici, yanıcı, yakıcı, patlayıcı, parlayıcı maddeler taşımasına müsaade etmemeli, edenleri dışlamalı ve güvenliğe teslim veya ihbar etmelidir... Aksi halde içeride de, dışarıda da kurallar sizi bağlar... Lyon’daki olayın organizasyonu, Lyon Kulübü’nün ve yerel kolluk kuvvetlerinin hatasıdır ve asla Beşiktaş’a bir bedel ödetilmemelidir... Lyon Kulübü ve Başkanı Aulas’ın yaptıkları ise bir provokasyondur ve Beşiktaş için organize ve psikolojik bir tuzaktır... Kulübün de takımın da bu tuzağa düşmemesi gerekir.

        Diğer Yazılar