Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye’nin Avrupa Futbol Şampiyonası adaylığındaki rakibinin Almanya olduğunu zannediyorduk... Yanılmışız, meğerse her zaman olduğu gibi yine UEFA ile mücadele edeceğiz...

        Yine durup dururken kural değişikliği yaptı UEFA, maç oynanırken... Direkt de Türkiye’yi hedef alıyor... Her ne kadar 2022 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak Katar’ı öne sürseler de asıl hedef Türkiye...

        Türkiye’ye diyorlar ki, “Avrupa Şampiyonası’nı size vermeyeceğiz, hiç ümitlenmeyin, avucunuzu yalayın...” Tıpkı 2016’yı elimizden alıp Fransa’ya verdikleri gibi... O zamanki UEFA Başkanı şımarık Fransız Platini’nin avucumuza kadar aldığımız, anamızın ak sütü gibi helal organizasyonu gasp etmesi gibi..

        Kafalarına koydular turnuvayı Almanya’ya verecekler, gerekçesini hazırlıyorlar... Türkiye’nin ipini çoktan çekmişler, bahaneler üretiyorlar... Suyu çok bulandırdın diyecekler, senden hiç hoşlanmıyoruz diyecekler... Bizi, bir kere daha bir Avrupa ülkesine yedirecekler...

        ***

        “Biz, dünyanın en büyük organizasyonlarını, hem de tarihin en iyisi olarak yaptık, bir tek futbolda Avrupa Şampiyonası’nı alamadık” deseniz de, hiçbir şey fark etmeyecek...

        “Şu anda, dünyanın en modern statları bizde, en gelişmiş teknoloji ve en konforluları elimizde, birbirinden güzel 30 tane tesisimiz tamamlanmış durumda, istediğinizde maçlarınızı oynatın, hatta bugün bile hazırız, güvenlikte en iyiyiz, hiçbir organizasyonda kimsenin burnu kanamadı” deseniz de fayda etmeyecek...

        Sadece insan hakları ihlalleri var önyargısıyla bütün bu artılarınızı eksiye çevirecek bir gerekçeleri olacak... Yoksa durup dururken böyle bir kuralı gündeme getirmezlerdi...

        Uluslararası kuralları biz koymadık, dünya koydu, Avrupa koydu... BM, UNESCO, Avrupa Konseyi vs... Tabii ki spor ayakları olan IOC, başta futbolun patronları FIFA ve UEFA ile bütün uluslararası federasyonlar....

        Bütün dünyada, her ülkede, en ücra köşede sporun ve spor kültürünün yaygınlaştırılması esastır... Ülkelere daha çok organizasyon vererek, hem tesisleşmesini sağlıyorsunuz, hem de o milletlere sporu sevdiriyorsunuz... O ülkenin demokrasisinde eksikler varsa tamamlamasını sağlıyorsunuz...

        ***

        1980’de Moskova Olimpiyatları komünist Sovyetler Birliği’ne verilirken de, 2008 Pekin Olimpiyatları Çin’e giderken de amaçlardan biri buydu... En önemlisi de sporu, politik mülahazalardan uzak tutuyorsunuz ve hangi ülke hak ediyorsa, organizasyonları sırayla onlara veriyorsunuz...

        2020’yi kesin alıyoruz derken, 1964’te ev sahipliği yapan Japonya’nın Tokyo şehri tercih edildi...

        UEFA 2016’ya adaydık, 1984’ü yapan ve 1998 Dünya Kupası’nı organize eden Fransa’ya kaybettik...

        Şimdi de Almanya. 1974 ile 2006 FIFA Dünya Kupası’na ve 1976 Avrupa Şampiyonası’na ev sahipliği yapmıştı. Türkiye varken, ona vermek de neyin nesi?

        Eğer UEFA ileride insafa gelmezse, kesin gözüyle baktığımız 2024 de gasp edilecek... Emin olun ki, Türkiye’nin rakibi Almanya değil, UEFA...

        Diğer Yazılar